Cuma, Eylül 4

Elveda Buca


Bucaspor kapandı! Artık Bucaspor yok! 

Beklenmedik bir gelişme değildi. Zaten camia buna hazır olduğu için önce amatör liglerde mücadele eden Tire 1922'nin haklarını satın aldı, sonra da kulübün ismini de Bucaspor 1928 olarak değiştirdi. Şu anda Süper Lig'de mücadele eden birçok köklü takımın dahi yaptığı, Anadolu'da çok yaygın olan bir iş. Bu isim değiştirmeleri iyi okumak lazım ama bu ayrı bir yazının konusu olsun. Şimdi esas meselemiz eski Bucaspor!

Tabi ki "Ah sen ne güzel takımdın Bucaspor" şeklinde duygusal bir yazı yazmayacağız. Bu arada özellikle 2010'lu yılların başında güzel takım olduğunu eklemek gerek. Batdal, Zafer Çevik, Erkan Taşkıran, Yasin Avcı, Sercan Kaya, Veli Kızılkaya gibi oyuncular akıllarda. Hatta genç Taylan Antalyalı bile ara ara oynardı. Süper Lig'e de yükselmişlerdi. Hızlıca yükseldiler, hızlıca düştüler. İşte tam da o yıllarda çok önemli bir maç oynandı. O nedenle Bucaspor hakkında yazı yazmak yerine, kulübün kaderini belirleyen o maçı hatırlayalım.

Zira o maçın kendisi dramatikti ama asıl sonrasında yaşananlar çok ilginçti. Türkiye'de spor kulüplerinin ömrü pamuk ipliğine bağlı. Tabi ki futbolun tam da öyle bir ruhu, duygusu ve doğası vardır. Kazanmak ve kaybetmek bir anda gelişir ve her şeyi değiştirir. Fakat Türkiye'de bir maçı kaybetmek bütün tarihinize mal olabilir.

Bucaspor 2010-11 sezonunda tarihinde ilk kez Süper Lig'de mücadele etmiş, hemen o sezonun sonunda alt lige düşmüştü. Düşen takımlar için en önemli mesele hızlı bir şekilde geri dönmektir. Zira geliri yüksek Süper Lig'de tutunmak için çok para harcanmış, borç yapılmış, alt lige düşünce gelirler azalmıştır. Ve en önemlisi borçların altından kalkmak çok zor gözükür. O nedenler hemen yukarı çıkmak ve kasayı doldurmak gerekir. Aksi halde kulüler alt liglerde, bir kuyuya düşmüş gibi debelenir.

2010-11'de Süper Lig'den düşen takımlar Bucaspor, Konyaspor ve Kasımpaşa'ydı . Bu üç takıma dikkat! Zira Kasımpaşa yukarıda bahsettiğimiz denkleme uyarak hemen bir üst lige (2011-12'de) yükseldi. Zaten kendileri son yılların asansör takımıdır. Konyaspor ise play-off finalinde Kasımpaşa'ya elenen takımdı. Bucaspor ise ligi orta sıralarda bitirdi. 

2012-13 sezonunda şans Bucaspor ve Konyaspor'un ayaklarına geldi. Bucaspor bu sefer daha iyi bir sezon geçirdi ve beşinci oldu. Konyaspor ise altıncıydı. Üçüncü sıradaki 1461 Trabzon'un Süper Lig'e çıkma hakkı olmayınca play-off'a yedinci sıradaki Adana Demirspor dahil edildi ve altıncı ile beşinci takımlar yarı finalde eşleşmek zorunda kaldı. Yani Konyaspor ile Bucaspor. Olayların bu kısmı bile yeterince absürd değil mi?

İlk maç Konya'daydı. Bucaspor o zorlu maçı, savunma oyuncusu Luiz Henrique'nin golüyle 1-0 kazandı. Rövanş için büyük bir avantajdı. Zira sezon boyunca oynadığı 34 maçta 38 kez fileleri havalandırabilen Konyaspor, ilk yedi sıranın en az gol atan takımıydı ve Bucaspor'a deplasmanda en az iki gol birden atması gerekiyordu.

Maçın ilk yarısı sıkıcı, daha doğrusu kontollü geçti. Her dakika Bucaspor'a yarıyordu ve ilk yarı 0-0 sona erdi. O sezon hiç gol atamayan Luiz Henrique, ilk kez Konya'da ağları havalandırmıştı. Buca'daki maçın 63. dakikasında bir kez daha fileleri havalandırdı. Bucaspor maçta 1-0 öne geçmiş, eşleşmede 2-0'ı yakalamıştı. Kalan süre 25 dakikaydı. Karşılaşmanın seyri de Konyaspor'dan yana değildi. Hatta Konyaspor kalecisi Kaya Tarakçı maçın yıldızıydı. Kaya'nın ilk maçta da önemli kurtarışları vardı. Fakat Kaya'ya rağmen işler Konyaspor'un istediği gibi gitmiyordu.

İşte o maç döndü! Önce Murat Akın beraberliği sağladı, ardından stoper Selim Ay Konyaspor'u 2-1 öne geçirdi. Maç 2-1 sona erdi. Keşke maçı özetini bulabilseydim ama golleriyle yetinebiliriz...



Uğur Tütüneker'in çalıştırdığı Konyaspor, finalde yine şimdilerde kabus yaşayan ve başka bir takımın adında can bulmaya çalışan Manisaspor ile karşılaştı. Recep Aydın ve Ars'ın golleriyle 2-0 kazandı ve Süper Lig'e yükseldi. O günden bu yana da Süper Lig'de. Hem de o biçim....

Anlattığımız sezonun başında borçları olan, transfer yasağı bulunan ve herkesin "Küme düşer" dediği Konyaspor, sezonu sonunda bir şekilde Süper Lig'e yükseldi. Zaten sık sık düşüp çıkan bir kulüp olması bu başarıyı biraz olağan karşılamamıza neden oldu. Fakat sonrasında kulüp tarihin en büyük başarıları geldi. 2015-16'da Süper Lig'i üçüncü bitirdiler. Bu, ertesi sezon Avrupa Ligi oynayacakları anlamına geliyordu. Avrupa aşaması pek iyi geçmese de ülke içinde bir kez daha tarih yazdılar ve Türkiye Kupası'nı kazandılar. Yani, ertesi sezon bir kez daha Avrupa'daydılar. Ama öncesinde Beşiktaş'ı alt ederek Süper Kupa'yı müzelerine götürdüler. İkinci Avrupa Ligi seferinde, grupta oynadıkları altı maçın sadece ikisini kaybettiler. Guimaraes'i yendiler, Marsilya gibi bir devle berabere kaldılar. Bu süreç içinde, geçen sezon olduğu gibi, birkaç kere düşme korkusu yaşadılar ama halen ligdeler ve her takım için tehlike yaratmaya devam ediyorlar.

İşte Konyaspor bunları yaşarken Bucaspor yavaş yavaş düştü. 2015'te Samsun deplasmanında 3-1 öne geçip 5-3 kaybettikleri maç da en az Konyaspor maçları kadar dramatikti, zira onların küme düşmesine zemin hazırladı. 2016'nın son maçında Kocaeli Birlikspor ile 2-2 berabere kalarak bir puanla ligde kalmayı başardılar. Kartalspor, sonuncu Tarsus İdman Yurdu'nu yenseydi İstanbul ekibi ligde kalıp Bucaspor düşecekti. Fakat Kartalspor düştü ve şimdi onlar da amatörde...Belki onlar da kapanır.

Türkiye'de futbol kulüplerinin kaderi ve tarihi, 25 dakika değişebiliyor. Bucaspor 2018'de, yani Konyaspor'un Avrupa'da puanlar kazandığı sezonda 3.Lig'e, 2019'da ise amatöre düştü. Yazı bu kadar, öykü de bu kadar! 1928'de kurulan Bucaspor'un sonu işte böyle geldi.

Bu arada herhalde o golün hatrına Selim Ay halen Konyaspor forması giyiyor ve son yedi sezonda ligde üç gol atabildi...

Hiç yorum yok: