Cuma, Temmuz 27

Gone with the Wind


Gone with the Wind, Türkiye'de en çok bilinen Holywood filmlerinden biri. İzlemeyen kuşak neredeyse yok gibi. Ayrıca Türkçe adı da sık sık kullanılan bir deyim ve filme atıfta bulunanların sayısı çok fazla. Haliyle adını sıkça duyduğum bu filmden bihaber olmak mümkün değildi. 

Fakat korkutucu noktaları vardı. Bir kere 1939 yapımıydı. Eski filmlere (1960 öncesi) dair önyargımı kırmam henüz çok yeni. Ayrıca o döneme göre çok uzun bir süreye sahip. Yaklaşık dört saat sürüyor. Hikaye de temel hatlarıyla ilgi çekici değildi. Romantik kısımlarıyla öne çıkıyordu.

Fakat haksızlık ettiğimi kabul etmeyelim. Süre hissedilmiyor, hikaye akıcı. Tarihin en iyi filmleri arasında gösterilmesine gerek yok ama çağın en iyilerinden olduğu bir gerçek. Bir roman uyarlaması. Roman 1936'da basılmış. Bir kitabın filmini üç sene sonra yapmak bana göre kötü bir durum. En azından kitabın iyice yayılması, özümsenmesi belki de kültleşmesi gerekiyor. Tutan her kitabı sinemaya aktarmak, edebiyat için değil ama sinema için zararlı. Üretimi körelten bir anlayış. Bu zihniyetin 1930'larda dahi olduğunu görmek üzücü.

Yine de filmin iyi olduğunu yinelemek gerek. Kuzey-Güney savaşındaki alt metinler ise rahatsız edici. "Biz çok mutluyduk, kölelerimiz de çok rahattı. Fakat kuzeyliler geldi bizim huzurumuz bozdu" düşüncesi devamlı karşımızda. Taraflı bir anlatım kesinlikle mevcut.

Clark Gable'ın filmin yıldızı olduğu aşikar. Çok yakışıklı durmuyor ama çok karizmatik. Belki de sinema tarihinin en karizmatik karakteri. Filmin on yıllar boyunca sevilmesinin nedeni kendisi olabilir. Özellikle kadınların ilgisini çekmiştir. Fakat dokuz Oscar kazanan filmde eli boş kalan Gable olmuş. Bu da ilginç nokta.

Hattie McDaniel'ın Oscar'ı da ilginç. Köleliğe dair alt metinleri olan bir filmde yer alan Afro-amerikalı bir oyuncunun Oscar kazanan ilk siyahi olması  oldukça ironik.

Her anlamda sinema tarihinin önemli kilometre taşlarından biri... Bir daha izler miyim, emin değilim. Dört saat çok uzun. Fakat bir daha dünyaya gelirsem 32 sene beklemem.

Hiç yorum yok: