Pazar, Ocak 26

Sen De Yüreğinde Sevgiye Yer Aç



Filmin adı ne kadar uzunsa, filmdeki diyaloglar da o kadar gereksiz derecede uzun. O nedenle film zaten puan kaybediyor. Şerif Gören'in entellektüel tartışmalar için kurban ettiği filmlerden biri sanırım. 

Aslında çok iyi başlıyor. Devrimci avukat Ali İhsan, kahraman gibi görüldüğü kasabası Side'ye döner. Filmin en güzel tarafı da Side'deki değişimdir. 80 sonrası güney sahillerinin turizme açılması ve bugünlerde tavana vuran dejenerasyonun ilk kıvılcımları, 80 sonrası değişen toplum. Tıpkı Alişan'da olduğu gibi....

Hem Ali İhsan'ın dönüşü, hem Side'nin dönüşümü filmin başında seyirciyi etkiliyor. Bir yandan Kadir İnanır karizması, bir yandan Sibel Turnagöl gençliği ve duruluğu, bir yandan Erdal Özyağcılar oyunculuğu... Ama bütün bunlara ilgimiz çok kısa sürüyor. Film bir yerden sonra şekil değiştiriyor. Sahil kenarlarında uzun ve gereksiz diyaloglar, samimi olmayan sohbetler, sonuç alınamayan sahneler...

Bu nedenle bu kadar kıyıda köşede kalmasına şaşırmamak lazım.

Yalnız, Kadir İnanır ile Tarık Akan arasındaki farklara dair yeni bir çıkarım yaratmamı sağladı. Özellikle 77 sonrası İnanır genelde "köyüne, şehrine, evine geri dönen insan" rolündeyken, Akan "bilmediği yere giden"i canlandırıyor. Bir tarafta Köprü, bu film, Sen Türkülerini Söyle; diğer tarafta Sürü, Ses... Gerçi bu teori için biraz daha toparlamam lazım...


Hiç yorum yok: