Çarşamba, Nisan 17

Erteleme Detayları


Şu haber zaten tam bir Fenerbahçeli dili değil mi? Haberde bir çok ayrıntı yok. Bilerek atlanmış bence. Ama zaten olayı bilmeyen, uzak kalan, unutan insan bu kadar bilgiye "yeterli" der, fazla uğraşmaz. Yani hedef "Galatasaray Avrupa başarılarını erteleme desteğiyle kazandı, bu destek Fenerbahçe'ye verilmedi" bilincini yaymaksa, çok başarılı olduklarını inkar edilemez. Zaten haberin sonuna eklenen Fenerbahçe-Beşiktaş-Chesea üçgeni de içten içe "Fenerbahçe düşmanlarını yeneceğiz" vurgusu değil mi? Bu bir blog yazısı değil, gazete haberi. Haberde eksik kalanları biz dolduralım.

Haber yazarken Maçkolik'e bakmak çok faydalı oluyor. Dünyanın en iyi sitelerinden biri olabilir. Ama eğer hafızanız o kadar iyi değilse sadece Maçkolik kurtarmaz. Arada Milliyet arşive bakmak lazım.

Haberde 6 maç geçiyor. 2 tanesine bir şey diyemiyoruz. Aslında dönemin şartları içinde deriz. Sonuçta 6-7 ay önce UEFA Kupası'nı kazanmış Galatasaray, Şampiyonlar Ligi'nde de bir şey yapmayı hedefliyor. Bir şey yapabileceğine tüm halkı inandırmış, somut başarılarla kanıtlamış. Yani aslında o 2 erteleme isteğini dile getirmek için (iki grubun final niteliğindeki Graz ve Milan maçları öncesi) daha önce bir şeyler yapmış. Sadece bir yarı finale yükselerek federasyon kapısı çalınmamış. Ki aynı gazete ,Fanatik, o sene Real Madrid maçı öncesinde ertelenmeyen ve 2-0 kazandığımız Beşiktaş derbisi sonrası "Aslan Erteleyin Demişti" manşeti ile adını efsaneler arasına yazdırmıştı. Yani bu manşetten de yola çıkarak aslında Galatasaray'ın her talebinin ciddiye alınmadığını söyleyebiliriz. 

Yine de 2 tane kritik maç öncesi verilen ertelenme kararları, üzerinden 12 sene geçtikten sonra gündeme gelebilir.. Ama haberdeki 4 maçın konuyla alakası yok. Hatta bazılarında Galatasaray'ın talebi bile yok.

Bologna maçı öncesi. Türkiye, İrlanda ile oynuyor. 2000 Avrupa Şampiyonası öncesi oynanan play-off maçı. Final gibi maç. O maçtan 3 gün sonra Fenerbahçe-Galatasaray maçı var. Salı günü ise Galatasaray-Bologna maçı var ama bunun konuyla alakası yok. Çünkü Galatasaray'ın erteleme talebi yok. 

Mili takım teknik direktörü Mustafa Denizli kritik maç öncesi milli takım kampında Galatasaray-Fenerbahçe muhabbeti olmasın, futbolcuların kafasında sadece İrlanda maçı olsun diye maçın ertelenmesini istiyor. Federasyon da erteliyor. 

Daha sonra Fenerbahçe'nin yaptığı açıklamada da aynı ifadeler kullanılıyor. "Galatasaray istemiyor, Fenerbahçe istemiyor, Federasyon erteliyor. Böyle acizlik mi olur? Bir de kararı Mustafa Denizli'ye dayandırarark onu töhmet altında bırakıyorlar"

Aslında konunun çok fazla Bologna maçıyla alakası yok. Tamamen milli duygular.



İkinci maç. 2002'de ertelenen Trabzoonspor maçı. Fenerbahçeli taraftarların "Roma polisine uzanan eller kırılsın" pankartını boyadığı saatlerde alınmış bir karar. Şampiyonlar Ligi tarihinin en rezil günlerinden birinden sonra... Konuk takım ev sahibi ülkenin polisi tarafından coplanıyor. O takımın daha sonra maça çıkıp oynamasını beklemek küçük hesaplar ve şark kurnazlığıyla açıklanır, 12 sene sonra ayrıntılar atlanarak hatırlatmak ise vicdansızlıktır.



6 Kasım... Eylül'de oynanacaktı. Bir pazar günü. Ama salı Barcelona maçımız vardı. Cumartesiye alınması istendi, ama perşembe günü de Fenerbahçe, AIK Solna maçı oynayacaktı. TFF topu kulüplere bıraktı, iki takım da tarih konusunda anlaşamadı. TFF 'de "sizin yapacağızın işe..." edasıyla derbiyi erteledi. İki takım da buna karşı çıkmadı. 

Galatasaray nefretiyle yıllarını Fenerbahçe'de yönetici olarak geçiren Mahmut Uslu bile belki de hayatında ilk defa Galatasaray'a hak vererek "Galatasaray da salı günü maçı olacağı için haklı olarak pazarı istemedi. Federasyon en doğru kararı verdi" demişti. Demek ki günün birinde Mahmut Uslu ve türevleri "Galatasaray haklı" derse durup tetikte olmakta fayda var, çünkü konu 10 sene sonra başka türlü bir şekilde karşınıza çıkabiliyor.

Bu arada buna benzer bir fikstür 2006-2007 sezonuna denk gelmişti. Biz 5 Aralık günü Liverpool ile oynayacaktık. 30 Kasım gününde Fenerbahçe Celta Vigo deplasmanına çıkacaktı. Aradaki hafta sonunda da derbi var. Galatasaray son maça iddiasız girince haliyle maç ertelenmedi. Derbi 3 Aralık günü oynandı, Fenerbahçe 2-1 yendi,  5 Aralık'ta da Galatasaray Liverpool'u yendi.

Son maçın capsi yok. Tam bir cehalet. Veya çarptırma. Galatasaray 25 Ağustos'ta Monaco'da Real Madrid ile Süper Kupa maçı oynuyor. Haberde Galatasaray'ın 26 veya 27 Ağustos günü, Bursaspor ile oynaması bekleniyor. Üstelik 22 Ağustos'ta St.Gallen ile oynamışken. 6 günde 3 maç + 3 yolculuk. Üstelik cuma günü oynanan Real maçı sonrası, pazartesi günü milli takım toplanacak, ağırlığı Galatasaraylı oyunculardan oluşan kadro 2 Eylül'de Moldova ile 2002 Dünya Kupası elemeleri ilk maçı oynayacaktı. 

Milli maçtan hemen sonra, 4 gün sonra, takvimdeki ilk boşlukta, Galatasaray, Bursaspor ile oynadı. Yani ertelemenin herhangi bir avantajı da olmadı. 

Bu kadar detaylı ve geçmişe yönelik bir yazıdan sonra, asıl soruyu soralım; 33.hafta ertelensin mi? 

Zerre kadar umrumda değil. Nasıl istiyorlarsa öyle olsun, istedikleri gün ve saatte. Fark etmez. Fakat şunu da eklemek lazım; yukarıdaki 6 maçın ertelenmesinin gündeme gelmesi, o dönem maç takvimleri kesinleştikten sonra ortaya çıkmıştı. Yani bu haberlerin gündeme gelmesi için önce Fenerbahçe'nin Benfica'yı elemesi gerekiyordu. Daha şimdiden bu çalışmalara başlandığına göre, hocasız sahaya çıkacak olmak bile rakibi rahatlatamamış, suyun diğer tarafında tedirginlik yaşanıyor demektir.




5 yorum:

Adsız dedi ki...

3'te 3 yapalım, isterlerse temmuz sıcağında öğlen 1'de oynayalım amk.

17.

piyaz dedi ki...

Merhaba,

İll olarak Fenerbahçeli olduğumu söyleyeyim. Ligin sonu yaklaştıkça her iki cepheden hem basın hem de yönetim yoluyla bu şekilde haberler çıkması normal. Dün M. Demirkol'un programında Ünal Aysal'ın neden biz cuma günleri oynuyoruz sorusu konuşuldu mesela. Sayın Aysal bilmiyor mu CL macları, Avrupa ligi maçları ve kupa maçlarının hangi günler oynandığını? Yarın bizim yöneticiler de neden biz pazar günü oynuyoruz derse, şaşırmam :)

kutay dedi ki...

@piyaz

dediğinde yüzde yüz haklısın, aysal'ın çıkışını görünce ben de yadırgadım. ama yöneticilerin böyle psikolojik baskılar yaratmaya çalışmasını anlıyorum ama haber yazarken böyle detayların atlanmasında art niyet arıyorum ve yakıstıramıyorum

Uğur dedi ki...

'Yani aslında o 2 erteleme isteğini dile getirmek için daha önce bir şeyler yapmış'

Bundan sonrasını okumadım, okumaya da gerek duymadım. Ertelemeyi hak etmek için birşeyleri başarmak gerekir gibi bir zihniyet nasıl bir zihniyettir çok merak ettim.

kutay dedi ki...

@uğur

keske okusaydın, bir şeyler kapardın