bucaspor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bucaspor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cuma, Eylül 4

Elveda Buca


Bucaspor kapandı! Artık Bucaspor yok! 

Beklenmedik bir gelişme değildi. Zaten camia buna hazır olduğu için önce amatör liglerde mücadele eden Tire 1922'nin haklarını satın aldı, sonra da kulübün ismini de Bucaspor 1928 olarak değiştirdi. Şu anda Süper Lig'de mücadele eden birçok köklü takımın dahi yaptığı, Anadolu'da çok yaygın olan bir iş. Bu isim değiştirmeleri iyi okumak lazım ama bu ayrı bir yazının konusu olsun. Şimdi esas meselemiz eski Bucaspor!

Tabi ki "Ah sen ne güzel takımdın Bucaspor" şeklinde duygusal bir yazı yazmayacağız. Bu arada özellikle 2010'lu yılların başında güzel takım olduğunu eklemek gerek. Batdal, Zafer Çevik, Erkan Taşkıran, Yasin Avcı, Sercan Kaya, Veli Kızılkaya gibi oyuncular akıllarda. Hatta genç Taylan Antalyalı bile ara ara oynardı. Süper Lig'e de yükselmişlerdi. Hızlıca yükseldiler, hızlıca düştüler. İşte tam da o yıllarda çok önemli bir maç oynandı. O nedenle Bucaspor hakkında yazı yazmak yerine, kulübün kaderini belirleyen o maçı hatırlayalım.

Zira o maçın kendisi dramatikti ama asıl sonrasında yaşananlar çok ilginçti. Türkiye'de spor kulüplerinin ömrü pamuk ipliğine bağlı. Tabi ki futbolun tam da öyle bir ruhu, duygusu ve doğası vardır. Kazanmak ve kaybetmek bir anda gelişir ve her şeyi değiştirir. Fakat Türkiye'de bir maçı kaybetmek bütün tarihinize mal olabilir.

Bucaspor 2010-11 sezonunda tarihinde ilk kez Süper Lig'de mücadele etmiş, hemen o sezonun sonunda alt lige düşmüştü. Düşen takımlar için en önemli mesele hızlı bir şekilde geri dönmektir. Zira geliri yüksek Süper Lig'de tutunmak için çok para harcanmış, borç yapılmış, alt lige düşünce gelirler azalmıştır. Ve en önemlisi borçların altından kalkmak çok zor gözükür. O nedenler hemen yukarı çıkmak ve kasayı doldurmak gerekir. Aksi halde kulüler alt liglerde, bir kuyuya düşmüş gibi debelenir.

2010-11'de Süper Lig'den düşen takımlar Bucaspor, Konyaspor ve Kasımpaşa'ydı . Bu üç takıma dikkat! Zira Kasımpaşa yukarıda bahsettiğimiz denkleme uyarak hemen bir üst lige (2011-12'de) yükseldi. Zaten kendileri son yılların asansör takımıdır. Konyaspor ise play-off finalinde Kasımpaşa'ya elenen takımdı. Bucaspor ise ligi orta sıralarda bitirdi. 

2012-13 sezonunda şans Bucaspor ve Konyaspor'un ayaklarına geldi. Bucaspor bu sefer daha iyi bir sezon geçirdi ve beşinci oldu. Konyaspor ise altıncıydı. Üçüncü sıradaki 1461 Trabzon'un Süper Lig'e çıkma hakkı olmayınca play-off'a yedinci sıradaki Adana Demirspor dahil edildi ve altıncı ile beşinci takımlar yarı finalde eşleşmek zorunda kaldı. Yani Konyaspor ile Bucaspor. Olayların bu kısmı bile yeterince absürd değil mi?

İlk maç Konya'daydı. Bucaspor o zorlu maçı, savunma oyuncusu Luiz Henrique'nin golüyle 1-0 kazandı. Rövanş için büyük bir avantajdı. Zira sezon boyunca oynadığı 34 maçta 38 kez fileleri havalandırabilen Konyaspor, ilk yedi sıranın en az gol atan takımıydı ve Bucaspor'a deplasmanda en az iki gol birden atması gerekiyordu.

Maçın ilk yarısı sıkıcı, daha doğrusu kontollü geçti. Her dakika Bucaspor'a yarıyordu ve ilk yarı 0-0 sona erdi. O sezon hiç gol atamayan Luiz Henrique, ilk kez Konya'da ağları havalandırmıştı. Buca'daki maçın 63. dakikasında bir kez daha fileleri havalandırdı. Bucaspor maçta 1-0 öne geçmiş, eşleşmede 2-0'ı yakalamıştı. Kalan süre 25 dakikaydı. Karşılaşmanın seyri de Konyaspor'dan yana değildi. Hatta Konyaspor kalecisi Kaya Tarakçı maçın yıldızıydı. Kaya'nın ilk maçta da önemli kurtarışları vardı. Fakat Kaya'ya rağmen işler Konyaspor'un istediği gibi gitmiyordu.

İşte o maç döndü! Önce Murat Akın beraberliği sağladı, ardından stoper Selim Ay Konyaspor'u 2-1 öne geçirdi. Maç 2-1 sona erdi. Keşke maçı özetini bulabilseydim ama golleriyle yetinebiliriz...



Uğur Tütüneker'in çalıştırdığı Konyaspor, finalde yine şimdilerde kabus yaşayan ve başka bir takımın adında can bulmaya çalışan Manisaspor ile karşılaştı. Recep Aydın ve Ars'ın golleriyle 2-0 kazandı ve Süper Lig'e yükseldi. O günden bu yana da Süper Lig'de. Hem de o biçim....

Anlattığımız sezonun başında borçları olan, transfer yasağı bulunan ve herkesin "Küme düşer" dediği Konyaspor, sezonu sonunda bir şekilde Süper Lig'e yükseldi. Zaten sık sık düşüp çıkan bir kulüp olması bu başarıyı biraz olağan karşılamamıza neden oldu. Fakat sonrasında kulüp tarihin en büyük başarıları geldi. 2015-16'da Süper Lig'i üçüncü bitirdiler. Bu, ertesi sezon Avrupa Ligi oynayacakları anlamına geliyordu. Avrupa aşaması pek iyi geçmese de ülke içinde bir kez daha tarih yazdılar ve Türkiye Kupası'nı kazandılar. Yani, ertesi sezon bir kez daha Avrupa'daydılar. Ama öncesinde Beşiktaş'ı alt ederek Süper Kupa'yı müzelerine götürdüler. İkinci Avrupa Ligi seferinde, grupta oynadıkları altı maçın sadece ikisini kaybettiler. Guimaraes'i yendiler, Marsilya gibi bir devle berabere kaldılar. Bu süreç içinde, geçen sezon olduğu gibi, birkaç kere düşme korkusu yaşadılar ama halen ligdeler ve her takım için tehlike yaratmaya devam ediyorlar.

İşte Konyaspor bunları yaşarken Bucaspor yavaş yavaş düştü. 2015'te Samsun deplasmanında 3-1 öne geçip 5-3 kaybettikleri maç da en az Konyaspor maçları kadar dramatikti, zira onların küme düşmesine zemin hazırladı. 2016'nın son maçında Kocaeli Birlikspor ile 2-2 berabere kalarak bir puanla ligde kalmayı başardılar. Kartalspor, sonuncu Tarsus İdman Yurdu'nu yenseydi İstanbul ekibi ligde kalıp Bucaspor düşecekti. Fakat Kartalspor düştü ve şimdi onlar da amatörde...Belki onlar da kapanır.

Türkiye'de futbol kulüplerinin kaderi ve tarihi, 25 dakika değişebiliyor. Bucaspor 2018'de, yani Konyaspor'un Avrupa'da puanlar kazandığı sezonda 3.Lig'e, 2019'da ise amatöre düştü. Yazı bu kadar, öykü de bu kadar! 1928'de kurulan Bucaspor'un sonu işte böyle geldi.

Bu arada herhalde o golün hatrına Selim Ay halen Konyaspor forması giyiyor ve son yedi sezonda ligde üç gol atabildi...

Cumartesi, Nisan 11

Hayal - İnşa



Arkadaki yazı fotoğraf karesine tam oturmasa da biraz oturmuş; siz hayal edin biz inşa edelim....

Aslında Bucaspor'a daha çok oturuyor. Küme düşebilirler bu sene.. Seyit Mehmet Özkan Altınordu'da, Salih Uçan Roma'da, Bülent Uygun Katar'da...

Pazar, Ocak 19

Boy Pos



Bucaspor altyapısından çıkan ama şu anda İstanbul BB Spor'da oynayan Mehmet Batdal için Bucasporlu taraftarların Bucaspor - İstanbul BB Spor maçında açtıkları pankart...

Salı, Ocak 8

Hedef Tekel



Bucaspor'da ligden düştüğümüzde takıma transfer yasağı geldi. O sezon çok zor geçti. PAF takımdaki bütün oyuncular A takıma çıktı. Çok küçüklerdi, tecrübesizlerdi. Bir tanesinin tek hayali para biriktirip Tekel bayii açmaktı. Bu adamlarla ilk altıya girdiğimize hala inanamıyorum.

Şu an Mersin İdman Yurdu'nda oynayan Serkan Yanık'ın yanıldığı bir nokta var, o takım ligi ilk 6'nın dışında bitirdi. Ama olsun, ligde kalmaları bile başarı sayılabilirdi. Üstelik Tekel açma hayali kuran oyuncularla kurulu bir kadroyla, bu başarı daha da önem kazanıyor.

Salih Uçan, Ömer Kahveci, Efe Halil, Civar Çetin, Aykut Çeviker, Melih Vardar, Zekeriya, Kamil Ahmet, Emre Güral... Serkan Yanık mesela 24 yaşında takımın abisi konumundaydı. İlginç bir sezondu. Aslında lige yükselmeye hak kazandıkları 2009-2010 sezonu daha ilginçti ama olsun.

Cumartesi, Mart 10

Bucaspor'un Çabası



Fotoğraftaki futbolcu; Abdülkadir. Genç futbolcu değil. 1986 doğumlu. Patlamasını bu sene yaptı yaptı, yapamadı sıradan bir futbolcu olarak kalacak. Sezon başında böyle diyorduk. Geçen sezon İzmir'de Fenerbahçe'ye 2 gol atınca herkesin dikkatini çekmişti. Maç 3-1'di, oyundan çıktı, maç 3-5 oldu. Herkes Abdülkadir'i konuşuyordu. Ama aslında o, patlamasını oldukça geciktirmişti.

Bu seneye iyi başladı. Tamam, oynadığı ligin seviyesi daha farklı ama burada da her önüne gelen kolay kolay gol atamaz. Abdülkadir attı. Her türlüsünü attı. Kontra golü de attı, frikikten de attı, karambolde de yazdı. İlk yarıyı 8 golle kapattı.

Fakat 2012 gelince düşüşe geçti. Forumlarda okuyorum, Bucasporlular pek memnun değildi. "Sait Karafırtınalar oynatmasın" diyenler çoğunluktaydı. Anlam veremiyordum. Çok fazla Bucaspor maçı da izlemiyordum. Bucaspor gibi kendi yağında kavrulan bir takım, Abdülkadir'den bu kadar kolay vazgeçemez. Karafırtınalar da öyle yaptı, vazgeçmedi. Fenerbahçe maçında 65'te oyundan aldığı topçusunu, bu sefer her maç oynattı.

Son Karşıyaka maçında attığı gol beni şaşırtmadı. Ama istatistiklere bakınca, bu golün sezonun ikinci yarısında attığı ilk gol olduğunu farkettim. Uzun süren bir sessizlik. Aslında Bucasporlular'ın neden öyle düşündüğünü anladım.

İligniçtir son golünü Göztepe'ye atmıştı, bu sefer Karşıyaka ile oruç bitti. İzmir'in büyüklerine kafa tutan Buca. Abdülkadir, devamını getirirse Bucaspor beklenmedik bir şeyi başarabilir. Bunun baş mimarı da Karafırtınalar olur.

Fotoğrafta, Abdülkadir'in arakasından gelen Emre Güral. İkisi de Karşıyaka maçını 1 gol ve 1 asist ile tamamladı. Emre de Abdülkadir gibi Almanya doğumlu. İkisi de ligde 9 gol attı. İyi ikili oldular. Emre'yi takıma koyan; Karafırtınalar.

Karşıyaka maçının kadrosu; 1992-1990-1991-1988-1984 (abi Zafer Çevik)-1989-1994-1986 (Abdülkadir)-1989-1993-1993

Böyle bir kadro ligde play-off için oynuyor. Çoğu Ege doğumlu, Buca altyapısı çıkışlı çocuklar. Tekrar Süper Lig'e çıkartmaya çalışıyorlar Buca'yı. Peki Buca çıkarınca, yine Bülent Uygun gibi bir hoca gelir, takımı dağıtır ve kaşarlarla doldurur mu?

Emre ve Abdülkadir 9'ar golü kim için ne için atıyor? 1993 doğumlu çocuklar ne için oynuyor?

Pazartesi, Mart 5

İzmir Klasiği


- Aslında şaşırtıcı bir skor. Beklemiyorum.

- Ama Karşıyaka sever böyle maçlarda puan kaybetmeyi, yenilmeyi.

- Bucasporlular'ın sopalı pankartları güzeldi.

- İkinci yarı Karşıyaka o baskıdan en azından bir gol çıkarmalıydı.

- Hüseyin Sabancı çok kötü hakem. İki maçtır (Karabük-Ankaragücü) dikkatimi çekiyor.

- İzmir'de ne zaman derbi olsa hava rüzgarlı, soğuk veya yağmurlu oluyor. İzmir'in güzel havası bir şehir efsanesinden ibaret sanırım.

- Karşıyaka-Buca derbi midir?

- Aylar sonra forma giyen Ayhan Evren. Büyük bir riskti. Tutmadı.

- Abdülkadir'e ayrıca değineceğiz, ama 1 gol 1 asist Emre Güral ıskalanmamalı.

- Agbetu topu alınca Karşıyaka tribününden çıkan sese bayılıyorum.

- Bucaspor altyapısının son ürünü Zekeriya Kaçaroğlu, 1993 doğumlu.

- Sait Karafırtınalar; alkışlanması gereken teknik adam.

- Gol oldu aniden

- Burak Ayaz, o da 1993 doğumlu, iki maçta oynadı bu sezon, bir Göztepe, diğeri Karşıyaka

- Başlık: Böyle maçları Karşıyaka kaybeder, Bucaspor böyle maçları kazanır.

- Foto: Ağlarsa Taha ağlar, gerisi yalan ağlar. (TD'den biri)

Cuma, Ekim 21

İzmir Adamı Yoruyor



- Büyük bir keyifle oturduk ekran başına ama olmadı.

- İzmir hep bir şey vaat ediyor ama vaat ettiğini herkese vermiyor.

- İki İzmir takımı maçını niye Trt 6 verir, Trt 3'ün misyonu nedir?

- Murat Ünlü yerine dün Adanaspor maçını Kürtçe anlatan spiker olsaydı daha iyi olabilirdi.

- Biri geçen hafta 4 gol atmış, diğeri 5. Bu maç 0-0. Bu hafta atılacak gol kalmamış. (Erman Toroğlu style)

- Taha bayrak adam olma yolunda.

- Reha Kapsal da çok enteresan bir yolda ama tam çözemedim.

- İki haftadır gol yemeyen Recep. Özgüveni kazandı. Hoşçakal Necati.

- İki tribün karşılıklı "şehitler ölmez vatan bölünmez." Yaklaşık 20 dakika. Maç da öyle bitti. Berabere.

- Gün gelecek biz de bir gün İzmir'de, ekim ortasında güneşli bir gündüz maçına gideceğiz.

- Erhan Kavak gün geçtikçe üzerine koyuyor.

- Buca ilk haftalar çok ofansifti kazanamıyordu, sonra geri çekildi, en azından puan alabiliyor.

- Şaban hiç bir şey yapamazsa presini yapıyor. İndiriyor, dağıtıyor.

- Karşıyaka, geçen seneki Kartal. Kendi sahasında golü yok.

Cumartesi, Ekim 15

Bucaspor döndü



- Tıpkı 2 sezon öncesindeki gibi bir Bucaspor.

- Buca Arena daha dolu olmalı.

- Jebrin'i 2-3 sene sonra nerede görebiliriz merak ediyorum. Suudi Arabistan'a da gidebilir, İstanbul takımlarına da.. Bir maç iyi bir maç kötü. Bu maç kötü.

- Abdülkadir'in ilk golü güzeldi. Bu çocuk da merak ediliyor.

- Murat Ünlü çok farklı bir tarz.

- Abdülkadir 3 gol 1 asist.

- TRT maçın ortasında Abdülkadir'i hat-trick yapmış şekilde gösterdi, maçın sonuna doğrusu denk geldi.

- Eski Kartallı Zafer Çevik'den iki gol

- Genç kadrosuyla Bucaspor, bu ligin sempati kralıdır. Tıpkı 2 sezon önce olduğu gibi.

- Ölmeden yapılması gerekenler: İzmir'de Buca Arena'da maç izlemek, alfabe dinlemek.

- Güneşli İzmir günleri

- Bucaspor'un zayıf karnı, savunması

- Denizlispor'dan bu hafta istifa gelir.

- Sezonun en gollü maçı


Pazar, Ekim 2

Kartalspor 1-0 Bucaspor


Sezonun ilk Kartal Stadı gezisi. Ekim ayının başında güneşi yakalamak, sabah kahvaltısını tribünde yapmak, kaliteli ve heyecanlı olmasa da naif bir futbol maçı izlemek günün özeti. Güneşli pazarlar. Futbola doymasak da kafamızı boşaltabildik. Bu da yeterli.

Havanın güzelliğine rağmen bizimle aynı hisleri paylaşanlar azınlıkta kaldı. Stadyumda boşluklar çarpıyordu. Geçen sene kış aylarında oynanan maçlardaki gibiydi. Kartalspor taraftar grupları yerini almıştı zaten. Ama semt halkı maça pek ilgi göstermedi ama bunun için de suçlanamazlar. Ne zaman stadı doldursalar hep bir hayal kırklığı yaşadılar. Geçen hafta Erciyesspor mağlubiyeti yeniden "yine aynı senaryo" dedirtmiş olabilir. Bucaspor yerine, Karşıyaka, Göztepe, Sakaryaspr gibi marka takımlar gelmiş olsaydı stad yine dolardı ama maçın adı da muhakkak etkilemiştir.

Kartalspor geçen sene gibi değil. Artık çok daha güçlü. Tek sıkıntısı yedek kulübesi. Kadro geniş değil. 1 haftada oynanan üç maçta da hemen hemen aynı oyuncular oynadı. Bu durum, maça iyi başlamalarına rağmen ikinci yarıda düşüşe geçmelerinden belli oldu. Bünye kaldırmadı, Besim Durmuş da müdaheleler de geç kaldı. Neyse ki bir kaza golü atacak gücü bile yoktu Bucaspor'un.

İlk devrede yaratılan tehlikeler; Önder, Adem ve Mehmet'in ayaklarında eridi. Bucaspor'da mutlak gol fırsatlarından yararlanamadı, burada da sahneye Kaya çıktı. Mehmet Ayaz'ın taşıdığı topla Önder golü buldu. Maçın bundan sonraki dakikalarında golü bulması gerekiyordu Kartalspor'un. Atakları gerçekleştirdi ama golü bulamadı.

Kartalspor orta sahası ligin en iyi, en verimli orta sahalarından biri olabilir. Tolga, Olgay ve özellikle Gökhan Güney orta sahada her topa basıyorlar, çoğunu kapıyorlar. Gökhan dışında topu oyuna sokma konusunda sıkıntı yaşadılar bugün. Diğer ikili Gökhan'a uyduğu takdirde Kartalspor oyunun hakimi olur. Fofana'yı Kasımpaşa maçındaki 20 dakikada çok beğendik ama 3 maçtır oynamıyor. Sakatlığı var mı bilmiyorum ama Besim hocanın şu an formda olan orta sahayı bozmamak istememesini anlayışla karşılıyorum.

Fakat tandemi bozmak sıkıntı yarattı. Hamza-Deyvison ikilisi ilk 4 hafta ortalaması iyidi. Bugün Hamza sağ beke geçince, Deyvison kendine yeni bir partner buldu. Bu da uyum sorunu yarattı. Erhan Yılmaz'ın sağ bek pozisyonundaki yetersizliği Hamza'yı oraya itse de bence tandem bozulmamalı. Oktay orada oynayabilir.

Adem Sarı ve Önder Çengel'i anlamak mümkün değil. Bazen deli gibi mücadele ediyorlar ama bazen öyle top kayıpları yapıp öyle goller kaçırıyorlar ki şaşırıyoruz.

Bucaspor ise hayal kırıklığı oldu. Ligin güzel futbol oynayan genç takımı. Bu gün ne yaptığını bilmeyen bir görüntü çizdi. Belki bir haftada 3 maç oynamanın yorgunluğu, belki sıcak hava. Ama geçen sene Süper Lig oynayan takıma bu kadar kötü futbol yakışmadı.

Yine de her şeye rağmen, Jebrin, oyuna sonradan giren 48 numaralı Felliani saçlı Salih, Abdülkadir iyi işlere imza atacaklar.

Geçen sene gol atamayan Kartalspor, bu sezon her maçta gol attı. Savunması oturdu, tek sıkıntısı gol sayısını 2'ye çıkartamamak. Onu da sağladığı zaman Play-Off için iddialı hale gelebilir. Bu sene küme düşme korkusu yaşanmayacak gibi.

Havayı bir daha ne zaman böyle buluruz, ne zaman uygun bir saat buluruz da Kartal'a geliriz, bilmiyorum. Tekrarlamak lazım.

Pazar, Eylül 11

1.Lig Raporu




Dün 1.Lig'de oynanan üç maçı da izledim. Öyle üç maç oynandı ki, hepsini tek tek, ayrı ayrı yazmaya gerek duymadım. İlginçtir, günün ilk maçı, en sıkıcı geçmesi beklenen maçtı. Ama tam tersi oldu. En güzel maç İstanbul'da oynandı.

Akhisar, Güngören'i 1-0 yendi. Skor daha farklı da olabilir. Akhisar ilk 35 dakikada 2 penaltı kaçırdı. İlk penaltı biraz tartışmalı gibi. Akhisar, geçen sene yine bir İstanbul deplasmanında, Kartal'da da penaltı kaçırmıştı. Bu sefer Şehmuz ve Anıl fırsatları değerlendiremedi. Aynı zamanda sayısız pozisyonu değerlendiremediler.

Galibiyeti getiren tek gol Sani'den geldi. Sani, 1990 doğumlu, Nijeryalı. Oyuna ikinci yarı getirdi, ilk maçında gol attı. Güzel başlangıç. Akhisar iyi kadro kurmuş diyebiliriz ama yaş ortalaması 65 herhalde(!). Kalede Oğuz, savunmada Kürşat en çok tanınan isimler. Emrah Eren, Levent Kartop, Sertan Vardar, Şehmus Özer gibi eskiler de kadroda mevcut.

Geçen senenin pes etmeyen takımı Ahisar, bu seneye de iyi başladı. Daha da iddialı. Güngören ise bu sefer zor kurtulur gibi.

Günün ikinci maçı Konya'daydı. Geçen sene Süper Lig'den düşen iki takım, Konyaspor ve Kasımpaşa sezona birlikte başladılar. Geçen sene düşmeyi garantiledikleri maç da, İstanbul'da birbirlerine karşı oynadıkları ve yine berabere biten maçtı. Maçın favorisi benim için Kasımpaşa'ydı. Konyaspor, yaz döneminde transfer yapamamıştı. Oldukça genç bir kadroya sahaya çıktı. En tecrübeli isim stoper Erdinç Yavuz, ondan sonra da 92 doğumlu Ali Dere'dir herhalde. Buna rağmen Kasımpaşa, Konyaspor'a üstünlük kuramadı. Üstelik Konya 40 dakikayı, Hakan'ın kırmızı kart görmesiyle 10 kişi oynadı. Kasımpaşa'nın buradan 3 puanla dönmesi gerekiyordu. Teknik direktör Uğur Tütüneker, deplasmanda alınan bir puanın yeterli olduğunu söyledi. Bank Asya için yeterli olabilir aslında ama böyle yakalanmış rakipleri görünce, fırsatı değerlendirmek gerek.

Son maç İzmir'de. Bucaspor, 2 sezon önce Buca Arena'da Erciyesspor'u 4-0 yenerek Süper Lig'e yükseliyordu. Bucaspor tarihinin en güzel günüydü. Aynı zamanda Bucaspor'un oynadğı son 1.lig maçıydı. Bucaspor kısa bir aradan sonra yeniden 1.Lig'de. İlk maç yine Buca'da, yine rakip Eciyesspor. Ama maç 1.5 sene önceki gibi farklı skorla bitmedi. Bucaspor, Zafer'in frikik golüyle öne geçmesine rağmen, 77.dakikada Emrah'ın golüne engel olamadı ve 1 puanla ayrılmak zorunda kaldı. Oysa Bucaspor iyi top oynadı. Genç bir kadro var ama çok olgun top oynuyor bu çocuklar. Kamil Ahmet, Civar, Abdülkadir ve Jebrin bilinen isimler. Bir de yeni eklenenler var, Efa Halil ve Mehmet İncebacak sezona damga vurabilirler.

Bucaspor 2009-10 sezonunda yakaladığı sempatiyi, şu an Metris'te olan Bülent Uygun'a güvenerek yok etmişti. Yapılan 20 küsür transfer, Bucaspor için sonun başlangıcı olmuştı. Fakat, dün 2 sezon öncesinin Bucaspor takımını yine gördüm. Erciyesporla maçıyla biten sempati, yine bir Erciyesspor maçıyla tekrar oluşabilir.

Pazar, Şubat 20

Galatasaray 1-0 Bucaspor


Evde; maçı akşam kimle nerede izlesem diye düşünürken, elime arkadaşlar aracılığıyla kombine düştü. Hiç aklımda yokken kendimi Seyrantepe'ye giderken buldum. Yeni stadın açılışını bu sayede yapmış olduk. Metrobüse biniş ne kadar Ali Sami Yen'e gidişi hatırlatsa da, bir saatten sonra Olimpiyat Stadı çok daha fazla hatırlandı. Yine de giderken sıkıntı çekmediğimizi söyleyebiliriz. Geniş avlu, dev stad ve stad çevresinde gözüken binalar Olimpiayt Stadı'nı anımsattı.

Saat 6 gibi stada girdik. Stad henüz boştu. Girer girmez ilk tezahürat geldi."Misimoviç Oley". Bu sefer Olimpiyat Stadı senesinden 1 sene sonrası akla geldi. Hagi'nin 2005 yılı. Terim zamanı tepki gören Ümit Karan, Hagi tarafından Ankaraspor'a yollanınca adı bağrılırdı. Saidoo sevgili olur, Petre ıslıklanır. Hagi hiç kimseden çekmedi Galatasaray yönetiminden çektiği kadar.

Maç başladı. Zevksiz, heyecensız bir maç. Hagi o kadar kötü bir hoca ki, takımın en iyi futbolcuları Hagi'nin devre arasında aldığı oyuncular. (Culio, Kazım, Stancu, bir de değişik yerde oynayan Neill). Bu komisyon işini Hagi iyi beceriyor o zaman. Kötü topçuya gol atırıp değerini de yükseltebiliyor. Oysa Serdar Özkan gibiler takıma kazandırılsa, Mehmet Yozgatlı transferinden primler gelse (Dur lan o İstanbulspor'du).

Maçın sonları, Mustafa Sarp oyuna girerken ıslıklanır. Mustafa Sarp, 3 kişiyi öldürmüş, hırsızlık yapmış.Kötü karakterli. Galatasaray forması yakışmıyor. Oysa o esnada Servet kaptanlık pazubandı takıyor. Aslan Servet. Böyle kaptanlar lazım. Formanın değerini bilen. Rijkaard ve Hagi futbol cahili zaten, elde Xavi varken Mustafa Sarp'ı oynatıyorlar. Yazık, hocalıktan nasibini almamışlar.

Yasa girmeden sağa sola küfür ettim. Çok rahatsız edici bir akşam oldu. Uğursuz stad. Sevmemiştim. Kötü de başladı. Bu stad için yeni Kadıkoy olur demiştik. Kadıkoy'de hiç olmazsa kötü oynayan oyuncu ıslıklanıyor, burada oyuna yeni giren topçu ıslıklanıyor. Maç 1-0 sona erince de Bucaspor tribünü ile uğraşılıyor. Fenerbahçe'yi yensek, millet çıldıracak demek ki. Galatasaray tribününün baş tarafı da, baş tarafını eleştiren kısmı da eriyor. Yeni stadyumda herkes kendi kafasında. Sevmedim.

Maçtan bahsedelim biraz. Culio'yu izlemek zevk. Stancu durgundu. Kazım, Sabri beke geçince iş yapmaya başladı. Hagi'nin Cana-Neill hamlesinde herhangi bir aksaklık yok, ezber bozuyor diye rahatsız ediyor. Ama Hagi'nin uzun boylu, stoperden bozma bek sevdasından vazgeçmesi lazım. Insua Sabri bekleri takımı hızlandırır. Açık oynayan topçulara da olumlu katkısı olur.

Servet'in bu takımda oynaması hala rahatsız ediciylen, forvette Baros'u görmek herşeyi unutturuyor. Takımda, camiada ışık veren hiçbir şey yok. Sadece Hagi. Ve aslında Hagi, Schuster'den replik çalmalı: "Beğenmeyen Gelmesin."

Bucaspor bu ligde kalsın. Hak ediyorlar. Bülent Uygun ile kaybedilen 6 aydan sonra toparlanıyorlar. Hedef maçı bu maç değildi ama 1 puanı hak etmişlerdi. Bu maçta kaçan puanı aramazlar, üstelik böyle oynarlarsa hiç hatırlamazlar. Bucaspor için son söz; Mendy daha becerikli olmalı.

Arena'ya bundan sonra gündüz maçı olursa veya bahar ayında giderim. Zaman doldurmak için. Sıkıntı büyük, çok canımız sıkılır orada.

Çarşamba, Aralık 22

Kılıçla Yaşayan Kılıçla Ölür


Dün Fenerbahçe'yi İstanbul'da yenen takımın teknik direktörü Kemal Kılıç olabilirdi. Ve şu anda birçok gazete ve TV kanalı Kemal Kılıç etkisinden bahsediyor olabilirdi. Bu "halamın bıyığı olsaydı" teorisinden çok daha gerçekçi bir senaryoydu. Yapılması gereken, daha doğrusu yapılmaması gereken tek bir hamle vardı. Kemal Kılıç, Bank Asya 1.Lig'e çıkardığı Bucaspor'dan ayrılmayacaktı.

Kemal Kılıç geçen sene Bucaspor'dan ilk yarının başında ayırmıştı. Batı'dan, Güney'e geçmişti. Ailesi İzmir'de yaşayan Kemal Kılıç, bir Adanalı olarak memleketinin takımına gelmişti. Sezon sonunda dramatik bir tablo oluşmuştu. Kemal Kılıç'ın kurduğu Bucaspor, Özcan Kızıltan yönetiminde Süper Lig'e merhaba diyordu. Adanaspor ise, Bucaspor ile aynı puanı toplamasına rağmen 3.sırada kalıyordu ve Süper Lig'e çıkamıyordu. Üstelik Bucaspor rakibini sezon içinde; İzmir'de 4-1, Adana'da 3-0 yenmişti. Bu maçlardan biri berabere bitse, Kemal Kılıç şu anda Süper Lig'de Adanaspor'u çalıştırıyor olacaktı.

Adanaspor bu sezona, geçen sezon kaçırdığı şampiyonluğu yakalamak için başladı. Kemal Kılıç ise bu sefer İzmir'e geri dönmeyi tercih etti. Bu sefer Karşıyaka'ya. Kemal Kılıç daha önce de Karşıyaka'yı çalıştırmıştı. Karşıyaka'nın kazandığı son şampiyonlukta takımın başında o vardı. Yani Bucaspor'u da, Karşıyaka'yı da Bank Asya 1.Lig'e çıkaran hocadır. Rizespor'u, Samsunspor'u, Hacettepe'yi Bank Asya 1.Lig'e düşüren hoca; Erdoğan Arıca'dan görevi devraldığında herkes ondan çok umutluydu.

Sorun neydi bilmiyorum. Karşıyaka birçok maçta geriden gelerek puan kazandı. Ama istenilen yerde bitmedi ilk yarı. Cumartesi gübü Güngören ile deplasmanda 0-0 berabere kalınca sular ısındı. Üzerine hala sıcaklığını koruyan ve ne olduğu belli olmayan doping skandalı geldi. Son darbe ise geçen senenin Süper Lig şampiyonu Bursaspor oldu.

Karşıyaka ile Bursaspor arasında sebebini dışardan izleyen bizlerin çok net bilemediği bir husumet var. Ezeli rakip ifadesi hafif kaçar. Bursaspor Süper Lig'e çıktıktan sonra ilk kez karşılaştılar. Karşıyaka ile Bursaspor son karşılaştıklarında denk kuvvetlerdi. Karşıyaka tribünü "2012'de koyalım Real Madrid'e" tezahüratını söylerken bugünleri tahmin etmiş midir? CL takımı Bursaspor, Karşıyaka'nın karşısında.

Sonuç şaşırtcı olmadı. Sahaya Vederson dahil 6 yabancı çıkartan Bursaspor, elle tutulur tek futbolcusu, tek yabancısı, herşeyi Tiago'yu bile bu maçta oynatamadı. Bursaspor 2-0 kazandı. Kemal Kılıç ile yollar ayrıldı. Kemal Kılıç Karşıyaka'dan giderken; Bucaspor, Fenerbahçe'yi yenmekle meşguldü.

Bir de işin Reha Kapsal kısmı var. Karşıyaka tribünü (Çarşı) deliler gibi Reha Kapsal'ı istiyor. Evet Reha Kapsal, bu takıma son 5-6 senede yaşanmayan heyecanı yaşattı. Başarılıydı, ve bence gereksiz yere gönderildi. Ama aynı nehirde 2 kez yıkanmaz. Üstelik bu kadar kısa aralıklarda. Üstelik Reha Kapsal'a Manisaspor'a gitti diye tavır koyanlar varken. Reha Kapsal, FFT'daki müthiş yazılarına devam etsin. Kemal Kılıç'ın yenemediği Güngören ile o da karşılaşmıştı ve 2-2 berabere kalmışlardı. O günlerde Reha Kapsal'a güvenmeyenlerin şimdi Reha Kapsal'a sarılması büyük hata olacaktır.

Bu sezon Karşıyaka için bitti. Doping nedeniyle puan silme cezası gelirse yeniden başlar; hedef ligde kalmak olur. Kemal Kılıç; bu sezon 2 takım çalıştırmış oldu, onun için de sezon bitmiş oldu. Kazanan İzmir'de küçümsenmeye devam eden Süper Lig takımı, Türkiye Kupası çeyrek finalist adayı Bucaspor. Ben bir İstanbullu olarak bu yazıyı niye yazıyorum bilmiyorum. Karşıyaka'yı ve Bucaspor'u son 2 yılda niye bu kadar sevmeye başladım bilmiyorum. Karşıyaka sevgisinin temelinde Reha Kapsal olabilir, Bucaspor ise zaten herkese sempatik geliyor.

Fenerbahçe 2-3 Bucaspor


20 liraya iki Süper Lig takımını izleme fırsatını her zaman bulamazsanız. Eviniz maçın oynanacağı stada 5 dakikalık mesafede olunca, saat 20.15'te başlayacak maç için 19.30'da "hadi gidelim" lüksünüz oluyor. Bunu ilk defa yaşadım, bundan sonra Caferağa olsun, Burhan Felek olsun daha yakın bana. Aralık ayında sıcak-güzel havayı bulunca, 3.5 sene sonra Saraçoğlu'na gittim. Saraçoğlu'na son gidişim; R.Carlos'un ilk maçı olan S.Dontesk hazırlık maçıydı. O hafta İstanbul'dan tşınıyordum, şimdi Kadıköy'e geri dönüyorum. 3.5 senenin açılışı da kapanışı da Saraçoğlu'nda oldu.

Sinan ve Yiğit ile beraber izledik maçı. Yiğit artık beni dövdürecek. Geçen seneki Trabzonspor maçı, dünkü Bucaspor maçı. İkisi de normal bir kaybediş değil. En azından maç sonu tepkileri olarak, Fenerbahçe'de bazı şeylerin sesli konuşulmaya başlandığı maçlar. 100 yıllık camiayı fişekliyorum.

Saraçoğlu'nu genelde deplasman tribününde ziyaret ettiğim için midir bilmiyorum ama stadın bu kadar güzel olduğunu fark edemedim. Daha önce kutu gibi bir stad gibi geliyordu. Sıkıntıları vardı, hem tribün açısından hem mimari açıdan. Belki de çocukluğumuzun Fenerbahçe Stadı'na alıştığımız için göz yadırgamıştı. Eskiden Çamlıca'dan esen rüzgarın eksik olmadığı, arka yoldan geçen arabaların göründüğü yerde; artık üstü kapalı, ısıtmalı, dış dünyaya kapalı bir stad var. Artısı da eksisi de var, eksiler daha çok maç sonuna doğru ortaya çıktı. Tabi bir de daha önce maça etki gibi konuları irdeleyen ergenlerdik. Şimdi maçı oturarak bile değil resmen yatarak izledik. Konfor had safhada. Deplasman tribününde olunca konforu fark etmek mümkün olmuyor.

Aykut Kocaman, diğer hocalardan farklı bir tarza sahip. Farklı konuşuyor, farklı davranıyor. Ama saha içine baktığımız zaman değişik bir şeyler göremiyoruz. Takım üzerinde farklı şeyler deneyen hocaları severim. Ama o farklılığı herkesin yaptığı gibi yapanlar ezber hocalığından kurtulamaz. Aykut Kocaman'da biraz o var sanki.

En basitinden; "kupa maçında as oyuncuları dinlendirelim". Evet bizim ülkemizde böyle bir mantık var. Aykut Kocaman "ben de yaparım, kupa maçında farklı olurum" diye düşünmüş herhalde. Fakat bu daha çok alt lig takımlarıyla karşılaşıldığında veya grupta 1-2 maç kazanıldıktan sonra yapılır, yapılmalı. Ne olursa olsun karşısınızdaki bir Süper Lig takımı ve gruptaki ilk maçı kaybetmişsiniz. Bir kaza, takımın gruptan çıkmasını engeller.

Alex yedek, Niang yedek, Emre yok, Volkan yok. Dün sadece Serkan yerine Volkan olsaydı bugün başka şeyler konuşulurdu. Daha önce Kadıköy'de yedek kaleciyle oynadığı için kaybeden bir takımın taraftarı olarak, Fenerbahçeliler için gerçekten üzüldüm. Kupadan elenmenin veya bir maçı kaybetmenin bu kadar basit bir nedeni olmamalıydı. Aynı şekilde hatalı gol yiyen kalecisini ıslıklayan taraftarın Kadıköy'de ve diğer stadyumlarda işi olmamalı. Fakat şu bir gerçek ki bu profil giderek daha fazla yayılıyor. Şunu da eklemek lazım; Fenerbahçe taraftarının "anlık tepki verme" özelliği onun bir kimliğidir ve her zaman var olmalıdır. Kendini frenlerse dışa vurum daha sert oluyor, daha zararlı oluyor. Misal geçen senenin son maçı. Dün akşamın Fenerbahçe tribün performansını hiç beğenmediğimi de eklemeliyim. Hafta içi oynanan bir kupa maçı diyip geçelim.

Bucaspor. Bülent Uygun hezimetine rağmen yine toparlanıyor. Geçen sene bu takımı çok yakından takip ettim. Sempati kralı oldular, herkesin sevgisini kazanarak Süper Lig'e çıktılar. Sonra Bülent Uygun geldi ve büyü bozuldu. Neyse ki Bülent Uygun takımı yarı yolda bıraktı. Ahlak dışı bir hareket, yanlıştan dönmelerine neden oldu. Samet Aybaba da çok beğendiğim bir hoca değil gerçi ama yine de Bucaspor'a daha uygun bir hoca olduğu gerçeği var. Aybaba, gençleri sever. Elinde de kullanabileceği inanılmaz bir potansiyel var. Dün ilk 11 oynayan Kamil Ahmet ve Civar 1992 doğumlu, oyuna sonradan dahil olan Salih (48 numarayı giyer, Marmaris doğumlu), 1994 doğumlu. Kaleci Atilla umut vermese de 1988 doğumlu, 10 numara Sercan 1988 doğumlu. Yeri gelmişken Sercan'dan bahsedelim. Geçen sene, devamlı oynayan Mehmet Batdal'ın gölgesinde kaldı belki ama yeteneği dikkat çekiciydi. Yine bir kupa maçı çin İstanbul'a gelmiş ve Sami Yen'de Galatasaray'a karşı oynamıştı. Mehmet Batdal laubali bir penaltı atışıyla takımını turdan ederken, Sercan Galatasaray defansını dağıtmakla meşguldü. Dün yine iyidi.

Bucaspor, sezon başında kaybettiği sempatikliği yeniden kazanmak üzere. Güzel olan da bu. Bu sene 3 İzmir takımını da canlı izledim. Geçen sene de izledim. Arada çok değişiklikler olsa da Bucaspor yine bıraktığımız yerde. İyi toparladı. Diğerleri ise (Karşıyaka ve Altay) sıkıntılı.

Fenerbahçe'de Yobo fena değil gibiydi. Dia istekli, Stoch isteksizdi. Gökhan Gönül kötüydü, Gökay'ı ilk kez izledim bir numarasını, artısını göremedim. Baroni aynı, Semih yitik, Selçuk faydasızdı. Uğur Boral'ın sakatlıktan çıkması sevindirici. Severim Uğur'u.

Özgür Yankaya kötüydü ama en azından maçın önüne geçmek için şovlar yapmadı. O da yeterli oluyor. Kötünün iyisi.

Bu arada Fenerbahçe'nin forması çok kötüydü. Bizim yıllar önceki buz mavisi forma ile kapışır.

Pazar, Eylül 19

İzmir Ağası Ayhan


- Haftalardır iyi futbol oynayan ve takdir görmeyen Ayhan Akman, bu hafta konuşulmak onun hakkı.

- Ayhan, Sarp, Sabri, Barış, eskilerden Cihan, rakiplerden Selçuk, Üzülmez, Umut.. Ağızlarıyla kuş tutsalar, ahkam kesmeyi seven adamlar tarafından yerin dibine sokulmaya devam.. Eksikleri çoktur. İyi oldukları zaman övmenizi beklemiyoruz ama o gün bile yerin dibine sokmayın.

- Pino son dakikada topu Sarp'a atsa, 2-0 kazanacaktık; goller Ayhan ve Sarp olacaktı. İronik.

- Şunu unutmayalım, en az ocak ayına kadar bu takımla devam ediyoruz. Sevabıyla-günahıyla, iyisiyle-kötüsüyle ocağa kadar bu takım oynayacak. Ayhan yerine Nedved, Sarp yerine Gattuso, Sabri yerine Dani Alves falan gelmeyecek. Bu topçularla oynayacağız, taraftar olarak bu topçulara güvenmekten, inanmaktan başka bir vazifemiz yok. Galatasaray taraftarı, tarihinin en sıkıntılı kadrolarından birine Kadıköy'den 4 yedikten sonra "size inanıyoruz" pankartları açmış, şampiyonluğun simgesi olmuştur. Unutulmasın.

- Rijkard'ı seviyorsak, onun çıkarttığı kadroyu da sevmeliyiz.

- Yine de Cana ve Elano? Yabancı sınırlaması demesin kimse. Neyse, bu zeminde oynamasınlar zaten.

- Şu maçı yerinde izlemek vardı. En güzel deplasman dönüşleri, zor kazanılan maçlardan sonra yaşanır.

- Galatasaray kadrosunda İzmirli çok adam var. Ufuk, Batdal. Bunlardan sadece Ufuk oynadı. Türkiye'nin en iyi 35 numaraYekta ise İstanbul'un başka takımında. Alsak güzel olur aslında.

- Ayhan'ın Rijkard'a sarılması, öpmesi, atışmaları.. Golden daha güzel.

- Sivasspor'a gol atan Ayhan Akman. Rakip hoca Bülent Uygun, şampiyon Galatasaray. Bucaspor'a gol atan Ayhan Akman. Rakip hoca Bülent Uygun, şampiyon .....

- Bu zeminde futbol oynamak... Oysa Buca Stadı'nın zemini çok daha güzel. Bucaspor'un para kazanma isteği sanırım. Türkiye şartları diyelim.

- Kewell çok sinirliydi. Kart görmesin de...

- Son dakikalarda İbrahim Dağaşan'ı deli eden Milan Baros.

- Geçen seneki fırtına Bucaspor'dan eser yok. Şu maçta yenileceğimizi 1 dakika bile düşünmedim. Atarsak atardık, yoksa golsüz biterdi. Oysa geçen sene Sami Yen'de bizi dağıtan bir Bucaspor vardı.

- Bir sıkıntısı olabilir belki, çok bilmiyoruz ama Bucasporlu Sercan Kaya çok rahat forma giyer bu takımda.

Pazartesi, Mayıs 10

Şampiyonların Arasında


Bucaspor cumartesi günü Süper Lig'e çıktı ama ondan bir hafta önce yine manşetlerdeydi. A takımdan birkaç gün önce U-15 takımı, İzmir'in küçük semtini manşetlere taşımıştı. Bizim gazetelerden daha çok Avrupa'da yankı bulmuştur herhalde. Çünkü Bucaspor U-15 takımı Nike Premier Cup'ta Avrupa Şampiyonu oldu ve ağustos ayında Old-Traffor'da yapılacak dünya şampiyonasına katılmaya hak kazandı. Bu turnuva yıllardır düzenleniyor ve birçok yıldızı dünya futboluna kazandırdı. O nedenle Bucaspor'un ve Bucasporlu futbolcuların yakaladığı şansı iyi değerlendirmeleri gerekiyor.

Premier Cup, 1993-94 sezonundan beri yapılıyor. İlk şampiyon Portekiz takımı Porto oldu. İlk kupaya sadece Avrupa takımları katılıyordu.

Daha sonra İspanyollar, Real Madrid ve Espanyol şampiyon oldu. Espanyol'un şampiyon olduğu 1995-96 sezonunda ilk defa bir Güney Amerika ülkesi, Şili turnuvaya dahil oldu.

1996-97'de Arjantin'in isimsiz Platense takımı kupayı ilk kazanan Latin oldu. Daha sonra İspanyollar yine A.Bilbao ve Barcelona ile devam etti. 1999'da Barcelona, Rosario'yu finalde 2-1 yenerken galibiyet golünü atan isim ise Anders Iniesta oluyordu.

Bundan sonraki 4 sene Güney Amerika, daha doğrusu Brezilya takımları ile geçti. Internacional, Vitoria Bahia, Sao Paolo, Corinthians kupayı samba diyarına taşıdı.

Futbolun beşiği İngiltere ilk ve tek kupasını 2004'te aldı. Ev sahibi United'ın stadında United'ı yenen Manchester City kupayı kazanan takım oldu. Fluminense ve Guadalajara kupayı yeniden karşı kıtaya götürürken Barcelona kupayı 2 defa alan ilk takım oldu. Fluminense ve Sao Paolo da son iki seneyi şampiyon kapadılar. Son iki senede turnuvaya elemeler dahilinde 9000 üzerinde takım katıldı.

Daha önce bu turnuvada yetişen isimlere bakalım. 1999 senesi baya bereketli olmuş mesela. Tevez, Mascherano, Iniesta, Robinho, Fernando Torres gibi isimler o sene birbirlerine karşı mücadele etmişler. Yaklaşık 15 senedir düzenlenen turnuva finallerinde boy gösterip, daha sonra dünya futboluna dahil olan bazı yıldız isimler şunlar:

Lionel Messi, Xavi, Cecs Fabregas, İker Casillas, Maicon, Diego, Gerard Pique, Jose Antonio Reyes, Radamel Falcao, Kim Kallstrom, Theo Walcott, Alberto Aquilanı, Alessio Cerci, Riacardo Quaresma, Matias Fernandez, Andy Van der Meyde, Tomas Sivok, Gio Dos Santos, Aaron Lennon, Micah Richards, Rafael ve Fabio Da Silva kardeşler, Carlos Vela, Helder Postilga, Ricardo Pinilla, Jack Wilshire, Gabby Agbonlahor, Mikael Forsell, Mamadou Sakho, Moussa Dembele...

Bucaspor U-15 kategorisinin vitrine çıkacak. Bu başarıyı sağlayan gençlerin isimlerini de bir kenara not etmek lazım. Bakalım yıllar sonra nerede olacak. 2003 yılında turnuvaya katılan ve 9.olan Galatasaray'dan sadece Özgürcan Özcan'ın biraz parladığını not edelim.

Pazar, Mayıs 2

Buca Gol Gol Gol Şampiyonluk Gidiyor


- Yıllardır görmediğimiz konfetileri Rize'de gördük. Maç 2 sefer durdu, oyunun temposu azaldı ama görsel olarak güzeldi. Bize de nostalji oldu.

- Rizespor taraftarı yine az ama ateşliydi. Tezahürat pek yoktu ama fazla uğultu çıkardılar.

- Bucaspor taraftarının sesi bir deplasman takımına göre oldukça iyidi. Bir ara maçı Buca'da sandım. Stadyumlar da benziyor zaten.

- Bu maç Riberio'nun Rize'deki son maçıydı. Yeni sezonda 1.Lig'de oynaması mümkün değil (Kural değişmezse tabi).

- Adanaspor'un gol yemesi Bucaspor için beraberliği yeterli kıldı. Ama Rizespor için yeterli değildi çünkü Karşıyaka karşısında Hacettepe de berabereydi. 2 farklı maç izledik bu nedenle. Liglerin bu haftalarını seviyorum.

- Bir spiker bütün maç boyunca Rizespor kalecisine Bucaspor'un kalecisinin ismiyle hitap eder mi? Sabri Ugan yapıyor bunu.

- Bucaspor sakatlık ve cezalar dışında ilk defa ileri ikilideki Batdal ve Yunus ikilisini bozdu. Bu da gol yollarındaki etkiyi azalttı.

- Yukardaki fotoğraftaki Bucasporlu Mehmet Polat. Galatasaraylı arkadaşlar iyi hatırlar.

- Diakhate 2 senedir Türkiye'de. Geçen sezon Sakaryaspor ile küme düştü. Bu sene Ç.Rizespor ile düşmek üzere.

- Bucaspor'un savunmasında görev yapan Veli Kızılkaya'ı beğendim.

- Bucasporlu futbolcular, taraftarlarına gitti maç sonunda. O esnada Adanaspor'un gol haberi geldi. Üzücü bir durumdu. Yine de ikili averjda Bucaspor önde. Son hafta kazanırsa gerisi mühim olmayacak.

- Ç.Rizespor için ise daha fena. Hacettepe ile aynı puandalar ve ipler Ankara ekibinin elinde.

- Bucaspor 4 haftadır maç kazanamadı ve büyük avantajını kaybetti. Final haftası oynamak zor iş. Buca Arena'da gerginlik had safhada olacak. Şahsen Bucaspor'un kazanmasını istiyorum. Adanaspor Play-Off'a kalırsa oradan da çıkar ama Bucaspor Play-Off'tan çıkamaz gibi gözüküyor. Bakalım neler olacak?

- Stat: Yeni Rize Şehir

Hakemler: Serkan Çınar, Nihat Mızrak, Sedat Etik

Çaykur Rizespor: Zafer, Hasan Yiğit(Dk. 57 Mehmet Sedef), Murat Ceylan, Ulaş, Ersin, Hasan Üçüncü, Diakhate (Dk. 87 Mustafa), Engin, Mithat (Dk. 76 Çağrı), Kenan, Riberio

Bucaspor: Atilla, İzzet, Mehmet Polat, Veli, Serkan, Yılmaz, Bekir (Dk. 85 Yakup), Zafer (Dk. 75 Onur), Sercan (Dk. 90 Yunus), Mehmet Battal, Erkan

Sarı kartlar: Dk. 17 Diakhate, Dk. 90 Mehmet Polat

Pazartesi, Nisan 26

İzmir Takımı Rahat Sevmez


- İzmir insanı ne kadar rahatsa, İzmir takımları da o kadar rahatsız. Rahata ulaştılar mı birşeyler oluyor hepsine. Göztepe, Altay ve en çok Karşıyaka. Bucaspor da katıldı buna. Bucaspor, 2 hafta önce Süper Lig'e göz kırpmışken şimdi Adanaspor'u ensesinde hissediyor.

- İki maçta, iki iç saha maçında galibiyet alamamak Bucaspor'u zor durumda bıraktı.

- Gaziantep BB Spor, sevdiğim bir takım. Belki de Gaziantepliler dışında bu ülkede bu takımı seven tek kişi benim. Garip bir takım çünkü. İsimsiz topçularla oynuyorlar, kafalarına göre maç kazanıyorlar. Ve aslında iyi de oynuyorlar. Üst sıralarda yer alıp da bu takıma maç kaybetmeyen yok nerdeyse.

- Bucaspor gibi iyi organize olan bir takım ile Gaziantep BB Spor gibi iyi savunma yapan bir takım karşı karşıya gelince güzel maç oldu. Belliydi zaten.

- Bu maçta gol olmaması, Galatasaray - Bursaspor maçında gol olmaması kadar garipti. Ama asıl garip olan tıpkı 0-0 biten Galatasaray -Bursaspor maçının karşısında olan Kasımpaşa - Fenerbahçe maçında olduuğu gibi, aynı saatte başlayan Adanaspor - Kartalspor maçının da son anlarda gelen golle 1-0 bitmesiydi. Şu cümleyi baştan okumak lazım, tane tane, sakin sakin.

- Bucasporlu futbolcular İBB-Bursaspor maçındaki Bursasporlular gibiydi. Bir telaş, bir heyecan. Gaziantep Belediye de Belediye zaten.

- Konuk takımın iki oyuncusu Kenan ve Ramazan, sezonun ilk yarısında Bucaspor'da oynuyordu. Devre arasında takım değiştirdiler. Peki iyi karşılanmadılar. İkisi de oyundan çıktı. Çıkarken ıslıklandı.

- Bucaspor takımı aslında iyi oynadı ama o gol gelmedi işte. Zafer, Onur, Batdal çok gol kaçırdı. Gaziantep BB Spor ise sert oynadı. Topa sert. Çıkan bütün kartlar onlara çıktı.

- Stat: Yeni Buca

Hakemler: Özgür Yankaya, Neşet Merdin, Engin Erdem

Bucaspor: Atilla, İzzet, Mehmet Polat, Veli, Serkan, Zafer, Bekir(Dk. 90Yakup), Yılmaz, Sercan (Dk. 79 Türker), Yunus (Dk. 68 Onur), Mehmet Batdal

Gaziantep Büyükşehir Belediyespor: Bora, Osman, Cihan, Ferit, Ahmet, Gökhan (Dk. 46 Serkan), Mustafa, Kenan (Dk. 68 Mehmet), Eren, Ramazan (Dk. 82 Erhan), Serdar

Sarı kartlar: Cihan, Ferit, Ramazan, Serkan

Pazartesi, Nisan 19

Buca'ya Dost Kazığı


- Hemen bilmeyneler için başlığı açıklayalım; Bucaspor ve Mersin İdman Yurdu taraftarları, Anadolu'da sık karşılaştığımız "kardeş tribün" kavramına örnektir.

- Bucaspor, 2009 yılının başında açılan Buca Arena'da 3 defa yenildi, iki mağlubiyeti Mersin İdman Yurdu yaşattı. Zaten kurulan bu dostluk da o maçta güçlendi.

- Bucaspor, 10.saniyede gol attı. Daha önce Karabükspor maçında da erkenden gol atmış ve o maçta da yenilmişti.

- İzmir ekibi kazansa farkı 7'ye çıkaracaktı, büyük bir fırsat tepti. Adanaspor'a yaradı.

- Haftaya Mersin İdman Yurdu, Ç.Rizespor ile kendi sahasında karşılaşacak ve bu maça 1 puan önde başlayacak. Büyük avantaj.

- Mersin İdman Yurdu ligde kalırsa Ergün Penbe'nin heykelini dikebilir.

- Buca Arena'nın skorbordu çok enteresan. Çift haneli. Maç sonucu 02-03 olarak yazıyor mesela. Baya da büyük. Eski Highbury'nin skorbordunu hatırlatıyor. Onun gibi stadın köşe tarafında yer alıyor zaten.

- Maçın en iyisi bence 2 gol atan Nurullah Kaya'dır. Zaten bu sene Mersin İdman Yurdu takımında birşeyler için çabalayan biri varsa o da Nurullah'tır.

- Maçı anlatan Murat Ünlü'nün Nurullah'ı sürekli Nurettin diye anons etmesi.

- D Spor o kadar kötü bir yayın yapıyor ki, Mersin İdman Yurdu'nun 3.golünü göremedik canlı canlı. O esnada saçma bir orta sahasının tekrarını izliyorduk.

- Bucaspor, solak Erkan Taşkıran ile bek Serkan Yanık'ı çok aradı.

- Bucaspor çıksın istiyorum. Son 3 hafta, fark 4 puan. Hadi bakalım.

- Stat: Yeni Buca

Hakemler: Barış Şimşek, Muhammet Yumak, Samet Çavuş

Bucaspor: Cenk, İzzet, Mbemba, Veli, Murat Karakoç (Dk. 73 Türker), Onur (Dk. 57 Zafer), Yakup (Dk. 46 Bekir), Yılmaz, Sercan, Yunus, Mehmet Batdal

Mersin İdman Yurdu: Kerem, Ahmet, Mustafa (Dk. 85 Zafer), Fuat, Boum, Tuna (Dk. 77 Aytekin), Fatih Egedik, Sertaç, Nurullah, Fatih Şen (Dk. 82 Murat), Sami

Goller: Dk. 1 Sercan, Dk. 90 Türker, Dk. 13 ve 33 Nurullah, Dk. 74 Fatih Şen

Sarı Kartlar: Murat Karakoç, Veli, Bekir (Bucaspor), Sertaç, Boum, Fatih Egedik, Nurullah (Mersin İdmanyurdu)

Cumartesi, Nisan 3

Buca'da Bir Maç #2


Eski Bucaspor-Karşıyaka maçlarından bir tanesini daha yazalım. Bu sefer bugune daha yakınız. Ne yazık ki görüntü bulamadım. Maç eylül 2001'de oynanmış. Eylül 2001 hakkında yazılacak 1001 tane şey bulabilirim ama biz bu maçtayız şimdilik.

Maçın yeri yine aynı, Buca İlçe Stadı. Bucaspor, şimdilerde 10.000 kişiye güzel bir stadyumda oynuyor maçlarını. O zaman ise tam bir semt stadıydı oynanan yer.

Takımların ilk 11'ine kısaca bakıyorum. Bucaspor'un savunmasında Ahmet Burak Solakel var. Geçen sezon Karşıyaka'daydı. Bu sezonun başında Denizlispor'a transfer olup Süper Lig'de top koşturmaya başladı. Orta sahada ikiz kardeşler Sertan -Sercan Vardar oynuyor. Sertan şu an Karabükspor'u Süper Lig'e çıkarmakla meşgul. Belki de yarın bu gerçekleşmiş olacak. Forvette ise şimdi Rusya'da olan eski Galatasaraylı Hasan Kabze oynuyor.

Karşıyaka kadrosunda, Karşıyaka taraftarlarına zamanında çok saç baş yolduran Yertek yedek kulübesinde. Yanında forvet Türker var, birkaç sene sonra oynanacak efsane Göztepe maçının kahramanı. Şimdi Bucaspor'da forma giyiyor. Takımın 11 numarasını eski Fenerbahçeli Aygün Taşkıran giyecek. Galatasaray'a Fatih Terim'in genç umudu olarak gelecek Emrah Umut da kadroda.

Maç golle başlıyor. 9. dakikada eski Karşıyakalı Cüneyt Kazan kendi kalesine atıyor golü. Karşıyaka 1-0 öne geçiyor. Beraberliği Murat Tanburacı sağlıyor. (O da daha önce Göztepe'de oynamıştı). 36.dakikada Barış atıyor, Karşıyaka devreyi 2-1 önde kapıyor.

İkinci yarıya golle başlayan Bucaspor oluyor. Burak Solakel skora dengeyi getiriyor. 55'de Mert 3-2 yapıyor ve Bucaspor ilk defa öne geçiyor. Hasan Kabze 60'da4-2 yapıyor. Son 20 dakikaya Karşıyaka 2 farklı mağlup girerken önce Emrah atıyor, umutları çoğaltıyor. 87'de Korhan Özen atıyor ve Karşıyaka geriden gelip 1 puana kavuşuyor. Maç 4-4 sona eriyor.

Bilmiyorum neden ama son 2 gündür bol gollü geçen 2 maçı taşıdık buraya. Bu haftaki Bucaspor- Karşıyaka maçı gollü olacak gibi geliyor. Belki ondandır. Tekrar hatırlatalım maç yarın 14.30'da.

Cuma, Nisan 2

Buca'da Bir Maç



Bu hafta İzmir'de derbi var. Gerçi derbi demek istemiyorum. Bucaspor ve Karşıyaka iki ezeli rakip sayılmaz. Fakat sonuçta aynı şehrin iki semtinin iki futbol takımı karşılaşacak. Puan durumu için de önemli bir karşılaşma. Karşılaşma pazar günü saat 14.30'da başlayacak. Atatürk Stadı'nda oynanacak. Maçı Bünyamin Gezer yönetecek.

Şimdi nisan 2010'da oynanacak maçtan önce biraz geçmişte yaşanan bir gol düellessuna gidelim. Aralık 1996. Bucaspor ve Karşıyaka karşılaşıyor. Stad Buca İlçe Stadı. Bir Bucaspor atıyor, bir Karşıyaka atıyor. Daha doğrusu bir Cihan Bulut atıyor bir Karşıyaka atıyor. Görüntüler yukarıda, fazla yazmaya gerek yok. Cihan Bulut bu maçtan sonra transfer oluyor. Nereye olduğunu yazmaya gerek var mı? Tabi ki 4 gol attığı Karşıyaka'ya.

Bu arada o sezon Bucaspor, Göztepe'yi de 4-3 mağlup ediyor, 1 golü Cihan atıyor.