Sezonun ilk iç saha maçında (Samsunspor) maça gitme imkanım varken stadın yolunu tutmamış, hatta maçı televizyondan bile izlememiştim. Totem değil, kızgınlıktı. Geçen seneye, daha öncesine, yaşananlara, aptal yerine konmamıza. Hep böyle olur. Biri bir bok yer, insan başkasına tavır koyar. Bizimki de öyle oldu.
Ondan sonra her maçı izlemeye koyulduk. Takım karakterli, futbolcular heyecanlı, hoca hırslı... İlgi duymamak mümkün değil. Fenerbahçe maçından stadyuma da gitmeye başladık. Hatta Sivas maçında deplasmana bile gidecektik. O eski heyecan, eski coşku ufak da olsa yeniden içimize girdi.
Dün 34.haftaydı. Son hafta maçını da izlemedim. Şampiyonluk kutlayacağımız maç, play-off yüzünden gereksiz hesap maçına dönmüştü. Rakip küme düşmüş, bizim 6 maçımız daha var. Bitmiyor lig.
İstanbul'a da bahar gelmiş. Biz de eski mahallemize dönmüşüz. Eski heyecan, eski coşku içimizde. Bu maçı da izlememeye karar verdim. Maçtan haberim bile olmasın istedim. Acayip lig play-off için bir restart olsun dedik. Zaten kafamız rahat, takım güven veriyor, maç izlemesek de oluyor.
Takım 4 tane atmış, Muslera penaltıdan atmış, olay olmuş. Yine gerginlik, yine gündem, polemik. Keşke 34 haftada bitseydi bu lig. Şampiyonuz sonuçta. Gerisi TSYD tarzı bir şey. Kazanırsak çifte şampiyonluk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder