Aralık ayında kuralar çekilirken biri çıkıp, 'Galatasaray elenecek, diğer iki takım tur atlayacak" dese, üzülmezdim. Hatta "Galatasaray son maçta elenecek, Fener son sekize kalacak" dese yine sorun etmezdim. Takım son maça kadar mücadele edecekse, o heyecanı yaşayacaksak ne güzel.
O heyecanı yaşadık. Ama gelinen noktada gereksiz bir gerginlik yaşıyoruz.
Oynanan 5 maçı özetlersek; yaşanan 5 haftayı hatırlarsak; Galatasaray'ın çıkamaması ve üzerine bir de Fenerbahçe'nin çıkması garip olacak. İhtimallerden biri. Üstelik, Gaatasaray'ın yenilmesi Fenerbahçe'nin yenmesi, Panathinaikos'un yenmesi şaşılacak bir sonuç olmayacak.
Boşuna gerildik yine. Ne gerek vardı? Maç izleyp kafa dağıtıyorduk. Alt tarafı basketbol. Takım oynamış, içeride 3 maçını almış, sana ne diğer ihtimallerden, diğer maçlardan. Öyle değil işte. Bu rekabeti yaşayan hisseder bunu.
Euroleague'de son 8'e kalmayı bir kenara koy artık. Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti bambaşka birşey. Şu an bunu yaşıyoruz. İki takımın birbiriyle maç yapmadan bile nasıl rekabet edebileceğinin göstergesi. Yeter ki ortada bir hedef olsun.
Sani Euroleague'de Olympiakos deplasmanına gitmiyoruz. Süper Lig'deyiz, son hafta Bursa deplasmanındayız, Fenerbahçe ise Samsun ile oynayacak. Neyse ki maçlar aynı saatte başlamıyor. Aynı günde bile değil. Fenerbahçe çarşamba oynayacak. Bizim maçımız perşembe. Maçlardan sonra Şansal Büyüka, Maraton yapsa yeridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder