Ergin Ataman maç sonunda gerekli konuşmayı yaptı zaten. Cumartesi günü saat 13.00'te bir play-off maçı oynatmanın akla ve mantığa uygun hiçbir tarafı yok. Galatasaray futbol takımının şampiyonluk kutlayacağı bir güne basketbol maçı koymak da çok saçma. Bu düşüncesizlikler Türk basketboluna ilginin artmasını engelleyecek durumlar doğrurur. Belki de federasyonun ve Lig Tv'nin de TBL'ye karşı olumlu bir bakış açısı yoktur.
Güneşli bir mayıs gününde Balat'ta kahvaltı etmek varken maça gitmek... Uyumak varken maça gitmek. Sabah uyuşukluğu üzerimizde. O yüzden salona da geç giriyoruz. Girdiğimizde takımın da aynı uyuşuklukta olduğunu seziyoruz, çünkü skor beklediğimiz gibi değil. Başa baş gidiyoruz. Beklediğimiz bu değildi. En azında son 15 saatte kendi aramızda yaptığımız Mahmuti-Efes-Kolej eksenli esprilerden sonra bir sürprize hiç hazır değildik.
Neyse ki Arroyo bizde. O geldiğinden beri hiç yenilmedik. Sanırım 18 maç oldu. 2 haftadır maç yapmayan takımın oyunun sonunda düşeceğini tahmin ediyordum, tam tersi oldu. Ataman da farka rağmen yedeklere ve gençlere fazla şans vermedi. Son dakikalarda ideal 5'e yakın bir oyuncu grubu sahadaydı. Bu da farkın 30'a yakın olmasını sağladı.
Bize ve bir çok üst sıra takımına zorluk çıkaran Tofaş ise bu maçta çok hafif kaldı. Belki hedefe ulaşmanın rehaveti. Başta Kenan olmak üzere birçok oyuncuda sezdiğimiz de buydu. Şu da bir gerçek Nihat İziç olsaydı bu tarz şeylere izin vermezdi.
Yine de Bursa'da daha zor bir maç olacaktır. Geçen sene ilk turda elediğimiz Tofaş'ı bu sene de iki maç sonunda elersek çok büyük avantaj olur. Fikstürü sıkışıklıktan kurtarmak da oldukça önemli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder