Perşembe, Eylül 21

Up at the Villa



"Sean Penn kötü filmde oynamaz" diye düşünmemek gerekiyormuş. çok bilinmeyen ama iyi kadroya sahip bazı filmler vardır ve izlendikten sonra "Vay arkadaş, millet değerini anlamamış. Nasıl böyle tenhada kalmış" denir. O filmleri bulmak büyük bir keyif benim için. Fakat çok da riskli. Çünkü çoğu tatmin etse de; kötüsü de hiç çekilmiyor ve iki saati boşa gidiyor insanın. 

Bu sefer ikinci seçeneğe denk geldik. Sean Penn neyse de bir iki istisna dışında Kristin Scott Thomas'ın olduğu iyi film pek görmedim zaten. Bayık simasıyla zaten daha en başından insanı bir sıkıyor, filmden soğutuyor. Hem zaten film de romantik drama diyebileceğimiz türden, hem de 1930'larda geçen bir konu... Çok maharetli bir iş çıkmazsa çamura bulanacağı belliydi. Olan bizim iki saate oldu. Akılda kalan tek bir şey bile olmadı. Yazık...

Hiç yorum yok: