Cumartesi, Mayıs 5

Kapatıyoruz Gibi



Fena geriliyorum, stres oluyorum. Son 3 haftada maç zamanları dünyadan kopuyorum, telefonları kapatıyorum.

Farkındayım, abartıyorum. Neden bu kadar gerildiğimi soranlar oluyor. Bazıları anladıkları için sormuyor. Daha doğrusu onlar da anlamıyor, ben de anlamıyorum.

Son 3 haftada, tartıştığım, gerginlik yaşadığım insan sayısı elliyi bulmuştur. Aralarında Galatasaray-Fenerbahçe muhabbeti olmayan da var. Fakat sonuçta sinir sitemimizi tetikliyor. Bazı şeyleri, 1 ay önceki gibi alttan alamıyoruz. İspanya'daki Fenerbahçeli arkadaşım 2 sene sonra telefon açıyor. Onlar tabi orada daha rahat. İstanbul kaynıyor. 

Oysa ne şampiyonluklar, ne sezonlar yaşadık. Bu sezon, belki de en kötüsü, en sıkıcısı, en zevksizi ama nedense en önemlisi gibi. Bu pazar veya haftaya pazar şampiyon olursak, pazartesi günü o kadar  da sevinmeyeceğim mesela. Bu gerginliğin karşılığı olacak bir sevinme olacak. Çok büyük bir rahatlama olacak o kesin ama 2006'da sevindiğim gibi hiç olmayacağım mesela. 2008 olmayacak. Fakat şampiyon olamazsak yıkım mı olur dünyanın sonu mu bilmiyorum...

Bu sezonun ilginç bir özelliği var. Sanki son sezonmuş gibi hissediyorum. Bu sezon biri şampiyon olacak ve 50 küsür senelik Türkiye Ligi'nin son şampiyonu olacak. Defteri kapatacak, tavlayı rakibinin koltuk altına sokuşturacak. Sezon bitecek ve pazartesi günü Süper Lig diye bir şey kalmayacak sanki.  Kapatıyoruz diyeceğiz. Bir daha kimse uğramayacak Seneler sonra merak edip bakan biri "Son Şampiyon X" yazısını görecek. O yazıyı yazdırabilmek için bütün bu koşuşturmaca. Yani, sadece tarihe bir kupa daha kazandırmak değil mesele, tarihi sonlandırmak. 

Maya takviminden daha çok ağzımıza sıçtınız; federasyon başkanları, kulüp başkanları, yayıncı kuruluş...

Hiç yorum yok: