Woody Allen'in 41. filmi.
Benim izlediklerimin sayısı çok az. Ama daha önce izlediğim Allan filmlerinde de yazdığım gibi; büyük ihtimalle 41'i de birbirine benziyor! Gerçi daha sonra filmlerin sayısı 50'ye yaklaştı. Büyük ihtimalle hepsi birbirine benziyor!
Hadi haksızlık etmeyelim. 2000 sonrasında biraz değişimler var. En azından Avrupa'ya açılıp, coğrafya değiştiriyor. Fakat hikayeler yine aynı ilerliyor. Gerçi 48. filmi Wonder Whell, çok iyi bir film olmasa da diğerlerinden daha farklı gözüktüğü için benim hoşuma gitmişti. Son 20 yılın en çok övülen Allen filmi Vicky Cristina Barcelona'yı da merak ediyorum ama korkumdan henüz izlemeye fırsat bulamadım!
Biz 2010 yapımı filmimize dönelim. Yine bir Allen filminde; çiftler birbirini aldatmaya çalışıyor. Yine karakterler entellektüel ve mutsuz. Yine çok fazla replik var; üstelik bu sefer komik de değiller. Yine filmin standartlara göre az bir süresi olsa da (90 dakika) yine bitişe doğru zorlanıyoruz.
Fakat bu sefer bir farkımız var. Film New York'ta geçmiyor. Hatta ABD'de de değiliz. Bu sefer Londra'ya uğruyoruz. Allen bir şehri mekan olarak kullanmayı iyi beceriyor. Üstelik farklı şehirleri aynı şekilde kullanmak önemli bir beceridir. New York, Allen'ın göz ağrısı. Her taşını biliyor. Orayı etkin kullanması şaşırtıcı değil ama Londra'dan da aynı verimi alması önemli. Gerçi o 41 filmden Londra'da çekilen dördüncüsüymüş. Kendisine o kadar da yabancı değilmiş ama olsun. En azından 85 yaşındaki bir şekilde övmek lazım. Bu noktadan takdir ediyoruz kendisini.
Filme övgü bulmamız çok zor. Çok sevdiğimiz iyi oyuncuları görmek güzeldi. Zengin bir kadro var yapımda. Her ne kadar bu isimler en iyi performanslarını göstermeseler de, filme artı kattıklarını eklemek gerek... Onun dışında da çok fazla bir şey söylemek zor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder