Cuma, Ağustos 20

Galatasaray 2-2 Karpaty


Galatasaray kötü. Galatasaray zevk vermiyor. Galatasaray güçsüz. Galatasaray bu sene çok defa yenilecek. Galatasaray futbolcuları iyi değil, formsuz. 3 ay önce "git patlat bu kafayı şimdi" eşliğinde bıraktığımız Sami Yen, hala aynı tempoda..

Ama bunların hiçbiri mesele değil. En azından benim için. Galatasaray ile, takımla, kulüple bir bağ kurulmuş. Kimi sadakat der, kimi aidiyet. Sonuçta, bir gününü Galatasaray'a ayırmak "maç kazanmak" olgusundan daha farklı değerler ve anlamlar taşıyor.

Yaşın büyümesi belki de; eskiden maç içinde süreli "kazanmamız lazım" derken, tezahüratlar yaparken, artık bir köşede maçı izliyoruz. Bazen takımı tartışıyoruz, bazen kendi muhabbetimizi yapıyoruz, bazen Ali Turan'a bakıp Cihan'ı anıyoruz, bazen Ayhan'ı görüp son 10 seneyi yad ediyoruz.

Veya belki de yaptığımız; tecavüzün kaçınılmaz olduğunu farkedip, eğlenmeye ve zevk almaya bakma metodu.

Kulüp başı boş yönetildiğine göre, bizim Galatasaray sevgimiz, kombine-GS Bonus-Store alışverişi gibi şeylerle ölçüldüğüne göre, kötü sonuçlar bizi çok da üzmemeli. Sonuçta Galatasaray varlığına yine devam edecek, biz yine maça gideceğiz, yine muhabbet edeceğiz ve haftada 1-2 gün Galatasaray ile Galatasaray sayesinde boktan hayatımızdan sıyrılıp keyif alacağız.

Buradan, geçen sene sık sık yaptığım gibi, Rijkaard'a sahip çıkış satırları yazabilirim. Ama stadyumda "Frank Rijkaard oley" diye bağırılırken hoparlörden ses girerse ben de bu çabamın beyhude olduğunu hissederim.

Veya Galatasaray futbolcusunu, hele genç ve yeni gelmiş bir futbolcuyu ıslıklayanlarla tribünde tartışabilirdim ama her ıslıklama olayından sonra yöneticiler "taraftarın tepkisi haklı" derse ben de pek uğraşmam.

Kısa geçelim. Galatasaray'da sorun çok. Bunları çözecek kişiler biz değiliz. Bu sorunlar çözülmezse Galatasaray yok da olmayacak. O zaman, maça gidip bir köşede çekirdek çıtlayıp muhabbet etmek daha güzel. O yüzden; insanlar dün maçtan çıkarken "bir daha maça gelmeyeceğim" derken biz hala "Pazar kaçta buluşuruz?" diye birbirimize soruyoruz. 3 ay önce yeniden kavuştuğumuz Sami Yen'i belki de 3 ay sonra bulamayacak olmak da var aslında..

2 yorum:

Aykut dedi ki...

Ya çöküşü bir türlü yaşayamıyoruz adam gibi, ya da hala ve yavaş yavaş çöküyoruz. Bundandır bir türlü ayağa kalkamamamız.

Aykut dedi ki...

Pazar nerde izliyoruz maçı şimdi? Bizim evde mi, mabetde mi?