Geç kalınmış bir yazı. Eskisi kadar bloga yazı yazmıyoruz. Yazma hevesinin kaçması değil de, vakit bulamamak biraz. Yaz gelmiş, sezon bitmiş, sezon boyunca haftada 2-3 kere maça gidilmiş, kim uğraşır blogla? Aktif dinlenmedeyiz. O nedenle 1 ay önce yazacağımızı, aklımızda olanı şimdi yazıyoruz.
Tomislav İviç 24 Haziran günü hayatını kaybetti. Biz onu, Fenerbahçe Teknik Direktörü olmasa çok bilemezdik. O nedenle bu yazıları Peralta yazmalı aslında. Facebook'tan İviç'i anmasını biliyor, yad ediyor ama şuraya iki satır yazmıyor..)
İviç'in özgeçmişine bakınca, bizim çocukluk hayallerimizi geliyor. Futbolcu olacaktım ve Avrupa'daki her ülkede, renkli güzel takımlarda top oynayacaktım. Oynadığım en renkli takım orta 1'deki sınıf takımı oldu. İviç ise, Galatasaray'dan Porto'ya, Panathiankos'dan, A.Madrid'e, PSG'den Ajax'a birçok takımda çalıştı.
Fenerbahçe'ye 1994 sonunda geldi. Yukarda yer alan küpür 31 Aralık gününden. O sezon hem bizim için hem de Fenerbahçe için kayıp bir sezondu. Bir önceki sezon nefes nefese yaşanan yarıştan sonra bunu beklemiyorduk. İviç, Fenerbahçe'nin ilacı olmadı. Kimine göre kendi isteğiyle, kimine göre yönetimin kararıyla Dereağzı'ndan ayrıldı. Fenerbahçe onun için son durak değil ara durak oldu.
İviç Fenerbahçe'ye geldikten sonra öğrendik ki bizim takımda da çalışmış. Bizim, daha doğrusu abilerimizin, büyüklerimizin şampiyonluk hasretinin tavan yaptığı yıllarda. Galatasaray onu yaz kampı için beklerken o takımı dahil olmamış ve yönetime acil karar verme zorunluluğunda bırakmış. O acil karardan sonuç Derwall oldu. Derwall ise sadece Galatasaray'ın değil, Türk futbolunun başına gelen en güzel şeylerden biri olma fırsatını yakaladı. İviç Galatasaray'da devam etseydi aynı sonuç olur muydu, Derwall gelmese ne olurdu? Geleceğe Dönüş serisiyle büyüyen kuşak için bulunmaz bir senaryo fırsatı 1984 yazı.
İkilinin kaderi birbirilerinden habersiz olarak haziran aylarında çizildi. Biri haziran ayında Galatasaray'ı bıraktı, aynı haziranda yerine diğeri geldi. İkisi de bir haziran ayında hayatlarını noktaladı. Derwall 4 sene önce 27 Haziran'da, İviç ise 24 Haziran 2011'de.
İviç'in aramızdan ayrıldığı günlerde Galatasaray'ın başında Fatih Terim yer alıyordu. Derwall de İviç de Terim ile çalıştı. İviç'in yukarıdaki haber küpüründe yer alan cümleleri önemli. Derwall ise takım kaptanı hakkında daha farklı düşünür, en azından dışarıya öyle yanısıtır. 14 senenin, Fatih Terim futbolu bıraktıktan hemen sonra noktalanması gereksiz bir ayrıntı olmayabilir.
Son sözü yine İviç ile bağlayalım. Coşkun Çelik'in Ntv Spor'daki yazılarından birinde eski futbolcu Adnan Esen, sanılanın aksine şöyle der:
"Galatasaray'da önemli teknik adamlarla çalışma şansım oldu. Jupp Derwall isim olarak Türkiye'ye gelmiş çok önemli bir hocaydı. Babacan tavrı ise futbolcuların onu sevmesindeki önemli özelliklerinden biriydi. Ancak futbol mentalitesi ve çalıştırıcılığı göz önüne alındığında ben Ivic'i daha farklı bir yere koyuyorum. Sanırım benim jenerasyonumdaki oyuncular da böyle düşünüyordur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder