Pazartesi, Aralık 9

Hedef Değişimi




Şampiyonlar Ligi gruplarının kurası çekildiğinde, Galatasaraylı'nın geleceğe bakışı çok farklıydı. Henüz günler öncesinde ezeli rakibe karşı kazanılan Süper Kupa, son iki senenin şampiyonluğu, mart ayında Real Madrid'e karşı verilen  çeyrek final savaşı... Grupta Juventus ve Real Madrid gibi iki dev takımın yer alması çoğu kimseyi korkutmamış, hedef "İlk 2" olarak belirlenmişti.

Süreç bu hedefe paralel olarak işlemedi. Saha sonuçları bir yana, gönderilen teknik heyet, mutsuz futbolcu grubu, günü kurtarmak için hareket eden yönetim kurulu, basireti bağlanan tribün grubu; ortaya "kaosa bir kala" durumunu hazırladı. İşte tam da bu noktada Juventus, İstanbul'a geldi.

Aslında ağustos ayında ben çok farklı düşünüyorum. Rakipsiz gözüken takımın Avrupa'da başarılı olma ihtimali yüksek görülüyordu. Hele bir de bunu bir alt seviyede gerçekleştirirse, ikinci kupanın gelmemesi için hiçbir neden yoktu. Fenerbahçe'nin nisan ve mayıs ayında Lazio ve Benfica maçlarıyla yaşattığı stresin benzerini görmemek için en kısa zamanda skoru 2-0'a getirmek gerekiyor. Bunun için de bundan daha iyi bir sezon olamazdı. Juve ile Real'in arkasında kalmak "başarısızlık" olarak düşünülemezdi. Avrupa Ligi'nde de güçlü takım sayısının daha az olduğu belliydi. 3.olup yola oradan devam etmenin sonucu çok daha büyük başarılara neden olabilirdi.

Fakat bugün geldiğimiz noktada, bu takımın camiadaki bu havayla Avrupa Ligi'nde çeyrek finalden öteye gidebileceğini düşünmüyorum. Üstelik devre arası transfer döneminde rağmen. Hal böyle olunca, Juventus'u yenerek ikinci tura çıkmak kulübü, takımı, herkesi çok rahtalatacak, Bunun için tek bir 90 dakikaya girişecek olmak büyük şans. Başka maçların sonucunu beklemeden alınacak bir Juventus galibiyeti, çoğu sorunun en kısa ama zor çözümü olarak gözüküyor.

Sadede gelirsek; ağustos sonunda kurguladığım sezon hayali, sezon hedefi; şu an değişmiş durumda... Yeni planlamanın en önemli maçı da yarın oynanacak. İkinci turda güçlü rakiplerle eşleşip hezimet yaşamak ise şu an düşülecek konu değil. Ona da zamanı gelince bakarız...


Hiç yorum yok: