Perşembe, Nisan 25

Hamza Hocam



1993-94 sezonu... Taraftarlığımın ilk yılını şampiyonlukla noktalamış bir çocuk olarak ikinci şampiyonluğu bekliyorum. Radyo açık. Bursaspor ile oynuyoruz. Ama benim aklım Karabükspor - Zeytinburnu maçında. Sezon ortasında Karabükspor'un başına geçen İlyas Tüfekçi'nin eski Galatasaray futbolcusu olduğunu söylüyorlar. Bir anda adamı ve Karabükspor'u sevmeye başlıyorum. 

Karabükspor ligin ilk yarısını son sırada tamamlamıştı. Ondan sonra inanılmaz bir çıkış yakalayıp umutlarını sürpriz bir şekilde son haftaya kadar taşımıştı. Son haftaya giriliken ilk kez küme düşme hattından kurtulmuştu. Son haftadaki rakip Zeytinburnu'ydu. Beraberlik bile ligde kalmak için yetiyordu. Fakat son dakikada yenilen gol, o takımı küme düşürdü. O gün Galatasaray'ın şampiyonuluğunu bir kenara koyup Karabükspor'a üzülüyordum. İlginç bir ruh hali ama çocukluk işte.

O gün şampiyon olan takımın oyuncularından biriydi Hamza Hamzaoğlu. Futbol hayatı sona erince hocalığa başladı. Malatyaspor'da kısa bir dönem çalıştı, gözle görülür bir fark yarattı ama yeterli olmadı. Eyüpspor'da kulüp tarihinin efsane hocaları arasına girdi. Denizlispor'da ise sabırsız taraftarın kurbanı oldu. Benzer bir kitleyi Akhisar'da da buldu aslında. Ama sanırım bu sefer dirayetli bir yönetim, ona destek veren ekibin arasında yer aldı.

İlk sene inanılmaz bir şekilde ligde kaldılar. Az daha Kartalspor düşüyordu. Kartalspor'un her galibiyetine sevinirken hemen ardından Akhisar'ın kazandığı puanın haberi geliyordu. "Adamlar bir pes etmedi gitti" diyorduk. Onlar da kazanıyordu biz de kazanıyorduk, derken sürpriz bir şekilde Altay düştü. Akhisar ile Kartal'ın inatçılığı Altay'ı 2.Lig'e gönderdi.

Bir sonraki sene Akhisar için "bu sefer düşerler" dendi. Olmadı. Sezonun son haftasında Rize'de final maçına çıktılar. Kazanan Süper Lig'e çıkacaktı, Hamza hocamın takımı son dakikalarda atılan golle 2-1 kazandı. İki tane ilginç noktası var o maçın. Sezon boyunca ilk 2'nin civarında gezinen takım son haftada 1.sıraya yerleşti ve şampiyon sıfatıyla Süper Lig'e yükseldi. Diğer nokta ise bu seneye de bir gönderme içeriyor. Rize gibi güçlü bir camiayı deplasmanda yenen Akhisar, yola Hamza Hamzaoğlu ile bu sene de devam etti. Şu an en azından 1-2 tane takımı geride bıraktılar. Biri Hector Cuper gibi kariyerli bir teknik adamın Orduspor'u. Diğeri ise 3 hoca değiştiren Mersin İdman Yurdu. Mersin, sezonun ortasında ilk değişikliğe gittiğinde takımın başına Giray Bulak'ı getirdi. İşte o Giray Bulak, geçen sene kendi evinde Akhisar'ı yenemeyip lige çıkamayan Rizespor'un da teknik direktörüydü.

Bu sene başlarken de aynı şeyler oldu. Hamza Hamzaoğlu seviliyordu ama hep "bir yere kadar" deniliyordu. Akhisar küçümseniyordu. Oynanan futbol, takım oyunu, sahaya yansıyan bir sürü artı görülmüyordu. Son sıradayken bile, daha Gekas gelmeden bile, "Akhisar ligde kalır" diyenlerden biri olduğum için mutluyum. Aslında zor bir tahmin değildi. Rakiplerinden daha iyi oynuyordu, ama gol atamıyordu. Bir forvetle işi bitireceklerdi, Gekas gibi üst düzey bir adam geldi, ondan sonrası bu günler.

Şimdi başladı Hamzaoğlu güzellemeleri. 25 hafta boyunca es geçilen takım ve hoca için yazılar yazılıyor. İnşallah nazar değdirmez. İnşallah 1993-94 sezonunun son haftası gibi olmaz ki rakip de bu sefer Orduspor. Yani yine son haftada bir ölüm kalım maçı olabilir. 

Herşeye rağmen, değil PTT 1.Lig'den, 2.Lig'den kalan topçularla Süper Lig'de tutunma mücadelesi veren Hamza Hamzaoğlu büyük hoca. Güzel adam. Tanıyanların anlattığı gibi yüksek karakterli olduğuna inandığım için, dünyanın en kötü futbolunu da oynatsa ligde kalsın isterim. Umarım başaracak. 

İyiler, ne olur kazansın...


2 yorum:

Adsız dedi ki...

çocukluğu akhisar da geçmiş ve zamanında akhisarspor un top toplayıcılığını yapmış biri olarak yazını zevkle okudum teşekkürler .ilginçtir hiç şampiyonluk göremedim ben 2006 da şehirden ayrıldıktan sonra takım 2 senede bir şampiyon oldu 2.lige sonra ptt ye sonrada süper lige çıktı bunların hepsini uzaktan yaşadım ama bir o kadar da mutlu etti beni inşallah bu sene ligde kalır da bir kez daha mutlu eder.

ihsanka dedi ki...

8 numarayı özel kılan çok güzel adamlardan bir tanesi. İzleyemediğim Prekazi'den bugünkü Selçuk'a kadar arada sayabileceğim 3 isim Suat, Hamza ve Zafer Biryol. Hepsinin yeri çok ayrı ve umarım hepsi bulundukları yerlerde mutludurlar.