Çarşamba, Ocak 27

Kesişen Yollar


Gio Dos Santos hayırlı olsun öncelikle. Olsun ama bizim bu transfere sevinmemizi engelleyen herkese de şimdiden yazıklar olsun. Testiyi kırmadan diyelim. Yoksa Batistuta ve Baggio'nun gidişinden sonra kulübü basan Fiorentina taraftarından farkımız kalmaz. Elimiz boş, gözümüz yaşlı.

Bu ara çok konuşuluyor bu kesişen yollar. Galatasaray'ın yabancıları daha önce aynı takımda oynadı, geldiler Galatasaray'da buluştular. Bunlar beni çok heyecanlandırmıyor açıkçası. Beni asıl heyecanlandıran bir noktada tesadüfen buluşan insanların yıllar sonra başka bir yerde buluşması.

Giovanni Dos Santos ile Frank Rijkaard buluşmasından daha çok Giovanni Dos Santos/Abdullah Avcı buluşması daha dikkat çekici benim için. Geride kalan 5 senede neler yaşadıklarını gözden geçirmek açısından önemli.

Abdullah Avcı diyorum, çünkü 2005 yılında düzenlenen U-17 turnuvasında, milli takımımız tarihibir başarı elde ederken başında Abdullah Avcı vardı. O turnuvanın yıldızlarından biri Gio Dos Santos olmuştu.

1989 doğumlu Gio. Galatasaray'ın son yıllardaki en genç yabancısı olabilir mi? Veya İstanbul'a gelen. Alışık olmadığımız bir hamle. 20 yaşındaki bir futbolcuyu, dünya çapında tanınan bir futbolcuyu transfer etmek.

Dos Santos, 2005'te 16 yaşındaydı. Meksika takımı ilk defa o sene U-17'de şampiyon oldu. Finale çıktıkları gün Frank Rijkaard'ın memleketi Hollanda'yı yenmişlerdi. Aynı gün İstanbul'da ne yaşandı ona bakalım.

Galatasaray'ın son 10 yılı anlatılırken bugünü es geçmek olmaz. Galatasaray, 1-0 yenildiği ilk maçın rövanşında Tromso ile karşılaşıyor. Ali Sami Yen seneler sonra bir Avrupa Kupası maçına ev sahipliği yapıyor.

Bir alttaki postta hatırlattı. Hagi 2005 yılında şampiyonluk maçında Hakan'ı çıkartıp Cafercan'ı alıyordu. Bütün Türkiye şok oluyordu. Yıllardır yapılmamıştı bu değişiklik. Sonuçta Hagi kalmadı, yerine Eric Gerets geldi. Eric Gerets'ı de kısa bir cümleyle analım. Nerdeyse gittiği her ülkede şampiyonluk yaşayan Gerets, bu hafta sonu Suudi Arabistan'da şampiyon oldu. Galatasaray tarihinin en hakedilmiş ve en mucizevi şampiyonluğu (gs dergisi-Atahan Altınordu cümlesi) bu Tromso maçından 7.5 ay sonra yaşanacaktı.

İşte o Gerets, Tromso maçında Hakan'ı oyundan almak bir yana, Hakan'ı yedek başlatıyordu. Hakan kimin yerine girdi diye soranlara yardımcı olalım: Volkan Aslan. Şu an Orduspor'da forma giyen, oynadığı bir Fenerbahçe maçı sayesinde pitbull lakabı alan ve bir daha gözükmeyen Volkan Aslan.

Bu Tromso maçını hatırlatma nedenim Galatasaray'ın kadrosu. Bastonlu Ergün, sağ bek Cihan, sol bek Orhan. Şu an Kewell mı gidecek Nonda mı diye kara kara düşünen Galatasaray taraftarı, Heinz, Saidoo gibi yabancılara bel bağlamıştı.

Galatasaray tarihinin en zor gecelerinden biri. O esnada Meksika finale çıkıyor işte. Ve tabi bizim çocuklar, belki de son 10 yılın en unutulmaz maçını oynuyor ve kaybediyor. Florya çocukları ağırlıkta. Erkan Ferin, Harun Karadaş, Özgürcan. Hiçbiri Galatasaray'a yar olamıyor. Bir tanesi hariç. O da yaklaşık 3 ay önce giydi parçalıyı ilk defa. Caner Erkin, turnuvada milli takımızın en golcü ismi oldu. 8 numaralı formayı giyiyordu. Aynı turnuvanın bir başka 8 numarası Gio Dos Santos ile şimdi aynı takımda. Hatta aynı mevkide.

Bokunu çıkarmaya devam edelim mi? Giovanni Dos Santos, Barcelona ile ilk maçına 2 Eylül 2007'de çıktı. Onu oyuna alan Rijkaard. Yerine girdiği isim Henry. 2000 yılında Arif Erdem'in "oğlum sen rahatsız mısın" dediği Henry. Aynı gün bu sefer Manisa'dayız. Galatasaray, Manisaspor ile 2-2 berabere kalıyor. Karşımıza yine Hakan Şükür çıkıyor, rekor kırıyor attığı golle. O gün Manisaspor'da forma giyen Ufuk Ceylan ve Hakan Balta bugün Gio'nun yeni takım arkadaşları olacak.

Peki Gio'nun Barcelona'daki son maçı? Aynı zamanda Rijkaard'ın da son maçı. Real Murcia'ya karşı. 5-3 yeniyor Barcelona, 3 gol Gio'dan. Tarih? 17 Mayıs.

2000 değil ama 2008.. Biraz özele girelim, aynı gün ben Tekirdağ'daki kışladan elimde terhis belgemle çıkıyorum. 1 hafta önce Hakan Balta ve (yine karşımızda) Hakan Şükür'ün golleriyle şampiyon oluruz. O günlerin en sevilen ismi bu Nonda ise, Gio'nun Galatasaray'a transferinden 3 gün önce Sami Yen'de ıslıklanıyor.

Gio Tottenham'a gidiyor. Geçen senenin mart ayında Ipswich Town'a kiralanıyor. Ipswich takımının formasını ilk giydiği gün 14 Mart. Bir gün sonra Galatasaray, Trabzon deplasmanında. Tarihe Lincoln vakası olarak geçiyor. Lincoln, deplasmanda oynanan Hamburg maçında oyundan alınırken asabileşiyor, Trabzon'da yedek oturuyor. 3 gün sonra ise Sami Yen'de ıslıklandı Lincoln. Büyük ihtimalle Gio yarın havalimanında kalabalık bir karşılamaya tanık olacak. O karşılamaların en büyüğü Lincoln için olmuş, aynı Lincoln ıslıklarla oyundan alındı.

Gio'nun Ipswich formasını ilk defa giydiği günün önceki 3, sonrakı 3 günü Galatasaray tarihinin Tromso ile beraber en büyük hüsranının yaşandığı haftadır. İsteyen blogda o gün yazılanları okuyabilir. Ama kesişen yollar bağlamında hatırlatalım.

Teknik Direktör Bülent Korkmaz, Florya'da kulübede Hakan Ünsal, gazetlerde-ekranlarda (yine karşımızda) Hakan Şükür, ikinci kaptanlığı kabul etmeyen Arda Turan ve Gio gibi bir Brezilyalı olan Lincoln. Gio Meksikalı diyen olabilir ama babası Brezilyalı'dır.

Ve Gio'nun bu konuda çok dikkatli olması lazım. Keza bu yazıdan sıkça anlaşıldığı gibi karşısına sürekli Hakan Şükür çıkacaktır. Hakan yüzde 90 "bu Brezilyalılar çete kuruyor" diyecektir, Gio " ben Meksikalıyım, babam Brezilyalı "derse ona büyük ihtimalle "babanı da sevmezdim sütoğlan" denilecektir.

Yine o hafta ile bitirelim. Kewell öyle 1 ay geçirdi ki Galatasaray'da eğer efsane olduysa o hafta olmuştur. Önce oyuna girip Bordeux maçında efsane bir gol atmış, sonra Hamburg maçlarında stoper oynamıştı. Gio'nun Ipswich günlerine başladığı zamanlar. Ve işte şimdi Gio gelince Kewell gidebilir. Ipswich'te forma giymeye başlayan Gio ile Hamburg'da stoper oynayan Kewell. Ve tabi 2005'in 8 numarası Caner Erkin'den formayı kapmak için. Ona Barcelona formasını ilk defa veren Rijkaard verecek bu kararı. Devamlılığı ise Tromso'ya, Manisaspor'a Oftaş'a gol atan Hakan Şükür sağlayacak, kızmazsa, kırgın olmazsa.

7 yorum:

Orange dedi ki...

hehe lost...

kutay dedi ki...

izlemediğim dizi hakkında yorum yapmayın, anlamıyorum.. anlamamam güzel, izlemeden anlatmayın..)

adozzi21 dedi ki...

müthiş analiz :)

caveksk dedi ki...

daha bi kaç saat önce ''dokunmayın şabanıma'' postunu okumuştum şimdi resmi sitede herşey için teşekkürler nonda yazıyo.
insan ne diyeceğini bilemiyo keşke daha farklı olsaydı herşey.
yolu açık olsun....

Hikmet Cilli dedi ki...

müthiş bir yazı olmuş..

Sinan Yılmaz dedi ki...

Arif deyimiyle: Sen rahatsız mısın?

erhan dedi ki...

Guillermo Arriaga ya selam olsun:)