Pazartesi, Ekim 29

Göztepe Tarafı


Maç sonu oluşan tablo çok kötüydü. Sadece maçla alakalı değil. Uzun aradan sonra geri dönülen ikinci sezon. Bu sefer daha iddialı bir kadro. Üst sıralar hedefte. Ama 10 maç sonunda sadece 1 galibiyet. Puan durumunda geçebildiği tek takım Ankaragücü. Ve son yenilgi de, geçen sezon küme düşmekten son anda kurtulmuş, bu sezon başlamadan hoca değiştirmiş ezeli rakibe karşı... Göztepe taraftarının istedikleri, hayal ettikleri, hatta en akılcı düşünen taraftarının tahmini bu değildi.


Yaklaşık 5000 dolayında taraftar. Deplasman tribünü her zaman iyidir. Bu sefer iyi değildi. Meşale şov çok iyidi. Ama o kadar sadece. İzmir'den iki senedir çok güzel fotoğraflar geliyor. Ya İzmirli foto-muhabirler müthiş iş yapıyorlar, ya da iki takımın tribünü de muhteşem kare veriyor. Yine de olmuyor. İki takımın toplam seyirci sayısı 20.000'i geçemiyor. 7 senedir forumlarda bahsedilen "bizim derbimiz sizin derbiyi döver, ama karşı karşıya gelemiyoruz" teorisi de 3 maçta çöktü.


Göztepe'ye geri dönelim. Şimdi ne olacak? Başlarında Kemal Kılıç. Güven veren bir teknik adam. İzmirli. Ama takım onun takımı değil. Sezon ortasında gelen bir teknik adam. Takımı 17.sırada alıyor, ilk maçında ezelir akibine yeniliyor. Zor iş. Maç sonu basın toplantısında "kadro dışı olabilir" dedi. Revizyon yapacaktır. Peki ya olmazsa. Kulübün sahipler (evet sahipleri) bu kötü gidişattan sonra faturayı kendilerine keserse? Yeni isyan marşları yazılabilir.

Peki ya Şaban? Bu maçın karakteri oydu. 25 dakikada sakatlanarak çıktı. Hala golü yok. Onun ilk 11 başladığı maçlarda Göztepe'nin golü yok. Zaten Göztepe'nin pek golü de yok. Sezonun ilk golünü Hamza Gezmiş eski takımı Kartalspor'a atmıştı. O Hamza, bu maçın kaderini değiştirdi, kendi kalesine 2 gol attı. Bu maçı Şaban ile hatırlayacağımızı zannediyorduk, Hamza ile hatırlayacağız.






Hiç yorum yok: