Hiç ısınamadığım Persona gibi bir film. Benzer bir hikaye. Persona'dan sekiz sene sonra çekiliyor. Yine de yönetmen Robert Altman'ın güzel sahneleriyle izlerken keyif alacak noktalarımız oldu.
Filmin adı 3 Women olsa da aslında iki kadın daha ön planda. Daha doğrusu her şey, onların başının altından çıkıyor! Millie (Shalley Duvall) ve Pinky (Sissy Spacek) önce tanışarak birbirlerinin hayatlarına dahil oluyor, sonra aynı evde yaşayarak ve çatışarak birbirlerinin hayatlarını değiştiriyorlar. Bu esnada araya, onlardan biraz dah yaşlı Willie (Janice Rule) giriyor ama onu çok fazla tanıyamıyoruz. Biraz içine kapanık dursa da, diğer iki karakterin eksiklerini tamamlayarak yapbozun son parçası haline geliyor.
Yapboz; güzel bir benzetme oldu. Bu üç parçadan, n sonunda adeta bir parça çıkıyor. Filmin konusunu da bu gelişim ve bütünleşme (ve hatta çatışmaları) oluşturuyor. Yine de çok yavaş temposuyla, fazla metaforik görüntüleriyle, karakterlerin bezdirici bakışlarıyla filmle ilgili bir bağ kurmakta zorlandım. Fakat capcanlı renkler ve usta işi kamara kullanımı ile konudan uzaklaşıp sinemanın büyüsüne kapılmak da mümkün. Ne de olsa 70'ler Hollywood'un altın yılları...
Oyuncularımızın da çok başarılı oldukları aldıkları ödüllerden aşikar. Zirve ödül ise Cannes'da Duvall'a gitmiş.
Filmle ilgili ilginç bir not; Altman, bu filmi gördüğü bir rüyadan etkilenerek yapmış. O kadar ilginç rüya gören biri olarak, hayıflanmamak elde değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder