Tek maçtan yatan kuponların dramatik olması için iki ayrı senaryoya ihtiyaç vardır. Ya en düşük oranlı, yani en güvenilir maçtan yatılacak ya da en son maçtan... Eğer en son maç ise, o maçın sonucunun bir son dakika golüyle değişmesi işe iki kat acı katacaktır.
Serimizin altıncı kuponunda son dakika golü yok. Fakat bir son maç var. Üstelik oynadığımız ve güvendiğimiz takım öne de geçiyor. O maça geleceğiz. Önce diğerleri...
Cuma gününe Romanya ile başladık. Yaklaşık üç haftalık aranın ardından sonra yeni sezona başlayan Romanya'da açılışı Arges ile Botosani yaptı. Botosani'yi biliyorduk ama Arges'in adını ilk defa duyduk. Programda öyle görünce bize yabancı geldi. Meğer eski meşhur kulüplerden Arges Piteşti'ymiş. Uzun zamandır bu seviyede yoktu. Bir ara üçüncü lige kadar düşmüştü. 11 sezon aradan sonra en üst lige geri dönmüş. Hoşgelmiş. Pandemi, kulübe yarmış, kulübün talihini değiştirmiş. Mart ayında liderin 12 puan gerisindeydiler ama takım sayısı arttırılınca lige çıktılar. Bu bilgiler önemli; zira tercihimizi belirleyen faktörlerdi. Geçen sezonu dördüncü sırada bitiren Botosani ile Mart ayından beri maç yapamayan, alt ligden gelmiş bir takımı tartıya koyduğumuzda ağır basan netti. Gerçi maçın son anları bize biraz stres yaşatsa da Botosani deplasmanda 3-2 kazanmasını bildi. 1.75 oran cepte...
Saat 20.00 seansında iki maçımız vardı. Biri Beyaz Rusya'dan, diğeri yeni başlayan bir diğer ligden; Fransa'dan. Beyaz Rusya'da Dinamo Brest - Belshina maçına KG Var tercihimizi yaptık. 53. dakikada işlem tamamlandı. Öte yandan Belshina'nın son dönemdeki çıkışı takdir edilesi. İlerleyen maçlarda bu takımı göz ardı etmemek lazım.
Fransa Ligi'nin açılış maçı ise sanıyorum herkesin beklediği gibi bitti. Bordeux ile Nantes ikilisini programda görenler "Sabaha kadar oynasalar gol olmaz" demiştir. Oranlar da buna işaret ediyordu. Ben biraz daha güvenli olanı tercih ettim ve direkt beraberlik oynadım. Genelde beraberliğin oranı 3.00 olur. Eğer çok dengeli bir maç ise 2.70'e kadar düşebilir. Fakat bu sefer beraberliğe nazaran oldukça düşük bir oran vardı. 2.55! Yine de fena bir oran değildi. Sadece iki isabetli şutun çekildiği maçta beraberliği de yakaladık ve akşam keyif ve umutla Avrupa Ligi finali için ekranın karşısına kurulduk.
Tercihimi Inter'den yana kullanmıştım. Hatta "Lukaku gol atar" ile Inter galibiyeti arasında çok gidip geldim. Fakat açıkçası maçta çok fazla gol olmayacağını düşünerek Inter galibiyetini tercih ettim. Eğer Inter öne geçerse, canlıdan Sevilla yenilmez tercihine oynayıp kazanmayı garantileyecektim. Daha maçın 5. dakikasında hem Inter öne geçti, hem de Lukaku gol attı. Gol erken gelince rehavete girdik. "Sevilla yenilmez" seçeneğinin oranının ilerleyen dakikalarda daha da artacağını düşünerek risk aldık. Ne de olsa bir Conte takımı golü bulduktan hemen sonra savunmasında açık verip gol yemezdi! Ama maalesef yedi. 12'de 1-1 oldu, 33'te Sevilla öne geçti. İlk yarı 2-2 bitince biraz rahatladım ama açıkçası maçın Inter'e gelmeyeceğine ikna olmuş gibiydim. Sevilla daha iyi oynadı. Inter çok zorlandı. Gerçi ikinci yarıda Gagliardini ve Lukaku'nun kaçırdığı pozisyonlar çok netti. Sevilla o kadar net pozisyona giremedi. Yine de topu gezdiren, topu kontrol eden ve hatta sahaya iyi yayılan hep Sevilla'ydı.
Gerçi Diego Carlos'un şutu da auta gidecekti ama Lukaku sağolsun, ayağını uzattı ve kupayı Sevilla'ya gönderdi. Bizim de, yaklaşık 13 oranlı bir kuponumuz daha çöpe gitti.
Bu arada ilk yarıdaki pozisyonda Diego Carlos'un eli topa gidiyordu... Sağlık olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder