Filmin adı, konusu, senaryosu, herşeyi, hepsi bir yana, Sadri Alışık bir yana. Filme anlam katan o. Başrolde başka biri olsaydı acaba bu kadar etki yaratabilir miydi? Sanmıyorum. Zaten Sadri Alışık'ın böyle bir etkisi olduğunu, bunu yaratabildiğini biliyoruz, şaşırmadık.
Filmin can alıcı repliklerini sıralasak, sığmaz. Eksik kalır hatta. Sadri Alışık'ı dinle, filmi izleme yine etkiler. Öyle bir şey.
1970 yapımı bir film. O yılların filmlerini izlerken yorulurum genelde. Kısa sürelidir o filmler ama çok fazla olay olur. Sonunda da kız ve erkek buluşur, mutlu olur. Bu film de pek öyle bir şey yok. En büyük çalım, mutlu son olmaması. Çok fazla olay olmamasına rağmen, çok fazla anlam barındırması bu filmi güzel kılıyor.
Sadri Alışık hayranı günümüz komedyenleri (başta Cem Yılmaz) pek bu tarz işlere girmediler. İşin daha çok komedi tarafında kaldılar, Gora'yla Eyvah Eyvah ile idare ettiler. Ame mesela yeni kuşaktan böyle bir aşk hikayesini anlatmalarını beklerim. Tabi ki Herşey Çok Güzel Olacak ve Hokkabaz'ı yaratan Cem Yılmaz'dan daha çok beklerim. Acaba onlar nasıl bir hikaye anlatır merak ediyorum Muhakkak ellerinde Sadri Alışık gibi bir oyuncu olmayacağı için biraz sıkntı çekecekler, belki de bu sıkıntıyı daha iyi bir senaryo ile yok edecekler.
Filmde en çok sevdiğim sahne de şudur. Müjgan, evlenerek o varoş mahalleden ayrılır. Hüsnü hüzünlüdür. Hüsnü'nün acısını kendi acısı sayan mahalleli arabayı kovalar. Araba kovalayan mahallelinin samimiyeti de anca 70'lerde olurdu zaten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder