Çarşamba, Ekim 30

Enter Değil Space




Yılmaz Özdil, Türkiye'nin en çok okunan köşe yazarı. Maalesef. Bir kesim onun söylediklerine, yazdıklarına tapıyor adeta.  Çünkü adam basit yazıyor. Manipilasyon yapıyor. Genelde boş yazıyor. Çoğunluk; bilmediği konularda ahkam kesebilmek için Yılmaz Özdil'in basit yazılarına başvuruyor. Araştırma yapacağına, Yılmaz Özdil'in bol enter kullanarak yazdığı yazıları ona yetiyor. Bu sayede siyasi kimliğini ve duygularını besliyor. Bu sayede hiç sevmediği AKP'ye de sallama imkanı bulabiliyor. Bedava hizmet aslında. Yılmaz Özdil yazsın, sen paylaş. Herkes seni "duyarlı ve ilgili" sansın, like'lar havada uçsun.

Bizim az-çok bildiğimiz konulara girdiği zamansa, bu adamın falsosu daha çok ortaya çıkıyor. Futbol bu konulardan biri. Şimdi Yılmaz Özdil eleştirisi yapacak değilim. Bilen biliyor. Anlayan anlamıştır. Senelerdir Türkiye'nin en çok gazetelerinde yazan bir adamı tekrar tanımlamak boşa çaba olur. Fakat bugünkü yazısına değinmek lazım.

Yılmaz Özdil buyuruyor ki, "Fenerbahçeli olsam başkan adayım Aziz Yıldırım olur, oyumu tereddütsüz ona verirdim"... Olabilir. Herkes bir başkan adayını diğer adaylardan daha çok benimseyebilir. Bunda sıkıntı yok. Ama Yılmaz Özdil, bu savunmasını yaparken 12 Numara'dan farksız bir hale dönüşüyor. Koca yazar, "büyük resim"den ilerisine gidemiyor neredeyse.

3 Temmuz davasını, Ergenekon'a, Balyoz'a bağlıyor. Yargıtay kararı diyor. En acısı da " hem Aziz Yıldırım  suçlu hem Fenerbahçe temiz diyemezseniz" diye buyuruyor. 

Bir kere önce şunu görsün Yılmaz Özdil. Bu kongre, "3 Temmuz sonrası kongresi" değil. O kongre çoktan yapıldı. Ergenekon'a, Balyoz'a, şike iddianamesine falan bağlamasına gerek yok, onlar geride kaldı. Aziz Yıldırım, hapishanedeyken aday oldu, tek başına seçime girdi, hemen hemen bütün oyları alarak başkan seçildi. Yani kimseye "bu dava aslında..." hikayesi anlatmasın, Aziz Yıldırım o sınavı geçti.

Bu seferki kongre Türk mahkemeleri tarafından yürütülen davanın sonucu olarak değil, UEFA ve CAS'ın verdiği cezalar nedeniyle, 2 senedir yapılamayan hamleler yapılıyor. Bu kongre, Aziz Yıldırım ve yönetiminin -belki de haklı olduğu bir davada- hiç bir sonuç alamaması, kulübün ceza üzerine ceza alması, Avrupa'ya gidememesi, oyuncu transfer ederken zorlanması nedeniyle yapılıyor. 

Fenerbahçe taraftarı 3 Temmuz'u geride bıraktı zaten. Ve o dönemde de Aziz Yıldırım'a sahip çıkacağı kadar çıktı. Kongreler yapıldı, yürüyüşler düzenlendi, mektuplar yazıldı... 

Ama artık taraftar beyaz bir sayfa açmak istiyor. Bir kriz vardı ve kötü yönetildi. Eğer Fenerbahçe bu davada haksızsa zaten Aziz Yıldırım'ın anında uzkalaştırılması gerekir. Yok eğer Fenerbahçe haklıysa, durum daha da kötü, bir kriz bu kadar berbat yönetilemezdi. Kaybeden Fenerbahçe oldu. 

Yılmaz Özdil, "savunma makamı dikkate alınmadıysa" diyor; oysa mahkemede savunma makamı Galatasaray - S.Graz maçından örnekler veriyordu. UEFA'ya, CAS'a tarihi savunma diye giderken yanlarında Ertuğrul Özkök gibi konuyla alakasız insanları götürüyordu. 

Yılmaz Özdil; "hükümet mağdursa Aziz Yıldırım da mağdur" diyor, buna kaynak olarak da "80 yılda bir tek Fenerbahçe mi şike yaptı" cümlesini kuruyor. Yani aslında konu yine aynı noktaya geliyor. Aykut Kocaman'ın "Radara biz yakalandık" demesi gibi bir ince itiraf söz konusu.

Şike davası denilen olayı kenara koyun. Bugün 30 Ekim 2013. 3 Temmuz'un üzerinden 2.5 sene geçti. Fenerbahçeli değilim ama Fenerbahçeli olsaydım; Aziz Yıldırım suçlu Fenerbahçe temiz diyebilirdim. Bunun için de herhangi bir siyasi olayı kendime emsal olarak göstermezdim. Fenerbahçe bugün bazı sıkıntılar yaşıyorsa bunun nedeni yöneticileridir. Bu olayı 2.5 sene boyunca lastik gibi uzatan, çözüme bağlayamayan, kendisini savunamayan, ülke içinde kendi taraftarını oyalayan, yurt dışında ard arda cezalara seyirci kalan Fenerbahçe yönetimidir, ve o yönetimin başkanı da Aziz Yıldırım'dır. 

"Bu iş bitmeden Aziz Yıldırım'dan vazgeçmem" diyor Yılmaz Özdil. Peki hangi iş, tam olarak ne zaman bitecek? Bu iş 3 Temmuz mu? Eğer 3 Temmuz ise o iş bitti, Fenerbahçe alacağı kadar darbe aldı. Yargıtay kararı mı bekleniyor? Yargıtay kararları onaylayınca bu işi kapamış mı olacak Güvenmediğiniz Türk hukuku onayı basarsa bitirecek misiniz, vaz geçecek misiniz? Hayır Avrupa var diyorsanız UEFA ve CAS sizin için ne ifade ediyor? 

Yılmaz Özdil ve tayfası istiyor diye; Fenerbahçe, Aziz Yıldırım'ın iyiliği için ona 1 sefer daha mı başkanlık verecek? Sırf Aziz Yıldırım'ı kurtarmak için. Oysa Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'yi bu davadan sıyırmak için zamanında "Ben Fenerbahçe başkanlığından istifa ediyorum, aklanınca döneceğim" bile diyememişken, Fenerbahçe'nin başkanlık makamına kendi çıkarı için adeta tapu koymuşken, fedakarlığı yine Fenerbahçe camiasından mı bekleyecekler...

Futbolu ve kulüpleri yöneten, yönetmeye talip olan isimlerden hangisi çok düzgün zaten... Doğrudur. Ama sırf ulusalcı cephenize bir kuvvet daha eklemek için böyle oyunlara gerek duymayın. Cümleye bak; "Ergenekon'a Balyoz'a siyası diyorsanız da Aziz Yıldırım'a destek olun; hukuki diyorsanız da destek olun. Yok ya? Başka? Balyoz'u bilmiyorum, Ergenekon'u bilmiyorum, 3 Temmuz'u bilmiyorum... Türk mahkemelerine güvenmiyorum, Türk siyasetini takip etmiyorum. Ve UEFA'dan ve CAS'tan ceza alıyorum, 2 sene kaybediyorum. O zaman kime oy vereyim?

Yılmaz Özdil bu soruya da yine "Aziz Yıldırım" cevabını verir gerçi. Ne de olsa, kankası Uğur Dündar da Aziz Yıldırım'ın listesinde... Ne de olsa amacınızın "haklıdan veya ezilenden yana olmak" olmadığını biliyoruz. Öyle olsaydı, itiraflara rağmen hakkı yenen kulüplerin hakkını savunurdunuz. 

 Ama olsun, siz böyle yazılar yazmaya devam edin. Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu varsa, bu yazılar elbet bir gün yine ortaya çıkar. "Oyunu kirletenden yana tavır koyan Yılmaz Özdil" diye anarız yıllar sonra ...


4 yorum:

kubilay gökkaya dedi ki...

uefa'nın savunması delik deşik edildi. cas rezil edildi. şampiyonlar ligi'ni oynattırmam, hepsinin tersi çıkıyor. hala bu dava siyasidir. madem siyasi dava. fener 3 sezondur küme düşürülmeli. niye 1. ligde.

Adsız dedi ki...

dolu yazan birkaç köşe yazarı söyler misin? "özdil boş yea" eleştirisi olabilecek en boş eleştiri çünkü.

not: anti fbliyim.

kutay dedi ki...

"özdil boş diğerlerini okuyun" demiyorum ki, neden boş olduğunu yazıyorum zaten, o yüzden boş eleştiri yaptığımı düşünüyorum, 16 paragraf yazı var)

Adsız dedi ki...

köşe yazarlığı zaten saçma bir kavram. yabanı gazetelere bakın , bu kadar köşe yazarı kirliliği var mıdır?

Bi "köşe yazarı" hayatımı , düşüncemi değiştirecek bir güce sahipse , ben bitmişimdir zaten.