Pazartesi, Kasım 19

Avrupa Öncesi Lig Maçı



Karabükspor yenilgisinden sonra Hamit Altıntop Lig Tv'de Pınar Argun'un sorularını (gerçi pek soramıyor ama olsun) yanıtladı. Hamit bu yenilginin United maçı için ölçü olmayacağını belirtirken Lig ve Avrupa maçlarının konsantrasyonlarının farklı olduğunu ifade etti.

O esnada stüdyoda bulunan Okay Karacan, olaya, demece müthiş bir açıklama getirdi. Diyor ki "Fatih Terim takımları, eskiden gördüğümüz gibi, her maça aynı konsantrasyonla asılırdı, maç ayırt etmezdi. Eğer Hamit böyle birşey diyorsa takımda bir sorun var demektir" dedi. 1992'den beri Galatasaray'ı yaşamasak inanacağız.

Müthiş bir teori gerçekten. Futbolcular, Karabükspor maçına asılmıyorsa, kendini veremiyorsa, takımda sorun var demektir. Hadi bu doğru diyelim, görüştür, fikirdir; ama acaba ilk denilen önerme doğru mu? Yani, Fatih Terim'in takımları Avrupa maçları öncesi oynanan lig maçlarında aynı ciddiyeti takınıyor muydu? Ciddiyet demeyelim de en azından konsantrasyonu yüksek miydi?

Sadece 1 maçı düşünsek Arsenal maçını dikkate almak lazım mesela. Avrupa kadar ligi de önemseyen takım (!), çarşamba günkü Arsenal maçı öncesi cuma günü Altay'a yenilmişti, şampiyonluk sakata geliyordu. Neyse ki Alpay'ın her anlamda şov yaptığı maçta Fenerbahçe, Beşiktaş'ı 3-1 yendi de takım Kopenhag'a şampiyon sıfatıyla geldi.

Sonu 4 kupayla biten o sezonu açalım. Okay Karacan ezberden konuşuyor ama biz aynı hatay düşmeyelim Maçkolik'ten yürüyelim. O senenin kritik virajı Hertha Berlin deplasmanıydı. 4-1 kazanmıştık. Bu maçtan önceki lig maçı ise meşhur Bursaspor deplasmanıydı. Chelsea'dan 5 yiyen takım revizyona uğramıştı. Terim, Bursa deplasmanına yedek ağırlıklı bir kadroyla gitmişti. Hagi-Hakan-Popescu-Okan gibi isimler yoktu. Sonuç, 0-0, kaybedilen iki puan. Ama tabi Bursa'dan Berlin'e geçince iş değişmiş, 4-1'lik skorla dönülmüştü. Chelsea hezimeti sonrası Hertha maçı öncesi takımın tokat yemesi gerekiyordu, onun için Bursa maçındaki 2 puan, hatta 3 puan gözden çıkarıldı.

Teker teker bakmaya devam.

Milan maçından önce ise o sezon küme düşecek olan Göztepe'yi Ali Sami Yen'de 2-0 yendik.

Asıl olay bundan sonrası. Uefa yürüyüşü.

Bologna ile oynanan ilk maç öncesi ligde maç oynamadı. Ertelendi. Okay Karacan o kadar ezberden konumuş ki, uzun yıllardır halkın,sokaktaki adamın haklı-haksız konuştuğu-tartıştığı, federasyonların ipini çektiren "maç ertelemeleri" konusunu unutmuş. Bu arada ertelenen maçın Fenerbahçe - Galatasaray maçı olduğunu hatırlatalım.

Galatasaray o sene kasım ayında sadece 1 lig maçı oynadı. Bir de İrlanda ile oynanan play-off maçları vardı, milli oyuncular için yorucu bir dönemdi.

Bologna rövanşı öncesi oynanan lig maçı -ki bu da perşembe günü oynanacak Bologna maçından 6 gün öncesine cumaya denk geldi, 1-1 sona erdi. Kaybedilen iki puan. Rakip Gençlerbirliği.

Mart ayında oynanan Dortmund ve Mallorca maçları öncesi oynanan dört lig maçını da kazandık. Ama Leeds United maçı öncesi oynanan iki lig maçı da beraberlikle sonuçlandı. Erzurum deplasmanından takım 0-0'lık sonuçla dönerken takımın başında Müfüt Erkasap vardı. Avrupa öncesi lig maçlarında konsantrasyonu yüksek olan Fatih Terim, Leeds United'ın maçını izlemek için İngiltere'ye gitimiş, takımı yardımcısına bırakmıştı. İkinc Leeds maçı öncesi (6 gün önce) Beşiktaş'a 1-0 yenilirken imdada Halilagiç yetişti, İnönü'den güç bela 1 puan çıktı. Arsenal maçı öncesi kaybedilen Altay maçını eklersek, 3 maç öncesi kaybedilen 7 puan. Hatta Beşiktaş maçında tarihe geçen o kaleci hatası olmasa ligin şekli daha da değişecekti.

Bir önceki sezona da bakalım. Ne de olsa kağıt üzerinde "başarısız" olsak da kazanılan 8 puanla biten bir CL grubu var. 

Hagi'nin son dakika golüyle Bilbao'yu yendiğimiz maçtan 3 gün önce Sami Yen'de Gençlerbirliği'ne 2-0 yenimiştik. Rosenborg deplasmanı öncesi Adanaspor ile 2-2 berabere kalırken, Juventus ile Bilbao ile oynadığımız son iki maçtan önce maç dahi oynamadık. Hatta 2 Aralık'taki Juventus maçından önce oynadığımız son lig maçında (21 Kasım - 11 gün öncesi) Sakaryaspor ile 0-0 berabere kaldık. Avrupa öncesi o kadar konsantrasyon sahibi bir takımmışız ki her maçta puan kaybediyorduk nerdeyse.

Buradan, "Karabükspor'a yenildik, United'ı yeneriz" çıkarımı yapmıyorum. Belki United'a da yenileceğiz. Ama Karabükspor maçındaki yenilgiye "takımdaki bir sorun" üzerinden bakmak çok akıl işi değil. Sokaktaki adam dese güler geçeriz ama yayıncı kuruluşta, bize futbolu sevdiren adamlardan biri olarak tanıtılan Okay Karacan dediği zaman üzülüyoruz. Eskiden böyle değildi sanki, bu kadar iddialı laflar etmiyordu. Şimdi çok fazla ezberden konuşunca, yanılıyor. Biz de üzülüyoruz.




1 yorum:

la mano de dios dedi ki...

peki herşeyi düşünerek sorarsak takımda bir sorun var mı? avrupa maçı öncesi sonrası farketmeden sezon başındaki galatasaray performansının beklenti yükseltip şimdilerdeki performansın hayal kırıklığına yol açtığını söylemek yanlış olur mu.bunun sebebinin de fatih terim başta olmak üzere birçok neden olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.