O zaman The English Game'den devam edelim.
Oyunu bulan ve geliştiren İngilizler; daha sonra oyunu dünyaya yaydılar, pazarladılar ve sektör haline getirdiler.
Dünya, son 30 yılda devamlı Premier Lig'i takip etti. Yayından sponsorluğa kadar her konuda öncü İngilizlerdi, sonra diğerleri geldi.
Forma numaraları da onlardan biriydi. Eskiden sadece 1'den 11'e kadar gördüğümüz isimsiz numaralar, zamanla her futbolcu için bir markaya dönüşecek tabelalara döndü. Hatta Ultras kültürü, modern futbola karşı duruşunda bile bu konuya öncelikli olarak değindi. Fakat o savaş kaybedildi.
Artık bu bizim yeni normalimiz oldu. Her sezon başında yeni forma numaraları belli olur, ona göre formalar satın alınır, o sezon da öyle geçer. Buna alıştık, bunu kanıksadık, bunu kabullendik. O zaman böyle devam edeceğiz.
Şimdi tam bu noktada The English Game'e dönüyoruz. Ne diyordu Arthur, para kazandığı tespit edildiği için federasyon tarafından cezalandırılan Fergus'a: "Kurallar her şeyden önemlidir."
İngilizler oyunu, oyunun ruhunu, oyunun anlamını ne kadar değiştirmiş olsa da, bu devinimi devamlı üzerine düşünerek ve uzun müzakereler sonucunda gerçekleştirmiştir. Ve bu noktada zemini ve temeli kurallar üzerine kurmuştur. Kurallar önemlidir. Adil veya doğru olup olmaması önemli değildir. O sonrasında tartışılır. Öncelikli mesele; var olan kurala uymaktır.
Peki kural ne diyor? Bir futbolcu bir forma numarasını seçtiği takdirde, o numarayı sezon sonuna kadar o giyer. Başka bir oyuncu aynı takımda aynı numarayı giyemez.
Fakat gerçekte ne oldu? Edinson Cavani 7 numara ile sezona girdi ama özel bir kural ile sezon başladıktan sonra 7 numara yeni transfer Ronaldo'ya geçti.
Futbolseverler, Manchester United taraftarları, Ronaldo hayranları, duygusallar, nostaljikler, pazarlamacılar, marka değerciler ve daha birçoğu bu kararı alkışladı. Hatta olay o kadar normal geldi ki alkışlar kısa sürdü. Sanki olağan bir olay gibiydi. Olması gereken gibiydi. Olmaması hata olurdu.
Oysa İngiliz oyununa ve İngiltere kültürüne uymayan bir durumdu. Kural belliydi. 7 numara değişemezdi. Değişmemeliydi. Ronaldo, başka bir numara ile bu sezonu geçirmeliydi. Hatta o numara, Michael Jordan'ın Chicago Bulls'ta giydiği yarım sezonluk 45 numara gibi tarihe geçmeliydi. Üstelik o sezon Bulls'ta 23 numarayı giyen bir oyuncu da yoktu.
Premier Lig bu tip pazarlama, marka vb konularda NBA'i örnek alıyor ama bu sefer kendi köklerini hatırlamalıydı. Kimileri "Ronaldo'ya jest yapıldı" dedi ama bana geçen hissiyat Ronaldo'ya ve Manchester United'a tanınan imtiyaz oldu.
Madem Ronaldo'nun 7 numara giymesi bu kadar önemliydi, o zaman ya bu transferi daha erken bitirecektiniz, ya transferin gerçekleşme ihtimaliyle Cavani'ye sezon başında başka bir numara verecektiniz (o zaman transfer dedikodularını doğurabilirdiniz) ya da Ronaldo daha Real Madrid'e gittiğinde formayı emekli edecektiniz (Best, Cantona gibi efsaneler varken bu çok zor olurdu) ve dönüşünde onun için askıdan indirecektiniz.
Eğer Cavani 7 numarayı seçmesine rağmen ilk 3 haftada hiç oynamasaydı bu jesti ve özel kuralı anlamlı bulabilirdik ama o da olmadı. Öyleyse kapılar kapanacaktı...
Bunu şu anın pazarlama soslu futbol dünyasına anlatmak ne yazık ki çok zor. Genç kuşaklar da "Ne saçmalıyor bu?" diyecektir. Fakat bizim için durum budur. Kimse ses çıkarmadı, bari biz yazalım.
Bu arada pazarlamacı tayfaya not. Cavani'nin Wolves maçında giydiği 7 numaralı formanın koleksiyon değeri yüksek olur. Sonuçta aynı sezonda iki farklı oyuncu tarafından giyilen ilk numara ve o forma bir daha olmayacak, tarihte tek maçla sınırlı kalacak... Formanın rengi de klasik tarzda olmadığı için nadir eserler kategorisine girer...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder