Pazar, Mayıs 19

Değişen Yok




Bir hafta boyunca bir şeyler yazmamak istemedim. Konuşasım bile yoktu. Pişmanlık dediğin böyle bir şey herhalde. Oysa herkes olan biteni yılların sosyologu edasıyla didiklemiş ve gördüğüm kadarıyla kimse kendisini birazcık suçlu hissetmememişti. Ulan ben niye o zaman böyle şeylere yapıyorum)

Bir hafta boyunca kimse kendinden bahsetmedi, her kesim başkasını suçladı, kendi sorumluluğunu görmezden geldi. Ama gözyaşları dökmeye devam etti. O gözyaşlarının aslında timsah gözyaşı olduğu ortaya çıktı. Ölen ve öldürenden çok; kendisinin ölen ve öldüren olmadığı için bir huzur kapladı herkesi. Ondan sonra sahte lanetler... Ve aynı oyun yine başladı.

Nasıl bu kadar kesin bir şekilde karamsar konuşuyorsun? İnsanların duygularını ön yargıyla değerlendiriyorsun?

Sezonun en gergin olmayan en rahat haftasında; sadece 4 maçın oynandığı bir günde; bir futbolcu kanırtmaktan bahsetti, 

Bir tribün, taziye ve ırkçılık karşıtı pankartlarının tam karşısına samimiyetten yoksun bir pankart hazırladı.

Yayıncı kuruluş spikeri ırkçılığın üzerini kapadı, yarışmaktan bahsetti. Müdürü "Türkiye'de ırkçılık yok" dedi, tribünlerdeki şiddetin tek sorumlusu olarak taraftarı gösterdi.

Bir futbolcu 2 sene önceki şampiyonluk konusunda kafası karışık şekilde konuşmaya devam etti.

Bir futbol takımı, taraftarının istemediği şekilde rakip takımla beraber tribünü alkışladı. Hocası ve başkanı konuyla ilgili ayrı düştü.

Bir başkan ırkçılığın üzerini kapatmak gerekir dedi, döndü bu sefer ezeli rakibini suçladı.

Kimse geçen süreçten, son 5 günden ders çıkarmadığı gibi, herkes yaşanan bütün olayları kendisini üstün çıkarmak için kullandı. "Bir insanın canı şampiyonluklardan daha önemli" dediniz, aradan 5 gün geçtikten sonra  iki sene önceki şampiyonluğun kavgasını yapmaya devam ettiniz.

Burak Yıldırım'ın 40'ından vazgeçtim, bari 7'si geçseydi...



3 yorum:

Adsız dedi ki...

o pankartta küfür yok, hakaret yok, kavga yok, gürültü yok. gönderme var. adı üstünde, düşünceni gönderiyorsun, "benim için şampiyon trabzonspor"dur diyorsun. bir insan öldü diye düşünceler de mi söylenmeyecek. "aman sakın bir şey söylemeyelim mazallah insan ölür" diye, hele bir de küfürsüz, pankart da mı hazırlanmayacak. tribünden geldim, oraları çok iyi bilirim, sokak çocuğuyum diyip tribünden bu kadar uzaklaşmış olman yazılara da yansıyor. bu ülkede "götünüzden siktik mi" diye pankart açıldı kimse ölmedi ve sen merak etme insan, insan olursa yine ölmez.

trabzonsporun 40. yılı kutlu olsun.

kutay dedi ki...

madem pankartı ve 2011 şampiyonluğunu konusuyoruz konusalım o zaman.

Galatasaray tribünü kendi isteğine göre şampiyon mu belirliyor. Her sezon şampiyon belirleyelim o zaman. 2009'da Sivasspor olsun.

Bana göre de o sezonun şampiyonu Bursaspor, bunu ne yapacağız. Kim belirliyor, neye göre karar alıyor. O sezon Galatasaray üçüncü olsaydı, ilk 2 sırada FB - TS olsaydı, bu pankart yine açılır mı.

Kimse kimseyi kandırmasın, hepimizin aynı sokaktan geldik. Hak hukuk adalet pankartı değil o, Fenerbahçe pankartı. Hadi bir başka örnek, tersten yazalım; 2011 şampiyonu Trabzonspor oldu, Fenerbahçe averajla ikinci oldu, TS şampiyonluğunu kutladı, derken 3 temmuz oldu. aynı şeyler farklı renklerde yaşandı. Sadece yerleri değiştir. 2011 şampiyonu Fenerbahçe pankartı açılır mıydı

Sen bu pankartı açarsan rakip topçu da gelir kanırta kanırta der. O zaman da ona kızmayacaksın. Hem kanırtmak da küfür değil, hakaret değil. Belki biraz argo. Gerçi kerkes yaptığı eylemlerden ve söylediği sözlerden dolayı içi rahatsa sorun yok zaten, saldırın devam.

bir de şampiyonluğunu kutladığın takımın kaçıncı yılını kutladığını da iyi öğren. senelerdir aynı ligde oynuyorsunuz, futbolcusunu alkışlıyorsunuz, bari kuruluş yılını da bilin, zor bir şey değil

Adsız dedi ki...

devlet bahçeli esprisini ciddiye alman olmadı 48, hepimiz bu piyasanın içindeysek trabzonspor'un kaçta kurulduğunu bilmemem abes kaçar.

pankart trabzonspor'a açıldı demedim zaten fenerbahçe'ye açıldığında hem fikiriz ama açılmasında bir sakınca yok onu anlatmaya çalışıyorum. bu tribünün trabzonsorla hiçbir zaman işi olmadı zaten, tabi ki fenerbahçe'ye gönderme yapacak. benim dediğim gönderme yapılacaksa ve herkesin şu günlerde birinci önceliği gayri ihtiyari "kimse ölmesin"e dönüşmüşken bunun gibi küfürsüz hakaretsiz bir pankartın uygunsuz bir yanı yok.

gönül'e gelince, kanırta kanırta demesine kızmadım, tam tersi çıkıp "galatasaray 8. oldu demedim" demesini takdir bile ettim, o takımdan başka birinin bu laf söylemese bile hoşuna gidip reddetmeyebilirdi.

son olarak o sezon bursaspor yerine biz 3. olsak o pankart açılmaz demişin ama öncesinde de o sezon şampiyon bursaspor demişsin. o sezon biz 3. olup böyle bir olay patlak verse bizim şampiyonlar ligine gitme olasılığımız doğacağından değil bu pankart, çok daha beterleri açılırdı. (o sezon 3. olsaydık her türlü olayların da içinde olurduk orası ayrı)

sözün kısası, ölüm kötü evet, olmasın evet, ama bunun gibi dokundurmaları da ölüm, nefret üzerinden değerlendirmemek lazım. pankart doğru veya yanlış orasını tartışırım da nefreti körüklediğine ve yeni ölümlere yol açabileceği endişesine katılmıyorum.

fenerbahçe'nin 40. yılı kutlu olsun. (ısrarla yapacağım bunu...))