Salı, Şubat 14

Sakaryaspor 1 - 3 Akhisar Belediye




Pazartesi günü izinli olduğumuzu öğrenir öğrenmez (yani pazar akşamı), hemen bir aksiyona girme ihtiyacı hissettik. Bu hafta gidilecek maç yok. Galatasaray futbol takımı deplasmanda, basketbol takımı Eurolig oynamıyor, Türkiye Kupası Konya'da, kadın baskete mesafe var, Kartalspor deplasmanda.. O zaman bu boşluğu değerlendirmek için pazartesi günü Sakarya'ya gitmek uygun gözüktü.

''Bugün izin günümdü, ben de Sakarya'ya Sakaryaspor-Akhisar maçına gidiyim dedim" cümlesini kullandığım kişilerden aldığım tepkiler enteresandı. Bütün bir hafta çalışıp tek izin gününde Sakarya'ya gitmek ve maçın Akhisar maçı olması. Hani bir Karşıyaka, Göztepe falan olsa daha cazip olurdu.

Sonuç olarak ben İstanbul'dan, Yiğit ve Yücel 54'ün ezeli rakibi 41'den kalkıp gittik. Sakarya'yı, Sakarya Atatürk Stadı'nı görmedik demeyiz artık.

YOL

Haydarpaşa'yı, tren seferlerini kaldıran, Anadolu'ya ulaşmamızı engelleyen herkesi Allah'a havale ediyorum. İnşallah işleri rast gitmez. Sakarya'ya giderken sıkıntı olmadı. İstanbul'dan otobüsle 15 lira. Harem'den stadın önüne varış süresi tam 2 saat. İstanbul içi ulaşım için standart bir süre. Ama dönüş sıkıntı oldu.

Biraz bizim "her türlü döneriz" rahatlığımız, biraz da Sakarya halkının yanlış yönlendirmeleri sıkıntı yarattı. Tren seferleri olsaydı, maç bittikten 5 dakika sonra tren garında olacaktık. Fakatotobüse binmemiz gerekiyordu ve bunun için terminale gitmemiz gerekiyordu. Sakarya'dan İstanbul'a 21.00'den sonra otobüs yok. Terminale gidip Sakarya'ya uğrayan otobüsleri kovalamak gerekiyor. 3 lira verip İzmit'e gidip oradan otobüs yakalamak daha mantıklı geldi. Önce İzmit.. Oradan da aslanlar gibi imdada yetişen İsmail Ayaz firması. Eve kadar bıraktılar. Terminallerdeki seçeneklerin çokluğu, bir farkı ortaya koydu: İzmit, Sakarya'nın çok önünde.

SAKARYA ŞEHİR

Hayatımda bu kadar duvar yazısı olan başka şehir görmedim. Sorsan kaç şehir gördüm zaten. Daha şehir girişinde bizi karşılayan bir Sakaryaspor billboardu ve "Bu şehrin gerçeği Sakaryaspor" yazısı. 17 Ağustos'a ve takıma yazılanların sayısı oldukça fazla.

Otobüsten inip şehri gezdiğim ilk anda şehir hoşuma gitti. İnsanlar sokakta, akan, hareketli bir şehir. Karşı karşıya duran iki farklı Ziraat Bankası yüzünden Yiğit ve Yücel ile buluşmamız gecikiyor. Şehri ortadan ikiye bölmüşler, diğer tarafa aynısını kurmuşlar. Banka, taksi durağı, cadde aynı.

Şehrin sempatikliği hava kararınca ve meydandan uzaklaşınca kayboluyor. Depremin üzerinden 13 sene geçmiş ama sanki 3 sene önce olmuş gibi. Kent merkezinde boş arsalar, terk edilmiş binalar, tek katlı yeni binalar. Daha uzaklarda neler vardır acaba? Halkta bile bir durgunluk var.

Meşhurdur diye ıslama köfte yiyoruz. Köftede sorun yok ama ekstra birşeyi yok. Köftenin ekstrası olan ekmeğini beğenmedim.

MAÇ GÜNÜ HAVASI

Sonuçta bir Bank Asya 1.Lig maçı. Ve rakip de bir Ankaragücü, Karşıyaka falan değil. Ve maç pazartesi günü. Fakat bu kadar da sönük olmasını beklemezdim. Takımın kötü olması etkiliyor muhakkak. Umutlar azalmış. Hissediliyor. Şehirde atkılı, formalı gördüğümüz insan sayısı 10'u geçmiyor. Esnafın bile heyecanı yok. Eğer bu şehrin gerçeği Sakaryaspor ise, şehir gerçekten de sıkıntılı bir süreç yaşıyor.

Maç saatine doğru hayalet şehir dememize ramak kalıyor. Bu insanlar maç öncesi nerede toplanır diye düşünürken stad önüne geliyoruz. Stadyum önü şehre göre hareketli ama yine de beklediğimiz gibi değil. Belki de biz İstanbul'dan oraya büyük anlamlar yükledik.

SAKARYA ATATÜRK

İlk defa girdik Sakarya Atatürk'e. Kapıda bilet fiyatlarına baktık. Kapalı 10, kale arkası 7.5 TL'den satılıyor. Önce kapalıya girmek istedik. Ama o hengame içinde yer almaktansa, kale arkasından izlemeyi düşündük. İzleriz dediğimiz ise asıl tribünü taraftarı izleriz. "Zaten maçtan büyük bir beklentimiz yok. Görüş açımız biraz kötü olsa bir şey kaybetmeyiz" dedik. Yanılmışız.

Kale arkası sahaya uzakmış. Ben alışmışım Kartal Stadı'nın İngiliz tarzı yapısına. Unutmuşuz böyle sahaya uzak stadyumların olduğunu. Yine de kapalının karşısına numaralının yanına geçtik. Kale arkasındaki en güzel yeri polislerin kapmış olmasını es geçmemek lazım.

Yiğit ile Yücel'in dediğine göre İsmet Paşa Stadı'ndan hiçbir farkı yokmuş Sakarya Atatürk'ün. Her şey aynı. Renkler bile aynı. İki komşu şehir olunca ister istemez, mimarının, mühendisinin aynı olduğunu düşünüyoruz. Stad da aynı şehir gibi terk edilmiş. Sahanın içinde çimleri biçmek için olsa gerek, bir traktörden bozma iş aleti, onun yanında da garip garip aletler var. Bunların hepsi sahanın içinde. Maç öncesi voltaj da düşüyor. Elektrik zayıf. Tatanga'nın adının geldiği Vahşi Batı ve Kızılderili yaşamı çok fazla benimsenmiş sanki. Sakarya, şehriyle, stadıyla ve takımıyla terk edilmiş kasaba izlenimi yaratıyor.

TRİBÜN

Bu günden geriye kalacak yegane şey. Gerçi şunu da söylemek lazım, Kapalı'dan kale arkasına gelen ses, televizyona gelenden daha az. Sakaryaspor tribünü farkını belli etti. Seneler önce Sami Yen'de 4 gol yediklerinde de, iki hafta önce Bolu'dan 7 gol yediklerinde de yenilen her gol onların sesini yükseltiyor.

Sakarya tribünü tam Kızılderili tribünü aslında. Boys of River pankartı mesela. Doğayla barışık bir topluluğun açacağı bir pankart. Üstelik yazı tipi falan da hiç buranın işi değil. Orijinal. Besteler sert ve kısa. "Koy Adapazarı" tezahüratı mesela, bitmeyen bir kabile ayini gibi. Aynı tonda, kısa ve sert.

Ve sürekli mücadeleden, savaşmaktan, direnişten bahseden bir tribün. Başka tribünler kötü giden takımlarının sorumluları için "bu takımı satanın" diye bağırırken, onlar "bu şehri satanın" diye bağırıyor. Şehir (kabile) daha önemli onlar için. Türkiye'de herkes, "saldırın saldırın, bu taraftar için saldırın" derken, onlar "Savaşın savaşın, kurtuluşa kadar savaşın" diyor.

Devre arasında adı anons edilen taraftarın adı bile Abdülkerim Kurtuluş'tu. Bazı kelimeler, Sakarya'nın gerçeği.

Filmin koptuğu anlar ise Sertan'ın muhteşem golünden sonrası. "Yönetim istifa" ile başladı, küfürlerle devam etti. Şeref tribünün önüne giden bir taraftar bile oldu. AKP ve Hakan Şükür de nasibini aldı. Hakan Şükür Caddesi'nde köfte yedikten 2 saat sonra Hakan Şükür'e edilen küfürleri duyduk.

Sakaryaspor taraftarı evrelerden geçiyor. Hastalığa yakalanan takımlarını ölüme uğurlamak istemiyorlar. Önce inkar ettiler. Düşmeyeceğiz, varolacağız dediler. Şimdi yavaş yavaş öfke moduna geçiyorlar. Bundan sonra pazarlık olacak. Kongreler yapılır edilir. Daha sonra kabullenme gerçekleşir. Kocaelispor'a bakmak yeterli. Umarım biz yanılırız. Çok klasik olacak ama bu taraftar bu ligden fazlasını hak ediyor.

MAÇ

Yukarıda yazdığımız gibi, bulunduğumuz tribünden maça odaklanmak kolay olmadı. Mesela Akhisar'ın ikinci golünü evde tekrar izlerken anladık. Ama yine de bazı şeyleri görmek için en güzel yerde olmaya gerek yok. Mesela Akhisar'ın ayağa pas futbolu görmezden gelinemez. Rakip genç çocuklar olunca bu paslar daha rahat yapıldı belki. Fakat kadroya bakılınca topu bilen isimlerin çokluğunu görüyoruz. Yani bu tesadüf değil. Önde de Şehmus gibi bir golcü olunca işleri rahatlıyor. Fakat şu da var, Akhisar Kasımpaşa'dan daha iyi değil. Elazığspor'un da lider olduğunu düşürsek, ilk 2 onlar için uzak ihtimal. Play-Off'ta ise kolay kolay yenilmezler.

Sakaryaspor'da sıkıntı büyük. Futbolcular sezonun ilk yarısında çok mücadele ediyor, maçlara asılıyordu. Bu hafta izlediğimiz takım maçı, hatta sezonu bırakmış gibiydi. Erken gelen ilk gol az olan özgüveni de sıfıra indirdi. 2-3 tane futbolcunun çırpınışları sadece bir gol getirebildi. O golü de hakem istese vermeyebilirdi. Şaban Yıldırım'ın elindekiler kısıtlı. Yapacakları belli. Fakat hâlâ üst sıra ile aradaki puan farkı sadece 3. Hiçbir şey bitmedi. 1 galibiyet, daha doğrusu yüklenecek bir özgüven en azından alt sıralardaki takımlarla oynanacak maçlar için önem sağlar.

SONUÇ

"Görmedik, bilmiyoruz" demeyeceğiz artık. Gittik Sakarya'yı gördük. Maç izlediğimiz stadyumlar arasına Sakarya Atatürk'ü ekledik. Umduğumuz gibi olmadığını itiraf etmek gerekir. Ama bu not verme şımarıklığına sahip olma ayrıcalığı bile güzel. Tren seferleri başlayana kadar Sakarya'ya gidilmez. Sakaryaspor toparlanana kadar tren seferleri gelmez. Sakarya hakkını kullandı, bundan sonra başka şehirlere gitmek lazım.

Hiç yorum yok: