Pazartesi, Ağustos 9

Zorunluluk

Son iki-üç senede orta seviyeden takip ettiğim İskoçya Ligi sayesinde Galatasaray - St.Johnstone eşleşmesine dair bazı beklentilerim vardı.

İskoç ekibinin fizik gücü ve savunma dirayeti sayesinde maçlarda zorluk çıkarabileceğini ama Galatasaray'ın kalitesiyle üstünlük kurma şansı olduğunu düşünmüştüm. Mesela İstanbul'daki maç için iki ayrı senaryom vardı. St.Johnstone gol atamaz. Bu her iki senaryoda da sabitti. Galatasaray ise ya güç bela bir tane atar, ya da erken bulacağı golle farka gider... St. Johnstone gol attı ama gerekten bunun için Galatasaray çok yardım etti. 0-1'den hemen sonra gelen gol yenilgiyi önlese de erken değildi. Haliyle farklı sonuç çıkmadı.

İkinci maç daha da zor geçecek. Böyle eşleşmelerde zayıf gözüken rakibin direnci kırılmazsa, tura tutunma ihtimalleri daha da artar. Rövanşın İskoçya'da olması da bir dezavantaj. Her ne kadar ilk maçta daha çok pozisyona giren Galatasaray olsa da, ikinci maçta aynı fırsatlar gelmeyebilir. Muslera'nın olmaması da bir problem. Gerçi eksikliği sorun mu artık ondan da emin değiliz.

Neyse zaten amacımız, tur tahmini yapmak değil. Esas meselemiz bir tehlikenin varlığıyla ilgili. Galatasaray, St.Johnstone'a da elenmesin artık! Tamam turun zor geçeceğini biliyorduk, rakip hafife alınamazdı ama aklımızdan geçen kötü düşünceler de gerçekleşme ihtimaline sahip.

Tabi ki elenmek dünyanın sonu değil. Sezonun sonu da değil. Hatta Rio Ave'ye elenen Beşiktaş'ın, Östersunds'a elenen Galatasaray'ın şampiyonluklarını hatırladıkça Avrupa'dan erken elenmek sezon sonunda kazanılan başarının habercisi olabilir. O yerel başarı da maalesef bütün uluslararası yenilgilerin üstünü örtebilir.

Fakat günlük başarılar önemli değil. Bazı kulüplerin değeri, misyonu ve yeri vardır. 137 yaşındaki St.Johnstone, tarihinde sadece 25 Avrupa Kupası maçı oynadı. Bu sezon sekizinci kez katılım hakkı elde etti. Dört sezon önce bir Litvanya takımına, beş sezon önce bir Ermenistan temsilcisine elendi. İskoçya'da Lig Kupası ve FA Cup'ı toplam üç kez kazandı. Bunlardan ikisi geçen sezondu. Bu sayede kendini yeniden Avrupa'da buldu.

Yani ülkesinde çıkışa geçen bir takım değil. Bu sezondan sonra da sık sık Avrupa'da görmeyiz. Bu sezonu bitirecek ve evine dönünce yeniden sırasını bekleyecek. Ne Galatasaray ile ne de diğer Süper Lig takımları ile mukayese edilemez. 2012-13 sezonunda (Türk futbolunun son muhteşem sezonu) Eskişehirspor çok rahat elemişti mesela. Gerçi şimdi Eskişehirspor da kalmadı...

Türk takımlarının da artık böyle kazalar yaşamaya tahammülü kalmadı. Ülke puanı denilen hadisenin çok daha değerli olduğu yıllarda böyle savurganlıklara izin verilmemeli.

Türkiye UEFA sıralamasında 18. sıraya düştü. En son 1991 yılında bu noktadaydı. O dönemde çok güçlü SSCB, Yugoslavya, Çekoslovakya gibi ülkeler vardı. Şimdi bunların mirasçıları zaten o kadar güçlü değil, ek olarak da bize yenebileceğimiz (geçebileceğimiz) kalibrede ülkeler sundular. Zaten biz de uzun süre boyunca bu fırsatı değerlendirdik. Fakat şimdi geldiğimiz nokta bir mirasyedinin çöküşünden hallice...

Bunların hepsini biliyoruz, peki St.Johnstone eşleşmesini farklı kılan ne? Burası biraz kişisel eşikle alakalı. Ben tükendim. Kötü gidişi kabullendim ama bu tip elenmeler fazlasıyla yoruyor. Galatasaray'ın St.Johnstone'a elenmesi artık bir kaza olarak görülemez.

Kaza o sezon taş gibi top oynayan Östersund karşısında veya bozuk zeminli soğuk deplasman Tromsö karşısında olur. Yılların sistemli takımı PSV'ye elenmek artık gayet normaldir ve futbol açısından sorun değildir. Hatta güç dengesinin eşit olduğu Rangers'a tek maç sonunda elenmek bile kabul edilebilir. 

Fakat St.Johnstone artık güçsüzlükle veya kazalarla açıklanacak bir durum olmaz. Bu bir boşvermişliğin mesajı, beyaz bayrağın sembolü olur. Avrupa  kupasına ve Edirne'nin ötesine bakışı tekrar düşündürecek bir kırılma olarak tarihteki yerini alır.

Zor geçeceğini biliyoruz. Rakibi tanıyoruz. Fark beklemiyoruz, rahatlık beklemiyoruz. Başka zaman yaşansa, olası  bir elenmeyi daha metanetli karşılayabiliriz. Fakat o maç, bu maç değil artık...

Umarım yaşanmaz, yaşanırsa da "Önemli olan lig zaten" diyen çıkmaz.

Hiç yorum yok: