Pazar, Ocak 12

3 10 to Yuma



Düşük beklentilerle ekran karşısına geçtiğim için midir bilmiyorum ama baya baya hoşuma giden bir film olmuş. Üstelik adını bile daha önce duymamıştım ki, nereden baksan 6-7 senesi var. Basit bir erkek filmi izleyeceğimi beklerken aslında erkek dünyasını, karmaşasını çok iyi anlatan ve bunu yaparken de bir western hikayesinden faydalanan film bulduk karşımızda. Bu arada western nedir abi, kovboy filmi derdik biz bunlara küçükken.

Aslında tekrar çekimmiş, filmin orjinali 1957'de çekilmiş. O zamanın filmi de çok iyidir muhakkak, sonuçta teknolojinin büyük bir fark yarattığını düşünmüyorum. Güçlü bir hikaye var. Çok da başarılı oyuncular var. Bu Christian Bale iyi adam galiba, çok filmini izlemedim ama her izlediğimde de etkilemeyi başarıyor. Gareth Bale ne kadar overrated ise bu da o kadar underrated diyeceğim ama adamın hayranı çok zaten. Russel Crowe ise  hiç sevmediğim bir aktör olarak yine beni ters köşeye yatırıyor. Adam büyük karizma, bunu inkar etmek mümkün değil ama karizmanın arkasına da saklanmıyor. Gerektiği zaman oyunculuk yetenklerini koyuyor. 

Ben baya sevdim bu filmi. Tekrar olsa tekrar izlerim. Dünyanın sırrını vermiyor, filmin sonu da puanını düşürüyor ama olsun. Sinemada da olsa vicdan sahibi karakterli sadık adamları görmek umut veriyor, bizi de güçlendiriyor.

Müzikleri de es geçmemek lazım...


Hiç yorum yok: