Chuck Palahniuk kitaplarını kronolojik sıraya göre okumaya başladım. Önce Dövüş Kulübü, sonra Gösteri Peygamberi, şimdi de Görünmez Canavarlar. Fakat atladığımız bir husus varmış. Görünmez Canavarlar; diğer iki kitaptan daha önce yazılmış ama yayınevlerinin beğenmemesi nedeniyle basımı gecikmiş. Bu kitaba fazla sert olduğu gerekçesiyle ret cevapları alan Palahniuk, gitmiş Dövüş Kulübü'nü yazmış.
Görünmez Canavarlar'ın diğer iki kitaptan en önemli farkı, hikaye anlatıcısının bir kadın olması. Kitabı okurken, yazarın iki erkekten sonra, hikayesini bir kadının ağzından anlatmasını bir yenilik olarak düşünmüştüm, oysa bu daha fazlasıymış; henüz ilk deneyiminde bir kadını kullanmış.
Görünmez Canavarlar'ı, diğer iki kitaptan daha zayıf buldum. Bunun en önemli nedeni ise aslında çok basit bir hata. Kitabın en süprizli paragraflarını biz önceden biliyorduk. Kitabın arka kapağında sözlük tabiriyle spoiler vardı. Bu sayede, kitabın kırılma anlarını, herkesin şoka uğradığı cümleleri, biz önceden biliyorduk.
Ufak ufak Nip-Tuck esintisi taşıyor kitap. Nip-Tuck yazarlarının bu kitabı kaynak olarak kullandıklarını düşünüyorum. Brandy Alexander'ın Ava, Shannon'ın Kimber izleri var mesela. Veya ben öyle temelsiz bir bağlantı kurdum.
Amerikan Edebiyatı'nın üzerinde, Palahniuk ortalamasının altında bir kitap sanki. Okunmadan olmaz. Bu arada blog da sinema-edebiyat bloguna döner gibi oldu.
" Kültürümüzden bir kaçış yolu bulsan bile, bu da bir kapandır. Bir kapandan kurtulmaya çalışmak başka bir kapanı tetikler...
En iyisi savaşmaktan vazgeçmektir, bırak gitsin. Sürekli birşeyleri düzeltmeye çalışmaktan vazgeç. Bir şeyden ne kadar çok kaçarsan o kadar uzun süre ona katlanmak zorunda kalırsın. Bir şeyle savaştığında onu sadece daha da güçlendirirsin.
Yapmak istediğin şeyi yapma. Yapmak istemediğin şeyleri yap.
Sana istemememen gerektiği öğretilmiş olan şeyleri yap. Seni en çok korkutan şeyleri yap."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder