Salı, Ocak 14

Sürpriz Transfer


Milan Skoda'nın bir şekilde Süper Lig'e yolunun düşmesi benim için sürpriz oldu. 

Bunun birden fazla nedeni var. Tamam, Süper Lig zaten son dönemde yurt dışından yaşı geçmiş oyuncuları transfer ediyor. Artık maddi durumlar kötüleşince üst düzey liglerden gelen eski yıldızlar yerini biraz daha düşük seviyelerden oyunculara bıraktı. Bu da normal.

Fakat Milan Skoda ismi 'büyükler' ile anılsa bile şaşırtırdı. Ya da daha doğrusu Skoda oralara gidebilirdi. Mesela Fenerbahçe'nin ve Beşiktaş'ın yedek santrforda sıkıntıları varken orada iş yapabilirdi. Galatasaray'ın eğer Andone kalır ve iyileşirse sayı olarak fazla eksiği yok ama ilk yarı performanslarına bakınca bir eksiği vardı. Orada bile iş yapabilirdi. Tabi ki 'transfer yapılsın' demiyorum. Zaten yabancı sayıları 14'ü aşmışken mümkün de değil ama şampiyonluk adaylarında rahatlıklar rol alabilecek bir isim Çaykur Rizespor'a transfer olunca şaşırdım.

Esasında Skoda'nın adı ilk olarak Gençlerbirliği ile anıldı. Son dönemde çıkışa geçen ve hücumda oyuncularına özgürlük katan bir teknik direktöre sahip takımda Skoda renk katabilirdi. Formda bir Stancu ile ne işler yapacaklarını merak ediyordum. Fakat bir anda ters köşe olduk ve Skoda'yı Rize'de gördük.

Aslında isimden bağımsız Rizespor'un bir santrfora ihtiyacı vardı zaten. Muriç gittikten sonra çok sıkıntı çektiler. Sezonun ilk devresinde önce El Kabir'i kaybettiler. Nill de Pauw ve Marco Scepovic ikilisi de ligde hiç gol atamadılar. Sonrasında forvetsiz oynadıkları maçlar oldu. Ön taraftaki üçlüyü  geriye alarak bir varyasyon denediler. Bu değişim skor anlamında her zaman işe yaramasa da özellikle Oğulcan'ın bu dönemde iyi katkı verdiğini söyleyebiliriz. Yine de iyi bir merkez santrfora ihtiyaçları vardı.

Asıl konumuza dönelim. Milan Skoda ismini Avrupa futbolunu takip edenler duymuştur zaten. Ülkesinin iyi forvetlerinden biriydi. Fakat artık yaşlandı. Yine de 2017 yılında gol krallığı yaşadı. Ve dokuz sezondur iyi bir takımda oynadı; Slavia Prag'da...

Gol kralı olduğu sezonun ardından iki sezonda yedek oyuncu durumuna düşmüştü. Zaten o iki sezon Slavia Prag'ın Avrupa'da herkesi kendisine hayran bıraktığı sezondu. Genç ve potansiyelleri oyunculara daha çok forma verildi. Haliyle Skoda da yedeğe düştü. Belki de o nedenle 33 yaşına gelen ve kariyeri boyunca ülkesinden dışarı çıkmayan Skoda yeni bir macera denemek istedi. Avrupa'nın tepe ligleri onu zaten almazdı. Orta seviye ligler arasında da Süper Lig bir cazibe merkezi sayılabilir. Hem iyi paralar veriliyor (eskisi kadar olmasa da) hem de rekabet seviyesi yüksek. Çekler, oyuncunun gönlünde MLS'in yattığını belirtiyordu ama herhalde istediği teklifler oradan gelmeyince Skoda'nın direksiyonu Anadolu'ya kırıldı. 

Tabi Skoda'nın adı birçok Süper Lig takımıyla anıldığına göre menajerlerin de bu transferde payı çok fazladır. Bu çok da eleştirilecek bir durum değil. Menajerler doğru oyuncuyu doğru kulüplere öneriyorlarsa sorun yoktur. Skoda, Rizespor için doğru isim olabilir. Fakat İsmail Kartal'ın oyun planı uyar mı ondan emin değiliz.

Skoda, uzun boylu bir forvet. Çok hareketli değil. Artık 33 yaşında ve ondan hız da beklenmez. Fakat son vuruşları, servisleri, oyun aklı üst düzeyde. Mesela bu sezon yedek kulübesine hapsoldu ama Aralık aynda forma ona gelince kalitesinden bir şey kaybetmediğini gösterdi. Aralık ayında oynadığı üç lig maçında dört gol attı. Asist ve servisleri de ön plandaydı. Fakat Slavia Prag'ın ligi domine ettiğini, maçların büyük bir kısmını neredeyse rakip ceza sahasında oynadığını, hatta topu rakiplerine vermediğini söylemek lazım. Skor 0-0'ken "Bir puanı nasıl korurum" diye düşünmeye başlayan İsmail Kartal için Skoda'nın meziyetleri işe yarar mı emin değilim. Diğer taraftan Oğulcan, Umar gibi hızlı deparlı ama son vuruşta sıkıntı yaşayan isimlerin yanında Skoda bir alternatif hücum planı olabilir.

Açıkçası Skoda'yı Süper Lig'de izleyeceğim için kendi adıma sevinçliyim. Süper Lig'e gelmesini beklemediğim bir oyuncuydu. Kariyerinin son zamanlarında, iyi bir profesyoneli burada izleyeceğiz. Fakat diğer yandan takımıyla uyum yaşama ve bir nevi 'rezil' olma tehlikesi de kapıda. Doğru takım kadar, doğru teknik direktör de önemli... Meraktayız...



 

Hiç yorum yok: