Başbakanın özel bir TV kanalı üzerinde hakimiyet kurması, manipülasyon yapılmasını sağlaması benim için hiç ama hiç şaşırtıcı değil. Üstelik bu kanal Habertürk olunca benim için haber değeri bile taşımıyor. Tapeleri dinledim. 12 yıla yaklaşan iktidar süresinde böyle şeylerin olmaması mümkün değildi zaten. Sadece bir başbakanın değil, güce sahip olan her insanın yapacağı ve yaptığı şeyler. Dünya zaten böyle yürüyor. Acı ama gerçek.
Hatta Başbakan'ın ikazından sonra kanal çalışanlarını arayan Fatih Saraç'ın, çalışanlara yönelik kibar ve sakin tavrı beni daha çok şaşırttı. Normalde, o rütbede biri başbakandan azar işitse, kanalda çalışanların yarısına ana bacı girerdi.
Beni en çok şaşırtan ise "Büyüğüm" oldu. Herkes başbakandan "Büyüğüm" diye bahsediyor. "Büyüğüm beni aradı" "Büyüğüme çok selam söyle" Bilmiyorum acaba kendi aralarında yarattıkları basit bir jargon mu? Yoksa daha geniş bir çevreye mi yayıldı? Ne için büyüğüm? Kim istedi? Recep Bey, Başbakanım, Başkan, hatta Reis bile deseler anlarım ama Büyüğüm? Hükmetmek böyle oluyor işte. Hakimiyet kurmak. Şef,Führer,majesteleri, ekselansları...
Devlet Bahçeli'nin konuşmasını kesmekten daha büyük bir sıkıntı var ortada. En azından benim için öyle. Ülkenin bir kısmı (üstelik kelli felli, iş güç sahibi, üst düzey yerlerde çalışan kesim) seçilmiş başbakana "Büyüğüm" diyor, ondan öyle bahsediyor. Nasıl bir algı yaratma oyunu, nasıl bir ilişki ağı?
"Büyüğüm" dendiğinde benim aklıma tek bir şey geliyor;
2 yorum:
Allah allah, halbuki kendisine "Usta" lakabı da takmıştı!, "büyüğüm" bu tip durumlar için şifredir büyük olasılıkla...
Yorum Gönder