Cumartesi, Eylül 28

Hafif Depresyon




Burak Yılmaz ile adı aşk dedikodularına karışan Zeynep Selvili; bir psikoterapist. Kral'ın ünlü ve polemik yaratacak manken sevgilisi olacağına, gözlerden uzak, okumuş, aklı başında bir hanım kızımızla beraber olmasını tercih ederim zaten. Sevindim. 

Kızımızın bir internet sitesi varmış, ben de girdim. Test varmış. Ben de çözdüm. Hafif depresyon çıktı. Şaşırdım. Son yıllardaki en güzel hayatımı yaşıyordum. Gayet mutluydum. Daha bugün bir genç kardeşimiz Caddebostan'da maç yaparken, "abi sen messi gibi oynuyorsun" dedi. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Hatta kızlarla ilişkilerim bile düzeldi. Her gün yatmadan önce film de izliyorum. Daha iyi bir hayat düşünülemezdi ama moral bozdu bu test. Mesele hafif depresyon çıkmak değil.. Eğer bu hafif depresyon ise, bizim normal hayatta sürekli yaşadığımız ne?

Hayır bir de sorular o kadar standart ki, en normal insan bile çoğuna "ara sıra" der... Hareketlerim yavaşladı, sonuçta 28 yaşındayım artık, eskisi gibi değiliz. Ya da dikkat toplamak Türkiye'de o kadar kolay değil, her an bir şey olabilir ve konsantrasyonu kaybedebilirsin. En basitinden derbi haftası olsa, yaptığım işe odaklanamam. Günde 1.5 saatini yolda geçiren biri olarak (çalışma süresini eklemeden) yorulmam da gayet doğal, üstelik İstanbul'da 1.5 saat iyi bir süre.

Anketin sonunda, hayatımız sonlandırıp kendime zarar vermek isteyip istemediğim soruldu. Buna da ara sıra dedim. Sonuçta, bunun bir altı hiçbir zaman cevabıydı, bunu da işaretlemem dürüst olmazdı.. Tamam bu soruya böyle cevap vermek de normal değil kabul ediyorum ama test sonucunda çıkan şu uyarı gerçekten komik değil mi?

Eğer hayatınızı sonlandırmayı ve/veya kendinize zarar vermeyi düşünüyorsanız en yakın sağlık kurumuna görünüp yardım alın.

Ulan en yakın sağlık kurumu, bizim aile hekimi Özden hanım. Çok tatlı bir kadındır, daha geçen gün sigorta başvurusu için sağlık raporu almaya gittim. Ona gitsem, "kendime zarar vermek istiyorum" desem ne yapabilecek. Hayır bunu bizim büfeciye söylesem o da yardım eder, kafayı toparlar, muhabbet ederiz, belki bir gazoz ısmarlar giderim. Ve kimse de şaşırmaz.  Türkiye, İstanbul burası. Oğlum biz her gün Boğaz Köprüsü'nün üzerinden geçiyoruz lan, ister istemez bir kez, "ulan şuradan atlamak nasıl oluyor" acaba diye düşünüyordur. Kızın sevgilisi futbolcu, Burak ona iki taraftar kavgası falan anlatsın bari, nasıl insanların yaşadığını görmüş olur..

Bu psikoterapistler vallahi öldürecek bir gün beni... Sinirden kendimi keseceğim...




4 yorum:

refet dedi ki...

"kendinizi yere atıyormusunuz" diye kontra yapasım var gece gece tribe soktu..

Adsız dedi ki...

benim de alayını baltalayasım geliyor ama genetik bir problemin olmayacak kadar şanslı olduğun için bu kadar rahatsın, ne hastalıklar, ne problemler var ve bunlar o meslekteki insanlar olmadan hiçbir şekilde çözülemiyor.... her ne kadar birçoğu samimi olmasa da, birçok insan için hayatının dönüm noktası olan insanlar bunlar

Adsız dedi ki...

ya amk seni yedirirmiyiz biz ya siktir et buragın sevgilisini falan.

il capitano dedi ki...

abi testi yaptım, belirgin depresyon :) ama her şeye hiçbir zaman diyen biri var mı hakkaten bu memlekette. norveç mi lan burası?