Perşembe, Mart 3

Kasımpaşa 0-0 İBB


Saat 5'te ofisten çıkıp Taksim'e inip Türkiye Kupası maçı izlemek. Bunun değişiğini geçen sene de yaşamıştık. Taksim yerine Beşiktaş'tı, çeyrek final yerine grup maçıydı. Yine hava çok soğuktu, yine ince bir güneş vardı.

Kasımpaşa Stadı çok güzel. Onu söyleyerek söze başlayalım. Hem mahallenin içinde, hem trafik aksatmıyor(Kartal Stadı gibi değil). Hem semt stadı, hem geniş kapasiteli,konforlu.

Kasımpaşalılar bütün mahalle stadyumda. Zaten biletler 2 lira. Günün buluşma noktası kahvehane yerine stadyum olmuş. Gençler bir kenarda, mahallenin eskileri diğer tarafta. Gençler bağırıyor, tezahürat yapıyor; diğerleri muhabbet halinde. Ortam çok şahane, tek sıkıntı soğuk hava.

Diğer sıkıntı da oynanan sıkıcı futbol. İBB 3 hücumcuyla çıkmış. İbrahim-İskender-Gökhan. Yine de etkisizler. Sol bek Ekrem'i öven çok yazı okudum, bugün çok kötüydü. Sağ bek Rızvan da öyle. Can Arat iyidi. Takımın en iyisi ise Cihan'dı veya ben öyle görmek istedim.

Ev sahibi ekip daha fazla ısıran takımdı. Dimitrov ortak kanaatimize uygun olarak en beğendiğimiz isimdi. Ama onun da devamlılığı yok. Savunmadaki Robledo ve Luis Henrique de iyilerdi. Ersen Martin erken çöktü, Varela hayal kırıklığı yarattı ama çok koşması artı puanı oldu.

İkinci yarının 60.dakikasında kötü futbolla azalan hevesimizi iyice yok eden bir olay gerçekleşti; elektrikler kesildi. Bastıran soğuk bir ilki gerçekleştirmeme neden oldu. Maç bitmeden stadyumdan çıktık. Çok da fazla bir şey kaçırmamışız. Ama yine de Kasımpaşa'daki ortamı beğendim. En kısa zamanda, havalar ısınınca bir kez daha gidilir. 2 günde 2 maça gidip 1 tane gol görmemem de haftanın büyük talihsizliği.


Hiç yorum yok: