Perşembe, Kasım 24

Stres Tribünü


Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligi maçlarını çok izlemedim. İçeride oynanan maçlardan sadece Lille maçının birazını, bir de Inter maçının ikinci yarısı. O yüzden ahkam kesmek istemiyorum ama yazmadan da olmaz: Bu maçlarda tribünler çok kötüydü.

Böyle maçlarda tribün yapmak çok zor olur. Stres, gerginlik hissedilir. Hatta bazen tribünde yenilen tırnak, alınan derin nefesler bile sahaya iner. Ama bu özellik, izlediğim 2 maçta da olmamalıydı. En azından birinde tribün ağırlığını koymalıydı.

Topçu için çok zor maç olmuştur. Koca staddan uğultu bile çıkmıyor. Ses yok. Fırtına öncesi değil, sonrasındaki sessizlik gibi. Matem evi gibi. Ekran başında, ilgimin alakamın olmadığı maçta benim bile elim ayağım titredi.

Geçen sezon Bursaspor da öyleydi. Hatta en iyi tribünü, United'dan 3 gol yedikten sonraydı. Rahatlamışlardı. Çekişme yaratmak istemem ama İstanbul tribünleri bu açıdan çok önde. Tecrübe başka birşey.

Trabzon, Avni Aker'de 3 ŞL maçını da kaybetmedi. Peki ne oldu? 3 maçını da kazanamadı. Tribün biraz daha etkili olsaydı belki 2 puan daha alırdı.

Maç için iki cümle. Burak Yılmaz'ın mücadelesi muazzam, Colman'ın oynadığı top inanılmaz. Colman küçük maçlara konsantre olamıyor ama büyük maçlarda büyük oynuyor. Büyük maçların büyük topçuları hiçbir zaman unutulmaz. Gol atmasalar bile

Hiç yorum yok: