Perşembe, Şubat 28

Fenerbahçe 2-3 1461 Trabzon



Uzun bir aradan sonra Kadıköy'deyiz. Anlamsız ve formalite niteliği taşıyan bir maç olmasa gidemezdik. Bu sene Fenerbahçe tribünü sezonun hakkını verdi gibi. Bu tarz maçları değerlendirme dışında bırakmak lazım.

Maçın özellikle ilk devresinde ilginç bir şey görmek zordu. Fenerbahçe tribünün 90 dakika boyunca Beşiktaş'a sataşması bir derbi geleneğidir, bu geleneği, gelecek sene oynanacak stadyum konusuna da dayandırarak daha da sert devam ettirdiler. İlginç olan Okul Açık'ın bu isyanı Maraton Tribünü'ne bile ulaşmamış. Çok ilginç bir akustiği var bu Kadıköy'ün.

Bir ara UEFA da küfürlü tezahüratlardan nasibini aldı. Buna anlam veremedik ilk başta ama devre arasında olayın perde arkasını çözdük. Maçın geri kalanında gündem maddesi UEFA'ya verilen ceza oldu. Zaten maç boyunca "maç hakkında ne yazabilirim ki" diye düşünüyordum. Onu da ayrı yazdık. Maçı kısa geçelim.

Fenerbahçe'nin ilk golünde sahaya giren çocuklara yapılan muameleyi merak ediyorum. Tribün, "Çocuğu bırakın orospu çocukları" diye bağırsa da sanırım bırakılmadı. Yaşları 10-12 gibi olan iki çocuk acaba 6222'den mi yargılanacak. Tek istekleri Krasiç'e ve Semih'e sarılmak olan iki çocuğun fişlenmesi mide bulandırır.

Maçın ikinci yarısı daha fazla aksiyona sahne oldu. Goller geldi. Trabzon biraz daha istedi maçı. Fenerbahçe iyice maçı bıraktı. Trabzon'un forveti Mustafa Tiryaki'yi çok beğendim. Çok güçlü. İyi mücadele ediyor. Fenerbahçe'de Salih'e negatif gözler baktım. Genç oyuncu sevgisine karşı muhalif kalmak istedim ama başardım. Çocuk oynuyor. Temiz oynuyor.

Maçın sonunda Trabzonluların sevinci abartıydı bence. Gerçi futbolcuları anlamak mümkün. Genç isimlerin Fenerbahçe'yi yenmesi kariyerleri için de, futbolculuk dönemi anıları için de önemlidir. Prim de kazandılarsa sevinmek en doğal hakları. Ama Trabzonspor taraftarı olan arkadaşların zafer çığlıklarına anlam veremedim. Sonuçta bir formalite maçı. Grupta sonuncu olmuşsun, rakibin sana yedeklerle çıkmış, taraftarı bile maça gelmemiş sen de yenmişsin. Hak etmişsin. Ama bunu abartmaya gerek var mı? Yerel basın bile bugün destana çevirmiş bu galibiyeti.

1461 Trabzon'un bu sezon İstanbul'da kazandığı iki galibiyeti de tribünden izledim. İlkinde Galatasaray'ı yenerken sempatiklerdi. Hak etmişlerdi. Bu sefer bir şeyler eksik kaldı sanki. Belki de sahada rakip olmadığı içindir.



Hiç yorum yok: