Salı, Ocak 7

Marka Saat


Bazen ayrıntılara çok fazla takılıyorum. Henüz genç sayılabilecek bir yaşta böyle olmak beni de korkutuyor. Kız arkadaşım bazen beni emekli albaylara benzetiyor. Ara sıra Twitter'da bir şey yazdığımda, benden daha genç olduğunu tahmin ettiğim çocuklar "Derdimiz bu mu?" diyor. Aslında onların dertlerini hiç bilmiyorum, merak da etmiyorum ama kabul etmeliyim ki benim dertlerim de biraz farklı oluyor.

Bu kadar kendimden bahsettikten sonra esas meseleye geçelim. TFF, ikinci yarının ilk üç haftasının programını açıkladı. Çok yüksek sesle çıkmasa da bazı şikayetler var. "Biz niye hafta içi (Cuma-Pazartesi) oynuyoruz" diyenler veya kupa maçlarından sonra az dinleneceklerini iddia edenler oldu. Tabi biz çok daha hararetli fikstür tartışmalarına aşina olduğumuz için bu seferki tepkiler sinek vızıltısı gibi geliyor. Belki taraftarlar da, futbolcular gibi kısa bir tatile girmiştir.

Fakat bu sefer, benim şaşırdığım bir durum oldu. Cuma maçları yeniden 20.00'ye alındı. Biliyorsunuz bundan birkaç sene öncesine kadar Cuma maçları zaten 20.00'de oynanıyordu. Sonra bir anda, daha doğrusu yayıncı kuruluş Katarlı şirkete geçince, Cuma maçlarının saati 20.30 oldu. Daha doğrusu 20.00 unutuldu.

Bu değişim için bazı iddialar ortaya atıldı. Cuma maçlarının Avrupa'ya pazarlanabilmesi için oynama yapıldığını söyleyenler olmuştu mesela. Fakat geçen sezon esas açıklama Fatih Terim'den gelmişti. Terim, geçen sezonun ilk haftalarında oynadıkları Kasımpaşa maçının ardından durumu kamuoyuna aktarmıştı. Zira Galatasaray o maçı saat 21.00'de oynamıştı ve Sarı-Kırmızılı taraftarlar TFF'ye baya tepki göstermişti. Terim ise "Cuma günkü maçlar için planlamayı biz, federasyon ve yayıncı kuruluş olarak beraber yapıyoruz. Yanlış anlaşılma olmasın, cuma günü oynamayı biz istiyoruz. Maçın 21.00'e alınmasının sebebi, cuma günü oynanan maçlarda yaşanan yoğunluk. 19.30 ve 20.00 gibi saatlerde oynanması mümkün değil" demişti.

21.00 ufak bir istisnaydı. Zaten bu sezonun ilk yarısında tüm Cuma maçları 20.30'da başladı. Hatta yaz ortasında oynanan ilk hafta maçları bile bu saate sadık kaldı. Geçen sezonun son haftasının özel durumunu dikkate almazsak o sezonun ikinci yarısındaki tüm Cuma maçları da 20.30'da başlamıştı. 

Fakat geçen sezonun ilk yarısı karman çormandı. Sezonun ilk yarısında 16 kez Cuma günü maç oynandı. Bunlardan beşinde maçlar 20.00'de, beşinde 20.30'da başladı. İki tane 21.00 maçımız vardı; biri Galatasaray - Fenerbahçe derbisiydi. Sezonun ilk haftalarında 22.00 ve 21.45'te başlayan maçlar da gördük. Hatta 19.15 bile vardı.

Şimdi yine 20.00'ye döndük. Tabi Cuma günü oynayan takımların özel istekleri olabilir. TFF onları dinleyerek, şehirdeki iklimi, güvenlik koşullarını, trafik şartlarını, hatta deplasman takımının dönüş uçağını düşünerek saat belirleyebilir, bazı maçlarda istisnalar olabilir. Fakat bir esas saat belirlenmeli. İnsanların ezberden söyleyeceği, istisna olunca şaşıracağı maç saatleri olmalı. İnsanlar, haftanın o günlerinde, o saatlerinde, ülkenin bir yerlerinde bir  Süper Lig maçı olduğunu bilmeli. Mesela biz bile Cumartesi günleri saat 17.00'de (kışın 18.00'de) İngiltere'de maç olduğunu biliyoruz. Pazar 16.30 dedin mi akla İtalya gelir. Cumartesi 16.30 Bundesliga'dır. Tabi orada çoğu maç aynı saatte başlıyor. Fakat Prime-Time saatleri de aklımızda. İngiltere'de 19.30, İtalya'da 21.45, Fransa'da 22.00...

Aslında futbol ailesinin devamlı vurgu yaptığı 'marka değeri' bu tip detaylarda saklıdır.

Malum bir ara tüm gece maçları 19.00'daydı. Şimdi o da değişti. Cumartesi günleri 20.00 maçları oluyor. Hatta o 19.00 maçları henüz değişmemişken biri gelip "Akşam maç kaçta?" diye sorduğunda alaya vururduk. Deli gibi taraftar olduğunu iddia eden, Süper Lig'in her maçına önem verdiğini söyleyen biri ortamda böyle bir hata yapamazdı. Eğer maç saatini soruyorsa, inandırıcılığını veya gruptaki hakimiyetini kaybederdi. Bir fikir üretse, "Oğlum sen daha maç saatini bilmiyorsun, konuşma" diyen bile çıkabilirdi.

Şimdi ise kimse maçların başlama saatini bilmiyor. Hele Cuma maçları, adeta zıvanadan çıkmış durumda. Yine başladık 20.00'ye...

Bu arada ben gelenekçi bir adam olduğum için, Cuma günlerinin yine eskisi gibi 20.00'ye dönmesinden mutluyum. Umarım böyle devam eder. Fakat gidişat pek iyi değil. Sanki devamlı birbirimize saat soracakmışız gibi hissediyorum.

Aslında tam da bu konunun devamında, Hamit Altıntop'un gece 02.00'de biten futbol programlarını eleştirmesini değerlendirecektim ama yazı çok uzadı. Emekli albay gibi girdik, çıkamadık. O konuyu da başka bir uzun yazıda ele alırız. Zaten artık uzun yazılar okunmuyor, en azından  bir çok uzun yazıyı iki uzun yazıya çeviririz. Ne de olsa dert bitmez bizde...



2 yorum:

Adsız dedi ki...

haklısın marka saatler değişmemeli. 19, 20 vs. hiçbir işe yaradığı da yok zaten. hani şu açıdan iyi oldu diyemez kimse. o zaman niye değişiyor? çok basit. türkiye cumhuriyeti'yle alakalı her şeyden ölümüne nefret eden araplar ve arapçı iktidar her şeyi ama her şeyi değiştirmeye and içtiği için. gülme sakın. sarı basın kartının renginden tut maç saatlerine kadar. her şey ama her şey değişmeli. atatürk'ün kurduğu türkiye'den iz kalmamalı. adamlar sırf atatürk isminden sebep yeni havalimanı yaptı yahu maç saati de neymiş.

Adsız dedi ki...

ezbere bildiğimiz avrupa ligi saatleri de değişti tabii. niye? arap saatine geçtik çünkü.