Çarşamba, Ağustos 18

Metro

Ekseriyetle Hollywood sinemasında gördüğümüz türden bir film. Aslında birçok ülke sinemasında bu türden aksiyon denemeleri oluyor ama efekt kalitesi ABD ayarında olmadığı için beklentilerin altında kaldıklarına çok şahit olduk.

Rus sinemasından çıkan Metro, bu açıdan meraklılarını tatmin edebilir. Hikaye de ilgiyle takip ediliyor. Nedir bu hikaye? Moskova'nın metro hattına Moskova Nehri'nden sular sızar ve bir metro seferi raydan çıkar. Yardım da yolcular için pek mümkün değildir. Yani o tünelden kendi başlarına çıkmak zorundalar.

Yerin altından hayata tutunmak isteyen her sınıftan, yaştan, karakterden bir grup insanın macerasını izliyoruz. Bence güzel. Tek sıkıntısı ikinci yarıdan sonra gereksiz uzaması. Süre 133 dakika ama 90'a çok rahat sığardı. Yine de akıcı ve heyecanlı bir film. En azından Rusya Ligi maçlarından daha güzel!

Yapım yılıyla, konusuyla, ülkesiyle alakaları olmasa da bize bir Das Boot heyecanı verdi. Das Boot izledikten sonra savaşa ve militarizme ne kadar küfür ettiysek, Metro'dan sonra da şehir hayatına, inşaatlar, çarpık yerleşimlere, kalabalık kentlere saydırdık. Bu arada Moskova'da nehir olduğunu da bu film sayesinde öğrendim.

Oyuncular da fena değildi. Kötü bir karakter olmasına rağmen Vlad, oldukça karizmatikti. Yazıyı noktalarken onun da hakkını verelim.

Hiç yorum yok: