Çarşamba, Ocak 18

Youth



Bazı yönetmenlerin belirgin imzaları vardır. Onların filmlerini bilmeden izlediğiniz zaman bile "Bu onun filmi" dersiniz. Fakat bu bazen sıkıntılar da yaratabilir. Paolo Sorrentino kısa sürede imzasını belli etti. Ama kurgusal anlamda "Acaba aynı şeylerden bahsetmeye devam edecek mi?" korkusunu yaşatmaya da başladı. Benzerini Alejandro Inarritu'da da yaşamıştık. O nedenle daha iyi film olan Biutiful, daha farklı olan Birdman'in gerisinde kaldı benim için. Ve o nedenle hâlâ Young Pope için çok heyecanlansam da tek bir sahne izlemedim. Öte yandan insan sevinecek bir şey de buluyor; demek ki La grande bellezza bir tesadüf değilmiş. 

Sorrentino için bu kadar eleştiri yeter, daha fazlasını hak etmiyor. Zaten her şeye rağmen Youth'un muhteşem bir film olduğu gerçeğini değişmiyor. Sadece La grande bellezza'nın bir adım gerisinde kaldığını söyleyebiliriz. O da gayet normal. Çıta baya yüksekti.

Kurgu üzerinden sayısız tartışma, sayısız konu, sayısız cümle çıkabilir. O ayrı yerde dursun. Ama sinemanın tekniğinden bahsedeceksek bizim çapımız yetmez. Sorrentino izledikten sonra, sadece ağzımız açık kalıyor. İtalyanların Rönesansı nasıl başlattığını bilmiyorum ama neden İtalyanların başlattığını daha iyi anlıyorum.

Sanırım insanlık yıllardır aynı şeyleri söylüyor ve aynı şeyleri söyleyecek. Doğup ölen bir canlı türü olarak daha farklı ne diyebiliriz ki? Bütün mesele de hikayenin anlatış biçiminde çıkıyor. Aynı şeyi kim daha etkileyici anlatacak? Nasıl daha vurucu olacak? Sorrentino, çoğu kişiden daha iyi bir hikaye anlatıcısı. O kadar iyi ki elinde bir hikaye olmasına da gerek yok. Alpler'in ortasında bir otelde kapanmış 10-15 kişiyi gösterin, adam oradan bir şeyler anlatsın.

Rachel Weisz ile Paul Dano'nun yakınlaşmasını çok istedim. Harvey Keitel'ın bu kadar yaşlandığını fark etmeme ayrıca üzüldüm. Maradona karakterinin konmasına çok sevindim. Jane Fonda'nın bu rol için el üstünde tutulmasına anlam veremedim. Mekana aşık oldum, müziklere bayıldım, İngiliz aksanlarına tutuldum. Kötü bir şey bulamadım, iyi şeyleri sıralamaya üşendim. 


Keşke senede 20 tane böyle film izlesem.

Hiç yorum yok: