70’lere geri döndük. Veya daha eskisine. O yılları bilmediğim için çok da ahkam kesmek istemiyorum. Fakat bir kuşağın gelişen teknolojinin hayata girmesinden rahatsız olduğundan eminim. Onlar boşuna “Video killed the radio star” demediler. Dönemler kendi kahramanlarını çıkarır. Bir de o dönemin ruhu vardır. O ruh kayboldu mu her şey değişir artık. O andan sonra izlediğimiz ve yaşadığımız, aynı değildir.
Aslında bu kadar girizgaha da gerek yoktu. VAR’ı sevmiyoruz hocam. İşe yaramayacağını söylemiştik. Gerçi insanların ne aradığıyla da alakalı bir durum ama Dünya Kupası’nda işin suyu çıktı. PES ve FIFA oynayarak futbol seven kitle için bulunmaz nimet. Sevdikleri oyunun gerçeğine çok yaklaştılar. Fakat oyun bu değildi.
Hataları kutsamaya gerek yok. Burada yaptığımız cümleler oraya gitmesin. Keşke hatalar en aza inse. Fakat bunun yolu hakemleri eğitmekten geçer. Onlar bu oyunu daha iyi yönetebilir. Eğer onlara arkalarında teknolojik bir bakış açısı olduğu rahatını verirseniz, bu sefer iş rehavete dönüşür. Kolombiya - Senegal maçındaki pozisyon harika örnek. Hakem Mazic, penaltı vermeyecekti ama resmen "Dur vereyim en kötü VAR'a bakarım" dedi ve sonra penaltıyı iptal etti. Penaltıyı çalarken girdiği vücut dili de bunu doğrular. 'Zaten VAR var' diyen hakemlerin her maç 10 pozisyona baktığını ve yönettikleri maçı saldığını düşünsenize...
Zaten bu oyunun ruhu ekranda yansıyandan anlaşılmaz. Birçok pozisyon var örnek verebileceğimiz. Mesela ofsayt gibi konularda, geometrinin kesin ve doğru kararlar vereceği pozisyonlarda VAR başımızın tacıdır. Fakat bazı pozisyonlar var ki, bunu gerçekten futbol oynayan adam hisseder.
Ben de profesyonel top oynamış biri değilim. Fakat mesela, Ronaldo’nun İran maçında VAR’a giden pozisyonuna karşıyım. İranlı oyuncunun çakallığını görmemek için herhalde oyundan bihaber olmak lazım. Sonuçta ne oldu? Hakem oyunu durdu, baktı inceledi ve o bile kırmızı vermeye razı olmadı.
Futbol zor tempo kazanan bir oyun. Fazla kesmemek gerekiyor. Biz Türkiye’de olabildiğince az faul düdüğü çalsın da oyun aksın diye beklerken şimdi bir de VAR yüzünden dakikalarca pozisyon yorumlanmasını bekleyeceğiz. Birçoğu gerek olmayan pozisyonlar…
İşin en kötüsü, orta hakemi içerideki hakemlerin çağırması. Mesela Arjantin maçındaki kafadan seken el pozisyonuna penaltı çalınmayacağını hepimiz biliyorduk. Hal böyleyken VAR neden orta hakemi çağırdı? Gereksiz işler ve çok can sıkıcı.
Postun fotoğrafı da can gri değil mi? Sanki Big Brother bize emir veriyor. "Tamam karar verdik, gol. Sevinin" der gibi. Buna dönüşmek isteyen var mı? Genç kuşaklar bunun içinden çıktıkları için farkı anlamıyor olabilir ama biz duyguların değerini bilen yıllardan gelen, en azından o yıllara ucundan yetişen kuşaktanız. Top ağlarla buluşup saniyelerce sevinen ve hemen ardından kalkan ofsayt bayrağını görünce anında yıkılan insanlarız . Bunun iki dakika sürdüğünü düşünsenize?
Pictures came and broke your heart
Tamam romantik olmaya gerek yok, abartmayalım. Fakat sahanın dışında yer alan ve bir ekrandan maçı izleyen kişilerin oyun hakkında karar vermesi yeterince çirkin bir durum.
O nedenle eğrisi doğrusuna denk geldi ve turnuvanın adamı Amrabat oldu. VAR’ın oyunu bozmadan işe yaradığı nadir anlardan birinde golü yediler ve İspanya maçından beraberlikle ayrıldılar. O anın ruh hali nedeniyle VAR’a tepki gösterdi. Haksızdı ama ana fikirde haklıydı.
Futbolcular ve teknik direktörler bunun farkında… Umarım FIFA, önceliğinin onlar olduğunu fark eder ve bu oyunun geleceğini ergen televizyon seyircisinin ferasetine bırakmaz.