Pazar, Kasım 9

Kadıköy'deki En Unutulmaz 5 FB-GS Maçı


Öncelikle not düşelim bu 5 maç bizzat benim unutamadığım, en güzel beş maçtır. Yani 30 sene evvelki bir derbinin ne kadar güzel olduğunu bilemedim,sıralamaya sokmadım. Ama her derbi gibi o da güzeldir tabi, o da ayrı mesele.

Sıralama tarih sırasına göre yapılmıştır.

1-) 11 Nisan 1993: Galatasaray Alman ekolünü devam ettirmiş, başına Feldkampı getirmiş. Amaç Beşiktaş'ın hakimiyetine son vermek ve Avrupa'da başarı kazanmak. Bu tarihe kadar Frankfurt ve Roma galibiyetleri yaşamış olan Feldkamp'ın takımı çoluk çocuktan kurulu ama deli gibi top oynuyor. Eksik kalsa bile galip geliyor, gelene geçene 3-5 tane atıyor. Yabancıların yaşı sorun olmuş ama gün geçtikçe kaliteleri ülkeye damga vurmuş.

Fenerbahçe ise 90lı yılların standartında. Lige büyük umutlarla girilmiş ama yarıştan erken kopulmuş. Camia karışık, patlamak için neden aranıyor.

Bu maç böyle bir durumda bu yıllarda oynansa Fenerbahçe 1-0 da olsa kazanırdı. Keza o sezonun ilk yarısındaki maçı Sigma'dan 7 yiyen Fener Sami Yen'de Almanları deviren Galatasaray'ı 1-0 yenerek kazanıyordu.

Gündüz oynanan maça Galatasaray hızlı başlar, 10.dakikada Torsten "stasi" Gutschow ile öne geçer. İlk devrede başka gol olmaz ama Mert Korkmaz kırmızı kart görür. Fenerbahçe ikinci yarıya heyecanla başlar rakibi eksildi diye, ama önce Tugay çıkar sahneye. Bülend Karpat'ın "iğne deliğinden geçirdi topu" deyişiyle farkı serbest vuruştan 2ye çıkarır. Genç golcü Kral, genç kaleci Can'ı avlar, farkı 3e çıkarır. Eski kral ise eski takımına karşı penaltı kaçırır. Derbilerin unutulmaz figürü Hayrettin Demirbaş çıkarır topu. Tugay ise kendi takımı adına kazanılan penaltıyı gole çevirir, fark 4 olur. Tanju golünü atar maçın skoru ortaya çıkar: 1-4

Maçtan sonra Dereağzı isyana evsahipliği yapar. Florya ise sezon sonu gelecek şampiyonluk kupasını beklemeye koyulur. Televizyonda veya kanalda tam hatırlayamadığım bir nedenden dolayı bir arıza oluşur maç izlenemez, 4-1lik sonuç duyulunca şok olunur. Gece tekrarı izlenir, sabah okula gidilmez,hava atılmaz.

2-) 22 Aralık 1999: Aslında gayet sıradan bir derbi. Ama gün geçtikçe daha da unutulmaz olacak, Kadıköy büyüsü bozulmadıkça hatırlanacak, her sene önemi artan bir maç olacak. Bu sayede Marcio gibi bir yeteneği Türk futbolseverleri unutmamış olacak.

Maç Çamlıca'dan esen yoğun rüzgar,fırtına,yağmur ve soğuk altında oynanır. Bir erteleme maçıdır, o yüzden bir çarşamba maçıdır.Galatasaray'ın Avrupa yürüyüşü sezonuna denk gelen maça Galatasaray nispeten yedek ağırlıklı kadro ile çıkar. Hasan ve Marcio atar 2-0 olur. Ne büyük tesadüftür ki kötü hava şartları nedeniyle elektrikler kesilir ve 6 sene önceki gibi maçın büyük bir bölümü izlenemez. O esnada Moldovan'ın ilginç golü gelir. Elektrikler de geri gelir. Maç 2-1e kitlenir. Galatasaray'da 9 sene kitli kalır.

3-) 7 Şubat 2001: Efsane sezonun Türkiye Kupası ayağı. Kupa statü olarak şimdiki gibi iğrenç değil, gayet normal ve kupa gibi. İki takım yarı finalde karşılaşır. Tek maç Kadıköy'de, alan tur atlıyor. Galatasaray UEFA Kupası galibi olarak ilk kez geliyor Kadıköy'e. Başlarında Lucescu. Fenerbahçe'nin başında Mustafa Denizli. Maçı Show TV veriyor. Spiker Ercan Taner. Hakem Metin Tokat. İlk gol dakika 5 ,şimdinin Fenerlisi o zamanların gözbebeği, 4 ay sonrasının haini Emre'den. Galatasaray fark atacak diye beklerken sahneye çıkan oyuncu o zamanın Fenerlisi, daha sonranın Galatasaraylısı Haim Revivo. Ogün'e, Serhat'a ve Johnson'a yapılan asistler skoru 3-1e getirir. İkinci yarıya yine golle başlar Galatasaray.Hasan önce gol atar, sonra "ben adamın.." diye başlayan cümlesini söyler. Maçın yıldızı ve o maçtan sonra kendini bulup sezona damga vuran Revivo golünü atar,4-2 olur. Maç böyle bitecek derken son 10 dakikada önce Jardel atar. Bir önceki sezonun Milan maçı senaryosunu hatırlatan bir şekilde, Abdullah Ercan Davala'nın saçını çeker, 90.dakika penaltıcısı Ümit atar 4-4 olur maç.

Uzatma biraz sakin geçer. Lazetiç kazanılan penaltıyı kaçırınca "gooooooool" sesi duyulur sadece sessizliği bozan.

Maç kalbe zarardır sona erer. Ama penaltılar daha da kötüdür. Atışlar inşaat halindeki lise tribünü tarafındaki kaleye yapılır. Johnson gibi topçu ayak içi vurur kaçırır. Jardel gibi gol kralı kaçırır.Lazetiç maç içindeki hatayı yapmaz. Turu Fenerbahçe geçer. Bir gün sonra bütün manşetler ayndır. 4-4LÜK MAÇ..

4-) 6 Mayıs 2001 : Efsane sezonun efsane maçı. Anlatmak için ayrı yazı gerekir. Hem maç için hem sezon için. Bahar yağmuru şiddetli yağar, o gün tamamen yenilenip açılan Saraçoğlu'nu "yüzen stadyum"haline sokar. Bir de terör mabedi durumu vardır ki bu konu yazıyı oldukça uzatır,girmeyelim. Ali Güneş forvet arkası oynar golünü atar. 2. golü Yusuf atar. Suat atar 2-1 olur, aynı anda Rüştü sakatlanır, Oğuz Dağlaroğlu geçer kaleye. Hagi sallar, Jardel vurur. Gol gelmez. 3 puan önde gelen Galatasaray avantajı kaybeder asıl şoku ise bir sonraki hafta yaşar.

5-) 6 Kasım 2002 . Bir Galatasaraylı olarak ne kadar yazabilirim ki bu maçı. Yine bir erteleme maçı, yine bir soğuk hava.Ramazan'ın ilk günü. Maç öncesi olaylar. Yer ayrılmayan tribüne Glatasaraylı taraftarların bilet alarak girişi. Tuvaletlerde olaylar. Gergin atmosfer. Yağmur gibi goller. Şeref tribünündeki alkışlar. Ortega'ya çıkan kırmızı karttan sonra gelen goller. 2-0 mağlupken forveti 4lemeler.

Sezon sonu Fener 6., Galatasaray 2. bitirir.

1 yorum:

peralta dedi ki...

abi maçı kanal d vermişti... hatta ilker yasin anlatmıştı...