Cumartesi, Şubat 22

Anadolu Efes 63 - 71 Fenerbahçe Ülker



Bu sefer hata bende. Cuma akşamını Efes-Fenerbahçe maçı için İpekçi'de geçirmek çok gereksiz bir aktivite oldu. İki takım şahane basketbol oynasa bile gidilecek maç değildi. Ne yazık ki iki takım da çok kötü oynuyor. Bunu kazanan takımın koçunun maç sonunda "Bugün çok çok kötü oynadık" demesinden anlayabiliyoruz. Fenerbahçe, bu kadar tatmin edemediyse Efes'i siz düşünün.

Gerçekten maça dair aklımda hiç bir şey yok.Yani çok az şey var ama onlar da önemsiz. Geçen seneki iddiasız ve dibi görmüş Fenerbahçe - Beşiktaş maçları bile daha iyiydi.

O nedenle maç boyu Fenerbahçe tribünleri dikkatimi daha çok çekti. İyilerdi. Ülker Arena'da aylardır yapamadıklarını İpekçi'de kendilerine ayrılan az sayıda yerde yaptılar. Obradoviç'in maçtan sonra memnun olduğu tek şeydi belki de, Arena'da görmediği için şaşırmış olmalı. Kötü haber koça, bir daha aynısı olmayacak

Şimdi böyle bir paragraf yazınca efsane tribün yaptıkları da sanılmasın. Ama sağlamdı. Efes de olsa, deplasman tayfası deplasmandır her zaman. Özlemişiz. Şu deplasman yasakları bitse artık da hayatımızda güzel şeyler yaşasak. Fenerbahçe tribünlerine bakıp hüzünlenmemek elde değildi. Eskiden karşılıklı kapıştığımız günler aklıma geldi. Eski derbiler, eski tribünler, eski maçlar, eski olaylar.

Tribünler bitiyor, iyi tribün anıları çok uzaklarda kalıyor... Bardağın dolu tarafı; ileride o günleri anlatmak bize nasip olacak.

Hiç yorum yok: