Cumartesi, Aralık 21

Senin İdollerin Bizim Hayallerimiz




Arda Turan, İspanya'da bir dergiye röportaj vermiş. Röportajda "Galatasaray'da oynarken idolüm Emre Belözoğlu'ydu, artık değil. Artık Iniesta" demiş.
 
O kadar garip bir şekilde üzüldüm ki...
 
2007'den beri Arda Turan ile Galatasaray taraftarı arasında fırtınalı bir ilişki vardı. İlk zamanlar çok güzeldi. Arda Turan, bizim için dünyanın en iyi futbolcusuydu. O da her fırsatta Galatasaray sevgisini anlatarak kalbimizi çalıyordu. Tribünden sahaya yayılan enerji çok başkaydı. 2000'li yıllarda, futbolun o kadar kazığını görmüş insanlar korkusuzca çocuklarına Arda adını koyabilecek kadar ondan emindi. O da Avrupa kupası diyerek mesajını yolluyordu üst tarafa. Arda bizim için son nefesine kadar savaşacaktı, biz de ona toz kondurmayacaktık.
 
 Fakat bir yerden sonra, Galatasaray kötü sonuçlar almaya başlayınca, o ilişki yavaş yavaş soğumaya başladı.
 
O dönem için "ihale Arda'ya kaldı"  diyene hak verebilirim ama Arda da ihalenin kendisinde kalması için çok çabaladı. Belki bazıları gibi kendisini kulübün üzerinde görmedi ama kendisini dokunulmaz hissettirmeye çalıştı. Taraftardan gelen en ufak tepkiye bile çok büyük tepkiler veriyordu. Bizler onun "Galatasaray'ın dünya çapındaki yıldızı" olmasını isterken, o Türkiye'nin futbol ailesinde (ne demek istediğimi şuradan anlayabilirsiniz) kendisine yer açmak istedi. Biz onu Paris Hilton'a yakıştırıp, Ronaldo ile reklam çevirmesini isterken; o Acun Ilıcalı'dan araba satın alıp Emre Abisi ile PES oynamayı tercih etti. Saha içi sonuçları elbet bir yerden sonra düzelecekti ama kalpte açılan yaralar kapanmayacaktı.
 
En sonunda Arda - Galatasaray birlikteliği sona erdi. Atletico Madrid'e gitti. Onun arkasından üzülenler olduğu gibi sevinenler de oldu (ben). Oysa Arda'nın olası gidişi bizi yıkıma uğratacaktı, 3 sene öncesinde öylesini planlıyorduk.
 
Arda, Madrid'de kendi yeni bir dünya kurdu. Dünya futbolunun zirvesine çıkmak için çabaladı. Ara ara Türkiye'ye döneceği konuşulsa da o İspanya'ya adapte olmak içn emek sarfetti. Ve oldu da. Aynı dergide "Arda Turancılık"tan bahsediyor ya tam olarak onu yarattı. Artık yüzü gülmeye başladı. Keyif almaya başladı. Bu futbolunu da etkiledi. Onun gidişine sevinen, 2011'de onun başarılı olmasını istemeyen ben, artık onun için Atletico maçlarını takip eder oldum.
 
Ve bugün; "Artık Emre değil Iniesta" dediği bugün, öyle garip bir şey hissettim ki..
 
Ah be kardeş, keşke şunu 2009'da, 2010'da, 2011'de falan deseydin. Senden tek isteğimiz aslında tam olarak buydu. İdollerini farklı yerlerde aramanı, vizyonu genişletmeni istiyorduk. Geç oldu ama oldu.
 
Pırlanta gibi futbolcu oluyor Arda Turan. Galatasaray'da kalsaydı olamayacaktı. Oysa çok güzel bir hayaldi. Bizim hayallerimizi Atletico Madrid taraftarı yaşayabilir, umarım o hayalin hakkını verirler.

Hiç yorum yok: