Cuma, Nisan 13

Galatasaray 84-72 Fenerbahçe




Artık biz mi kaşarlaştık yoksa bu sefer denk mi geldi bilmiyorum ama en kolay bilet bulduğum maçlardan biri oldu. Bilet sağlayan arkadaşıma teşekkür ederim ama çok da gerek yokmuş. Daha trenden iner inmez, istasyonda bilet dağıtanlar vardı. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Onun dışında gerek çevrede gerek telefondan sürekli bilet haberi geliyordu.

Bu salonu sevdiğimi, bu salona gelmeyi sevdiğimi daha önce söylemiştim değil mi?

İnanılmaz yorgundum oysa ve o yüzden acaba diye düşündüm. Play-off'ta kesin karşılaşacağız garantisi olsan gelmezdim belki de. Beden yorgun, kafa bitik. Maça konsantre olamıyorum. Derbi olduğunu bile idrak edemedim. Hatta Beşiktaş maçı için geldiğimizi sandım salieslik anlar da olur. 10 gün öncenin etkisi.

Rakip tribün olmayınca derbiyi salonda yaşamaya başlıyorsun. Sarı-Laciverti salonda ısınan oyuncuda görüyorsun. O dakikadan sonra havaya girmek zor değil ama konsantrayon da kolay omuyor.

Takımın iyiliğinden olsa gerek çok da rahat çıktık maça. Kazanacağımızı biliyorduk. Takıma güven inanılmaz. Acaba fark olur muydu? Açıkçası, daha önce bizi böyle yakaladığı zaman farkı en üst seviyeye taşımakta zorlanmayan Fenerbahçe gibi olamadık. 20'yi bulduk ama 12'de sonlandı. Son 9 dakika kutlamalart başladı ki bu da tehlikeliydi açıkçası. Neyse ki kaza olmadı.

Fenerbahçe, Fenerbahçeli her yönetici gittiği stadyumda, salonda çok zorlanacak. Kolay olmayacak. Yense de yenilse de... Çok da umrumda değil.

Maçı en yukarıdan izledim. Güzel aslında. Daha sık gitmek lazım. Oysa ilk yarıda köşede oturarak maç izlemeyi planlıyordum. Yorgunluk nelere kadir. Ama Kaya, Mirsad ve hakem sağolsun maça ortak etti bizi. Yoksa Ukiç yağdırmaya devam edecekti.

Ömer Onan da sağolsun, Lakoviç'in ateşini yaktı. Karşıyaka maçından sonra en yüksek sayısıydı herhalde. Hangi maçta oynayacağını iyi biliyor.

Sanırım ligde lider olacağız. İki düşüncenin çarpışmasını izliyoruz. Biri diyor ki, liderlik işimize yaramayacak, 2.olsak final yolu çok açık olurdu; bir başka grubun cevabı ise Fenerbahçe'yi veya Beşiktaş'ı elemeden şampiyon olmak yakışmaz.

Maç sonu da iki farklı grup vardı. Bir spor büronun estirdiği teröre iyi kötü reaksiyon veren, tanımadığı adamlar için pota arkasına gidenler, bir de aklı fikri Beşiktaş'ın götünden kan almak olanlar.

Sanırım kimse Spor Büro'nun eline düşmemiş, sevindirici.

10 gün önce Beşiktaş maçına ve Fenerbahçe maçına gitmem çok zordu. İkisine de gittim , ikisini de kazandık. Eurolig maçları da böyle olmuştu. Bazen gereksiz tantanalar yapıyoruz. Ya da sağlam totem oluyor.

Maçı yazarken unuttuk, buraya atalaım. Oktay Mahmuti'nin mikrofonu aliıp "lütfen" demesi, unutulmazlar arasına girecek.


Hiç yorum yok: