Çarşamba, Haziran 16

5.Gün / Risk ve Kumar


Slovakya, Dünya Kupası'nda sürpriz yapması beklenen takımlardan. Bu kanaate çoğunluk nasıl vardı bilmiyorum. Çok da önemli değil. Slovaklar, Süper Lig'de oynayan Vittek ile öne geçti. Dünya Kupası'nda gruplarda alınacak bir galibiyet çok önemli. 1-0 iyi bir skor. Bu skorun büyüsüne kapılan Avrupalılar, gol atmaya, hatta yarı sahayı geçmeye mecali olmayan Yeni Zelanda'yı üzerine çekti. 1-0'a kapandı. Bu sezon içinde Galatasaray'ın çokça yaptığı daha doğrusu yapamadağı bir şeyi Slovakya da yapamadı. Son dakikalarda arka arkaya gelen isabetsiz ortalar ve kötü vuruşlar, son dakikada isabetli orta - şık kafa vuruşu kombinasyonuna dönüşünce 3 puan eridi gitti.

Günün ikinci maçında Portekiz ve Fildişi S. gol atmak için en ufak bir riske girmedi. Yıllardır santrforu olmayan, vasat bir santrfor Pauleta sayesinde 3-5 sene idare eden ama o da bırakınca yerine anca Brezilyalı Liedson'u monte edebilen Portekiz 90 dakika boyunca herhangi bir atak girişiminde bulunmadı. Ronaldo'nun kanat adamlarına özgü çalım sonrası şutları dışında bir şey üretmediler. Fildişi maçını kendilerine hedef maçı olarak belirlemeleri mantıklı ama hedef maçında kazanmak yerine kaybetmemeyi tercih etmek biraz Anadolu takımı mantığıdır.

Fildişi Sahilleri de riske girmeyen takım oldu. Drogba'yı oyuna sokmak için 65 dakika bekleyen, diğer hücumcularını son 5 dakikaya saklayan Erikson hakettiği sonucu yani golsüz beraberliği aldı.

Brezilya - Kuzey Kore maçındaki sahneler ise bu iki maçın tam tersi. Maicon, herkesin orta yapabilceği bir pozisyonda kaleye vurdu ve takımını öne geçirdi. Robinho, attığı pasla Elano'yu golle buluşturdu. O pası atabilmek tabi ki Robinho'nun yeteneği ama atmaya karar verebilmek, iyi kötü bir risk alabilmek demektir.

Slovakya maçında 5 Lira kazanmak için 20 lira riske ettim ve kaybettim. Bunun sebebi Okyanusya takımının attığı goldü. Diğer iki maçta da buna benzer şeyler yaşandı. Futbol ile kumarı paralel olarak sürdürüyorum. Riske giriyorum ve dün kaybettim. Bu kadar rahat kumar oynayan, bahis yapan, para koyan bir adam olarak hayatımın geri kalanında riske girmemem ise oldukça sancılı. Dünya Kupası'nın 5.günü skor avantajın var diye savunmaya çekilmemeyi, bazen boşluğu gördüğün anda topa vurman gerektiğini gösterdi. Kaleye vurmadan gol olmadığı gibi, önce topa vurmalı, sonra ne yapacağımızı düşünürüz.

Hiç yorum yok: