Beklenen oldu ve VAR kayıtları açıklandı.
UEFA'nın genel prensibi, kayıtların açıklanmaması yönündedir. Fakat eğitim amaçlı olmak şartıyla kayıtların halka açıklanmasını tavsiye ediyorlar. Oysa bizim önümüze düşen kayıtlar bir eğitim unsuru değil. Daha çok kamuoyu tatmin olsun diye sunulmuş. Peki oldu mu?
Tabi ki olmadı. Zaten olmazdı da...
Hem Sivasspor - Galatasaray hem de Gaziantep FK - Beşiktaş maçında çok tartışılan kararları değerlendirmek istemiyorum. Zaten özellikle ikinci örnekte söyleyeceklerim, çoğunluğu üzebilir. Bulanmış tartışma ortamına yeni bir katkı sunmamak için o konuya girmeyeceğim.
Biz yine büyük suda boğulmayı tercih edelim ve ülkede yaşanan kaosla ilgili konuşalım. Fakat önce en başa dönelim.
VAR uygulaması ilk geldiğinde de karşı olduğumuzu defalarca söylemiş ve yazmıştık. O zaman bize karşı çıkanların en önemli argümanı "Bu sayede hakem tartışması bitecek, bitmese de azalacak" cümlesiydi. Öyle olmadığını daha ilk sezondan gördük. Bu sefer başka bir talep belirdi. "VAR kayıtları açıklansın, şeffaflık gelsin"
Hakim de savcı da avukat da olmak isteyen toplumumuz böyle istekleri her alanda dile getirir zaten. Her şeyi öğrenmek ister. O günlerde de (ve sonrasında) bu talebi tüm unsurlar; yönetici de taraftar da gazeteci de dile getirdi.
Dışa vurulan sebep, "Ne olduğunu öğrenelim"di. Oysa ne olduğunu biliyorduk zaten. Bir pozisyon / karar neden iptal edildi, ne karar verildi hepsini zaten biliyorduk. Son oynanan Sivasspor - Galatasaray maçı konunun tek istinasıydı. O güne kadar verilen her kararın (doğru veya yanlış) neden verildiğini, hangi gerekçesi olduğunu bize zaten anlıyorduk.
O nedenle "Ne olduğunu bileeim" gerçekçi bir argüman değildi. Ya gerçekten insanlar önlerinde yaşananları ve yıllardır izledikleri oyunu anlamıyorlardı ya da bu tamamen bizim toplumun dedikodu seven, gözetleyici, meraklı yapısından kaynaklanıyordu.
BBG gibi programların çok sevildiği ülkemizde tabi ki VAR odasındaki konuşmalar da merak edilecekti. Çoğunluk zaten şu tip konuşmalar bekliyordu:
"Kardeşim Beşiktaş'a penaltı verme. Neden veriyorsun. Bırak şampiyon olmasınlar"
" Abi, Galatasaray'ı ittiriyoruz değil mi, ofsayt çizgisini ona göre çizelim"
"Fenerbahçe'den büyük baskı var hocam, biz golü iptal edelim"
İnsanlar ciddi ciddi bu tarz konuşmaların olduğuna inanıyordu. VAR kayıtları beklenmedik bir zamanda ve en tartışılan, en belirsiz kalan maçta (Sivasspor - Galatasaray) çıkınca, üstelik bekledikleri gibi bir diyalog olmayınca da önce bir şaşırdılar.
Tabi ki ülkemizde kimse düşüncesinin yanlış olduğunu düşünmez ve geri adım atmaz. O nedenle anında, bu kayıtlarda ne türlü rezaletler olduğunu yaymaya, topluma empoze etmeye çalıştılar.
Herkes "ofsaytımsı" lafına takıldı mesela. Ne dedi ki orada hakemler? "Ofsaytımsı bir şey var, golü vermeyelim" mi dediler? Hayır. Bir karambol pozisyonu var, onu inceleyecekler, "Burada ofsaytımsı bir şeyler olabilir" diyerek pozisyonu izlemeye başlıyorlar. Yani ofsayt olabilir, pasif ofsayt olabilir, hatta faul de olabilir. Adam zaten buna bakacak, bunda rahatsız edici ne var?
En az üç kişinin anlık karar vermek zorunda olduğu, aynı anda hem pozisyonları tekrar tekrar izlediği hem de birbirleriyle konuştuğu ortamda; tüm cümlelerin mahkeme kayıtları gibi resmi Türkçe ile olmasını mı bekliyorduk? Bunu yapabilmek, bunu beklemek normal mi?
Fakat işte iş TFF'de bitiyor. Bu VAR kayıtlarının yayınlanmasıyla bir sorunun çözüleceğine dair inanç nereden geldi hayret ediyorum. Oyun oynamayı beceremeyen tayfanın, suyu bulandırmak için bu tip gündem maddeleri uydurmasına alıştık da; TFF neden bu tuzağa düştü?
Onlardan, Galatasaray maçındaki pozisyon için bir açıklama bekleniyordu. Bu açıklama yazılı olarak yapılabilirdi. "VAR kayıtlarını inceledik, VAR hakemini cezalandırıyoruz" diyebilirlerdi. Onun yerine; herhangi bir cümle kurmadan, sorumluluk almadan, bundan sonra maç yönetecek hakemlerin güvenini sarsarak bu yolu seçtiler. Şimdi bir kesim taraftar "Neden daha önce açıklanmadı da bizim maça denk geldi", diğerleri "Acaba daha öncekilerde ne oldu" diyor. Yani kimse memnun olmadı.
VAR protokolünün doğru işlediği Beşiktaş maçında bile (hakemin kararına doğru demiyorum, protokol doğru işledi) insanlar rahatsız oldu. Twitter'da birçok Beşiktaşlı, "Bu VAR hakemi maçlarımıza gelmesin, baksana kırmızı kart çıksın diye çırpınmış" diyor.
Kısacası bu milleti tatmin etmek zordur. Hatta zor bile değildir, imkansızdır. TFF'deki insanlar futbolu yönetmeyi biliyor mu bilmiyor mu bilmiyorum ama bu toplumu ve taraftarlık kültürünü bilmedikleri ortada.
Türk futbolunun ortasına bir bomba bıraktılar. Bomba daha patlamadı ama hem hakemler hem de kendileri yandı.
Bizse saçma sapan bir lig izlemeye devam edeceğiz. Gerçi zaten kimse izlemiyor, sadece konuşuyor. Ligi izleme görevi uzun zamandır bize kalmıştı ama bizim de artık başımız ağrıyor.
Yine de bildiğimizi söylemekten vazgeçmeyelim; suların durulması için en iyi yol aşikar:
VAR'ı kaldırın! Bundan daha kötüsü olmaz, en azından bizim başımız ağrımaz.
2 yorum:
bin katı tartışma olsun fark etmez. var geldi adalet geldi. fb serileri tek tek bitti. var'ı kaldırmak intihar olur. sonra gelsin 5 metre ofsayt goller ya da kesilen ataklar. sorarlarsa kadıköy büyüsü derler :)
Var’ın kaldırılması konusundaki görüşlerine katılmasam da “ofsaytımsı” kelimesinin kullanımına yaptığın yorumu çok takdir ettim. Kaliteni/farkını gösteren bir yorum olmuş.
Yorum Gönder