Çarşamba, Mayıs 1

Günah Keçisi



Mustafa Sarp konusuna girmeyeceğim. Sözü kendisine bırakıyorum. Özetle; her zaman haksız yere eleştirildiğini, hatta eleştirinin dozu abartmıştı. Galatasaray futbol takımının bütün günahları onun üzerine atılmıştı sanki. Güzel cümleleri var; isteyenle yorum bölümünde veya yüz yüze tartışırız; 4-4-2 dergisinden;

Bir gün bir haber çıktı. Aynı günün akşamı da Galatasaray'dan teklif aldım.Kimseye bir şey söylemedim. Babama "Bir işim var, benim için yapar mısın" dedim. Menajerim babamı alıp Florya'ya götürene kadar haberi yoktu. Hiç o kadar mutlu olmamıştı herhalde.

28 yaşımda Galatasaray'a Bursaspor'un en değerli oyuncusu olarak geldim. Buna rağmen birçok şeyi Ayhan Akman'dan öğrendim.  7 yaşımda futbol oynamaya başladım, ayağımın çime değmesi 18 yaşımı buldu.

Yedek kulübesinde oturacağımı düşünürken iki senede 70 maç oynadım. Buna rağmen Galatasaray'ın gelmiş geçmiş en sevilmeyen oyuncularından biriyim. İşler kötü gidince ihale bana kaldı! Elano'ya ya da Arda'ya kalmayacağı kesin. Benim gibi vasıfları daha az olan mücadeleci oyunculara kalır. Bunun önünde saygıyla eğiliyorum.

İçeride Karpaty maçı oynadık. Maçtan sonra Ali Sami Yen Stadı'nın önünde taraftarlarla yeni statla ilgili röportajlar yapılıyprdu. Taraftarlardan bir tanesi "Yeni stada Mustafa Sarp'ı izlemek için mi kombine alacağım?" dedi. O cümle kulaklarımdan hiç çıkmaz. En iyi oynayan 3 oyuncudan biriydim, maç 2-2 bitti diye üzerine gelinen yine ben. Ne yaparsam yapayım taraftara kendimi sevdiremeyeceğimi o gün anladım.

Evet, biz çok kaliteli çok meziyetleri olan oyuncular değiliz ama işler senin sanal alemde yazdığın gibi işlemiyor. Rijkard'a 5 milyon euro vermeyelim, sabaha metrobüsle işe giderken spor gazetelerini okuyup ahkam kesen adamı takımın başına getirelim o zaman.

Sakat oynadığım bir maçtan sonra sonra başkan Adnan Polat gazetecilere "Aydın ve Mustafa Sarp'ın artık Galatasaray'a bir şeyler vermesi lazım" dedi. Bende film koptu! Zaten taraftar homurdanıyordu da koskoca Galatasaray kulübünün başkanının böyle cümle kurması hoş değil.


10 yorum:

Adsız dedi ki...

Galatasaray da oynarken de en iyi konuşan futbolcuydu.İlk geldiğinde attığı arka direk golleri,mücadeleci oyunu ile herkes ona dilendi,milli takıma alınmadığında herkes şaşırdı hocaya kızdı,işler ters gitmeye başlayınca da ilk ona yüklenildi.

Adsız dedi ki...

Böyle şeyler daha çok dillendirilse spor dünyasının karakteri güçlenecek..teşekkürler :)

Adsız dedi ki...

Böyle şeyler daha çok dillendirilse spor dünyasının karakteri güçlenecek..teşekkürler :)

Adsız dedi ki...

Sonradan sevimli hayalet Casper olmasaydı iyiydi.

Adsız dedi ki...

tapelerini de yayınlarsanız sevinirim.

Adsız dedi ki...

Bi siktir git abi ya.

Unknown dedi ki...

Koşan mücadeleci topçu M.Sarp mı?Adamlığından hafif dem vurmuşun.Galatasaraya ettiği küfürü gösteren tapeyimi yapıştıralım?

Devil dedi ki...

Bazı oyuncularda futbolcu tipi yoktur. Ne kadar zorlarsan da olmuyor. Yolda görsen şu adam futbolcu demezsin. Dünyanın neresinde olursan ol bu iş böyledir. Sen hep arka plandasındır. Ve kötü günlerde hep ihale sana kalır. Bakınız: carrick - man.untd, busquets - barça, khedira - real... Bu liste böyle devam eder. Bu isimler hiç bir zaman ön plana çıkmaz, hep arkada kalır. Sanırım mustafa da bunlardan

Anıl Can Yıldırım dedi ki...

kör ölür.. :(

kutay dedi ki...

kısa bir açıklama yapayım; mustafa sarp hakkındaki görüşlerimi daha önce de yazdığım için bu yazıda çok belirtmek istememiştim ama sanırım gerekiyor.

burada mustafa sarp'ın futbolcuğuna bir övgü yok. kötü futbolcu olabilir. kötü futbolcu olduğunu düşünen olabilir, beğenmeyen olabilir. fakat hiç bir futbolcu , hatta hiç bir insan, yaptığı işte diğer meslektaşlarından daha iyi olmadığı için eleştirilemez. benim hayat görüşüm buna sığmıyor. ekstradan Galatasaray futbolcusu için hiç olmaz. Taraftarın böyle bir rolü olduğunu düşünmüyorum.

takımın başında bir hoca vardır, hoca birilerine forma verir, o da elinden geleni yapar. kötüyse bir daha şans bulamaz, iyiyse oynamaya devam eder. daha iyisi transfer edilirse takımdan gider, başka bir takıma transfer olur. hayatın gidişatı böyle, iyi olan kalır, kötü olan gider, buna karar veren merciler vardır.

tam bu noktada genelleme yapıyorum; üzerine alınan alınabilir:
mustafa sarp'a, barış'a o kadar şey dediniz ama onları oynatan Rijkaard en ufak kötü söz söyleyen adama karşı durdunuz. rijkaard'ın oynattığı futbolcu sizi rahatsız ediyorsa, burada sorumlu oyuncu mu olur hoca mı?

mustafa sarp'ın oynamak için kimseyi zorlamadığını tahmin ediyorum. zaten öyle basında veya yönetimde adamı olan biri falan değildi. saha dışındaki gücü de belli.

mustafa sarp kötü bir futbolcu olabilir ama türkiyedeki hiçbir futbolcu galatasaray'da 2 sezonda 60 maç oynama fırsatını "abi bosverin beni, ben kötü futbolcuyum, galatasaray'da oynamayı hak eden baska futbolcular var" diyerek geri çevirmez. hatta babasının en büyük hayali oğlunu Galatasaray formasıyla Sami Yen'de oynarken görmek ise, herkes bu şansı değerlendirir.

Şimdi ben böyle yazınca çok muhteşem bir savunma gelecektir; "benim de babam gs'de oynamamı isterdi, ben oynayım o zaman". Oyna kardeşim, 7 yaşından 18 yaşına kadar amatör ligde toprak sahada oyna, bir yandan rakiple, bir yandan sakatlıkla, bir yandan hayatla mücadele et, 28 yaşına geldiğinde de Galatasaray'da oyna. Saygım sonsuz olur seni de ayakta alkışlarım.

ama eminim ki oturduğu yerden futbolcuya küfür eden adamın bu zahmete katlanacağını sanmıyorum; 3 sene içinde tapelerdeki mustafa sarp'a döneceğine yüzde 99 ihtimal veriyorum.

tekrar yazalım; bu yazı mustafa sarp yazısı, veya ona övgü değildir, daha çok bir taraftar eleştirisidir. oradan okumaya çalışırsanız ortak bir noktada buluşabiliriz.

Saygılar.