Çarşamba, Mayıs 1

1 Mayıs'ta AVM'lere





başta ulaşım, transfer, güvenlik konularıyla ilgili almış olduğumuz tedbirler sonucunda bu bahar gününü, bu bayram gününü evlerinde geçirmek zorunda kalan veyahut arzu ettikleri gibi geçiremeyen değerli İstanbullulardan da özür diliyorum. Gönlümüz İstanbulluların bu bayram gününü, evlerinde, mahallelerinde değil, parklarda, caddelerde, alışveriş yerlerinde, sinemalarda, tiyatrolarda, eğlence mekanlarında, akrabalarını ziyarette, aileleriyle piknik yaparak geçirmelerini isterdi.

Böyle diyor İstanbul valisi. Yani aslında birkaç sene önce 1 Mayıs'ın resmi tatil olarak değerlendirilmesi, baharın ilk gününde insanların ekonomiye katkı yapmasını sağlamak için... Bunun dışa vurumu bu cümleler.

Marjinal (!) gruplar meydanlara çıkacak, geri kalan çoğunluk resmi tatilin keyfine varacak. Bu tatil gününde otobüsle piknik yerlerine gidecekler, alışveriş merkezlerindeki mağazalara girecekler, büfe ve bakkallardan aldıkları içecek ve yiyeceklerle parklarda muhabbet edecekler, para harcayacaklar... Diğer açıdan bakılınca; hizmet sektöründe olan herkes 1 Mayıs gününde emek dökmeye devam edecek. Otobüs şoförü, satış temsilcisi (eski adı tezgahtar), garson, biletçi, AVM'nin kapısındaki güvenlik görevlisi... 

Hadi diyelim, bu meslek kolları; ürünü piyasaya sunan kollar. Yani bir inşaat işçisi, fabrika işçisi veya tarlada çalışan işçi gibi değiller. Peki onlar bugün çalışmadı mı? Fabrikaları bilmiyorum, büyük ihtimal onlar çalışmamış olabilir. Ama mesela bizim yan taraftaki inşaat çalışmaya devam etti. Tarla da beklemez diye tahmin ediyorum. 

Bağlarsak; belki de dünyanın en büyük ironisidir. 1 Mayıs, -en azından Türkiye'de- kapitalizmin, piyasanın daha iyi işlemesine yol açıyor. Sevgililer günü demek istemiyorum ama bir pazar gününden farkı yok. Eğer mesele meydanlara çıkmaksa; 1 Mayıs resmi tatil olmadan önce de meydanlardaki katılım yüksek oluyordu.

Olması gereken; 1 Mayıs'ta sosyal yaşamın bir seferberlik haliymiş gibi bir tarza dönüşmesi; bütün esnafın kepenk indirip, tek bir toplu taşıma aracının bile olmaması gerekiyor. Sadece nöbetçi doktorlar ve polisler olsa yeter. Bütün dünyanın, bütün sınıfların, her yaştan her kesimden insanın aynı anda, tek bir günde sokaklarda, meydanlarda, parklarda buluşması çok güzel olmaz mı? Tam bir bayram.



Hiç yorum yok: