Cuma, Mart 18

Samimiyeti Kaybedenler



İbrahim Tatlıses'in seveni de vardır sevmeyeni de. Fakat herkesin bir İbrahim Tatlıses düşüncesi, şarkısı, film sahnesi, hatırası vardır. İbrahim Tatlıses gerçeğini kimse inkar edemez. Sesini beğenmeyen çıkabilir ama onun Türkiye'nin son 30 yılında günahıyla sevabıyla yer aldığı gerçeğini değiştiremez.

Kendi oynadığı filmler bir kenara, 1979 yapımı Şark Bülbülü ve 2000 yapımı Abuzer Kadayıf bir yana. Tatlıses öyle bir adam. Bir ekolün, temsilcisidir. Ondan esinlenilir.

İmparator lakabını ben Fatih Terim'den önce onda duymuştum mesela. Bir zamanlar öyleydi. Öyle hissettiriyordu. Öyle söyleniyordu. Ve o zamanlar lakab kültürü vardı. Şimdi çok şey değişiyor.

Tatlıses'i anma veya eleştirme/övgü yazısı değil. Bu çok başka bir yazı. Tatlıses sadece esinlenen insan.

İbo'nun vurulduğunu nereden öğrendin sorusuna verilen cevaplar. Telegol, Twitter, SMS, Msn. İbo'nun vurulduğunu öğrenenler, Kim vurdu, niye vurdu sorularını cevabını aradı. Ahmet Çakar mesela, bu Sniper işi dedi. Belki gerçekten öyle. Peki önemli mi?

1979'a geri dönelim. 32 sene öncesi. Şark Bülbülü. Şaban, o filmde de silahlı çatışmaların arasında kalıyordu. Bindiği arabada bomba patlıyordu. Herkes öldüğünü sanıyordu. Film bu belki ama aynı zamanda 70'ler Türkiye'si işte. Halkın sevdiği, belki de sevmediği ama meşhur olan bir adam ölüyor. Halk öyle biliyor. Kimi "asker arkadaşım" diyor, kimi "yazık oldu fukara"ya diyor. Oysa Şaban yanlarında ve kimse onu tanımıyor. Televiyon az, internet yok. O güne kadar sadece gazetelerdeki resimlerini görmüşler ve radyoda sesini duymuşlar. Yan yana gelince tanımıyorlar.

2010'da böyle bir durum söz konusu değil. İbo'yu gören herkes, cebinden telefonunu çıkarır, fotoğrafını çeker ve sosyal medyada anında paylaşır. Zaten İbo'nun vurulma anında bile onunla fotoğraf çektiren hayranlarını görüyoruz.

Ama o kadar işte. Ondan sonrası dedikodu. Yazılan yazılar "ya işte böyle iş yaparsan vururlar" minvalinden çıkamıyor. Konuşulanlar, dedikodu muhabbetinden sıyrılamıyor. Kimse İbo'ya dair birşey anlatmıyor. Kimisi haketti diyor, diğeri hastanedeki odasından tweet atıyor.

Belki sırf bu yüzden 2000'lerde İbo algısı değişti. O biraz 70'lerin adamıydı. O yüzden son 10 yılda büyüsünü kaybetti. O, şehre gelen ve meşhur olan biriydi. Onunla gelen binlerce kişi vardı o yıllarda. Halka beraberdi, onlardan farklıydı. Sevilme nedeni, sevilmeme nedeni de aynıydı.

Şimdi ise bir sanal kahraman. Ne kadar kazandığı, kimle beraber olduğu önemli. Sadece o değil, bir çok söhret aynı konumda.

Emin değilim ama şöyle düşünüyorum. İbo, 70-90 arası bir yılda vurulsaydı, bir gün sonra herkes sokakta onu konuşurdu. Şarkıları her yerde çalınırdı. Şimdi kimse çalmıyor, (zaten onun kendi kanalı var, orada çalıyorlar veya zaten MP3 Player'den dinliyor.) Sokakta kaset satan da yok. Olsa daha mı iyidi? En azından "Sniper işi bu, iyi silah" cümleleri duyacağımıza "Ayağımda Kundura" dinlerdik. Şu filmi güzeldi, şu şarkısı iyidi diyen yok. O filmleri herkes izledi, çoğunluk sevdi oysa. Şimdi hatırlamıyorlar bile. Asena ve Derya Tuna daha çok anılıyor.

Tatlıses, yaşar mı bilmiyorum. Ama bizim toplum artık yaşamıyor bu belli oldu. "İbo'nun vurulması" olayı haftaya unutulacak. 70'lerde olsaydı, "İbo'nun vurulduğu gün aylardan marttı, aynı gün ben şuradaydım" denirdi. "Popüler Kültür" emekleme döneminde samimiydi, sokağın içindeydi. Şimdi popüler kültürü yaratanların hayatı, zenginlikleri, hataları, aşkları, entrikaları önemli.

Veya ben yaşamadığım bir 10 yıla bütük anlamlar yüklüyorum. Veya o yılı yaşayanlar o günleri bize olduğundan daha iyi anlatmışlar. Yaşamadığımız günlerin sokağını hasretle anıyoruz.

Hiç yorum yok: