Sene 1978. Haliyle Kadir İnanır'ın sağlam olduğu zamanlar. Siyasi açıdan en dolu günleri.
Fikirleriniz fikir olarak kaldıkça pek bir önemi oluyor. Yeri geliyor; o sınavı vermeli, fikirleriniz doğrultusunda hareket etmelisiniz. Barış istemek kolay, zor olan intikam almanız beklenirken inadına barış demek.
Türkiye toplumu, zamanında bu filmleri çok sevdi. Herkes Yeşilçam'a, onun yıldızlarına bağlandı. Nasıl oldu da oralardan uzaklaşıldı anlamak mümkün değil. "Eskiden ne güzelmişiz be, ah o mahalle sıcaklığı" ezberine girmeyelim de bilinç olarak bir seviye değişimi olduğu çok bariz. 1980 toplumun genleriyle çok fena oynadı.
Şu an böyle filmin çekilmesi mümkün değil. Çekilirse seveni olur ama o sevenlerin çoğu da kendi hayatlarında Derviş Bey gibi hareket etmeyecektir. Çok acınası bir durum.
Yönetmen Şerif Günen, müzikler Cahit Berkay, başrolde Kadir İnanır ve Erol Taş. Yanda Aliye Rona ve Hüseyin Peyda... Kötü bir film çıkması mümkün değil. Üstelik Ahu Tuğba bile şaşırtıcı derecede çok başarılı. 15 yaşındaki Melike Zobu'nun ilk filmi ki diğer filmlerinin yanında parlıyor. O zamanlar Hülya Avşar tanınmıyor tabi, ama o da o günlerde 15 yaşındaydı. Keşke ona denk gelseydi. Hülya Avşar'ın 10 sene erken dünyaya gelmesi Türk sinemasına çok şey kazandırabilirdi. En verimli dönem, güzel ve yetenekli kadın oyuncu açısından sıkıntılı zamana denk gelmiş.
Sonu dışında iyi film ama o da Yeşilçam'a göre normal...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder