Cumartesi, Temmuz 7

Hak




Euro 2012 hakkında çok yazamadık. Zaten beklediğim heyecan ve kaliteyi yaşayamadım. Genele baktığımız zaman futbol yine doyurdu diyebilirim ama 4 sene boyunca beklenen Avrupa Şampiyonası'nın standartlarının altında kaldı. Sanki Avrupa Şampiyonaları yavaş yavaş eski güzelliğini kaybediyor.

Tarihin en büyük futbolcularının neredeyse tamamını bir araya toplamış Euro 2000, hem tatkstiksel olarak hem görsel olarak futbolun zirve noktalarından biri olan 2004 yazı artık yok. 2008'e tat veren bizdik, bu sefer kırmızı-beyaz da olmayınca eksik kalan bir şeyler oldu.

Yine de futbolsever olarak İtalya'yı, Almanya'yı, hatta gıcık olduğum Portekiz'i izlemek güzeldi. İspanya ise şampiyonluğuna rağmen ekrandan bana tat vermedi. Vermesi gerekiyor muydu?

İşte futbol konuşan, tartışan, yaşayan insanların en büyük yanılgısı burada başlıyor. Futbolsever, tatmin olmak istiyor. Futbolseveri tatmin etmeyi düşünen teknik adam ise yok. Zaten olmamalı da. Takımların, sorumlu oldukları, başarısızlık halinde hesap vermek zorunda oldukları tek bir yer olmalı; kendi taraftarları.

 Sanıyorum ki Del Bosque'nin aklında da, ekran başından turnuvayı takip eden insanları mutlu etmek gibi bir düşünce yoktu. Daha çok İspanyollara yeni bir gurur sayfası açtırmanın peşindeydi. Bunu, oyun kurlları içinde nasıl yaptığının çok da önemi yok.

Yapılacak şey basitti. Topu al, rakibe verme, gol at, gol yeme. Bunu çok iyi yapan bir takımı izlemek sıkıcı olabilir. İspanya maçlarını izlemek gerçekten tatsız. Ama bu şampiyonluktaki alın terine leke düşüremez.

Türkiye'de artık hak ve etik kavramları anlamlarını değiştiriyor. Futbol sahasında olan biten de bundan etkileniyor.  "Maçları izleyelim bakalım hak etmiş miyiz" savunması gibi. Hak etmenin karşılığı güzel futbolmuş gibi sunuluyor. Güzel futbol ile iyi futbol ve had bilerek oynanan futbol ayrılamıyor. Mesela Yunanistan'a yapışan ön yargı gibi. Yunanistan'dan beklenen sağlı sollu ataklar. Savunma yapmak ise büyük bir meziyet olmasına rağmen futbol cinayeti gibi görülüyor.

İspanya'nın yaşadığı da bu. Kimseyi tatmin etmek zorunda değiller. Sahaya çıkıyorlar, topu alıyorlar ve vermiyorlar. Doping yok, şike yok, eyyam yok Verilen penaltı, verilmeyen gol yok. Barcelona'dan bildiğimiz yenik duruma düşünce yere atmalar da pek yok, zaten olsa bile bunlar da her takımda az çok olan şeyler.

Eğer onların hak edecek kadar iyi oynamadığını düşünüyorsan yapman gereken basit. Topu onlardan al ve gol at.

Ve bu kadar övgüden sonra, şunu da eklemeliyim. İspanya maçları gerçekten çok sıkıcı ve artık izlenmiyor. Barcelona'da en azında Messi'yi izliyorsun, İspanya'da o da yok. Ve son 3 turnuvada da kazanan aynı takım olunca, turnuvaların tadı kaçtı. FIFA önlem almazsa, artık yayın gelirleri düşecek. Düğmeye basılsın.

Hiç yorum yok: