Pazartesi, Ocak 23

Mete Kalkavan Öz Güveni

Türkiye'de hakemlerin kalitesi ve başarısı giderek düşüyor. Önümüzdeki dönem için de çok umutlu değiliz. Hakemler her zaman tartışıldı, her zaman tartışılacak, hiç bir zaman beğenilmedi ve bundan sonra da beğenilmeyecek ama eskiden iyi hakemlerimizin sayısı daha fazlaydı.

Bir önceki dönemde, yani Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus gibi isimlerin sahalarda düdük çaldığı yıllarda Mete Kalkavan da maç yönetmeye çalışıyordu. Ve açıkça söylemem gerekirse, o yıllarda hiç beğenmezdim kendisini. En azından Aydınus ve Çakır seviyesinde olmadığı kesindi.

Zaten bu yazıda, Kalkavan dahil, bahsi geçen hakemlerin yeterliliklerini tartışmayacağım. Biraz sahadaki duruşlarını öne çıkarmak istiyorum.

Mesela o dönemde özellikle Aydınus adeta 'kült' statüsüne ulaşmıştı. Sadece maç yönetme biçimi değil; mimikleri ve jestleriyle de hem 'sahanın patronu benim' imajını veriyordu hem maçlara keyif katıyordu hem de futbolseverlerin (en azından olabildiği kadarının) sevgisini kazanıyordu. Bu anlamda şu video önemlidir. Başka hangi hakeme benzer bir 'edit' yapılmıştır ki? Üstelik Aydınus için bundan fazlası yapıldı...

Son yıllarda bu bayrağı Mete Kalkavan'ın devraldığını düşünüyorum. Belki ona böyle videolar hazırlanmayacak, o kadar sevilmeyecek ama yine de meslektaşlarından daha farklı durduğu ve olduğu kabul edilebilir. E tabi; ne de olsa tecrübesi var. Artık hakemlik camiasının ağabeyi konumunda. Süper Lig'de 13 sezon az buz değil. Bu da insana doğal olarak bir rahatlık ve öz güven veriyordur.

Bu yazıyı yazma nedenim Kalkavan'ın Kayserispor - Beşiktaş maçında Valentin Rosier'i oyundan atarken yaptığı hareket değil. Çok şaşırdım bir hakemin öyle bir hareketi ayan beyan göstermesine. Sonrasında da güldüm.

Fakat sadece bu hareket değil. Kalkavan bir süredir böyle... Çoşkuyla maç yöneten bir hakeme dönüştü. Mesela eğilerek ve neredeyse çimlere vurarak avantaj kararını gösterdiği oldu, o da çok hoşuma gitmişti. Keşke Süper Lig'in az izlenen maçlarının görüntülerine ulaşmak kolay olsaydı ama hem telif korkusu hem de düşük reytingi, editçi tayfayı bundan alıkoyuyor. 

Sonuçta futbol sahası bir pandomim alanı değil. O nedenle bu övgü pek karşılık bulmayabilir. Diğer yandan Kalkavan aynı zamanda iyi maç yönetiyor. En azından bugünlerde sahada olanlara kıyasla... Zira kendine güveniyor. Mimik ve jestleri bunu gösteriyor zaten. Fakat kararlarının arkasında durabilmek de bir öz güven alametidir. Özellikle de Türkiye'de hakemlik yapanlar için...

Bunun belli nedenleri olmalı. Mesela uzun süre hakemlik yapan biri artık pek korku yaşamaz. "Beni bir kulüp eleştirse de önemli değil artık" moduna girer. Kaybedecek bir şeyi kalmamıştır. Korkularından arınmıştır. TFF'den kolay kolay uyarı almayacağını bilir. Bu da sahadaki duruşunu etkiler.

Zaten Kalkavan hakemliğe muhtaç olmadığını geçen senenin mart ayında göstermişti. TFF'nin anlamsız hakem kıyımı kararı esnasında meslektaşlarının yanında durdu ve tepkisini ortaya koydu.

Bitti mi? Bitmedi! Ne kadar eleştirilse de bir basketbol maçına (Anadolu Efes - Galatasaray Nef) Anadolu Efes forması ile gitmesi önemliydi. Tabuları yıkabilecek bir cesaret örneğiydi. Bunu da her hakem yapamaz. Hadi Anadolu Efes, basketbol kulübü olduğu için bir futbol hakemini bağlamaz. Fakat aynı maçta oğluyla beraberdi be onun üzerinde de Samsunspor forması vardır. Oğlunun forma giyme isteğini, kendisine gelecek eleştirilerin üzerine koyması da önemliydi.

Bence bunlar önemli hamleler. Saha dışı cesaret, saha içindeki öz güveni de beraber getiriyor. Yanlış karar verebilirsiniz ama en azından bu sayede bildiğinizi, gördüğünüzü çalarsınız.

Eğer hakemlerin üzerinde "düdük astırma, görevden alma" gibi kılıçları sallandırırsanız; onlar da hem saha içinde hem de saha dışında cesaretli kararlar veremezler. Her düdüğü astırılan hakem, bir sonraki kuşağın daha da korkaklaşmasına neden olur. Zira öz güvenleri ipotek altına alınır. Tabi 20 senedir istikrarlı bir şekilde yanlış kararlar veren Özgüç Türkalp'i bundan ayırmam gerek.

Tabi bir de Kalkavan'ın saç uzatması var. Benim görüşümü o da etkilemiş olabilir Saçı dökülmüş eski bir uzun saçlı olarak, Kalkavan'ın "varken uzatalım, kim ne derse desin" anlayışına saygı duyuyorum ve destekliyorum. Her ne kadar Batuhan Karadeniz aksini düşünse de ben katılmıyorum.

Tamam Mete hocamız bu konuda da bir Fırat Aydınıs değil ama olsun... Böyle devam...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

fb maçına gidebilir mi efes formasıyla? gidemez. gitse de hayatını bitirirler. mevzu efes forması giymesi değil bunu gs maçında yapacak cesarete sahip olması. çünkü biliyor ki hiçbir şey olmaz hatta puan toplar. gs lobisi bu kadar güçsüz işte. hadi hiçbir yerde adamımız kalmadı onu anladık onu oradan sağ çıkaran gs taraftarı da suçlu.